Ana içeriğe atla

İslam Çupi'den...

"Çayırova Cam Sanayii'ne başka bir iş için gitmiştim, karşıma bütün gırgırı ile Arnavut Cemal çıkmaz mı?

Şaşırdım. Arnavut Cemal benim Topkapı'dan kısa pantolonlu iken arkadaşım... O zaman koalisyonumuz ben erik ağaçlarına, o incir ağaçlarına idi.

Bizim Cemal, Muharip Nevruz Bey ile bir orta yaşlılar voleybol ve futbol ekipleri kurmuşlar. Öğlen paydosunda terleyip duruyorlarmış.

"Sen ne oynuyorsun?" dedim Cemal'e. Uyanık ya, "oynamıyorum, hakemlik yapıyorum".

Sonra birden ben bir o konuştu.
-Bu yaşta sopa yenir mi?
-Yok lan, bende sopa yiyecek göz var mı?
Peki nasıl dövülmeden hakemlik yapıorsun?
-Gayet basit. Ağzına düdüğü alıncaya kadar Arnavut Cemal'im. Düdüğü aldıktan sonra Arap Cemal olup kimseyi semtime sokmuyorum.

Topkapı ve Çapa anılarına bar: gözlerimin musluklarını biraz daha açayım...

Bir lambacı vardı, yalın ayak, ayak kırdı... Askere gitmemek için tren rayının altına elini koyarak üç parmağını kestirecfek kadar gaddardı. İyi bir bekti. Önce alkolik, sonra rahmetlik oldu...

Çapa'da oynarken kaleci Deli İrfan ve çocuklarla Boğaz'da denize gitmiştik. Şakadan delinin bir pabucunu denize attık. Sonra daldık daldık çıkaramadık. Deli başladı tepinmeye. "Gitti bizim 10 lira..." Araya ben girdim. "Kardeşim sen pabuçları 10 liraya aldın değil mi? Biz senin tek pabucunu attık. O halde al şu 5 lirayı da sus!"

Gerçekten Deli İrfan parayı cebine koydu ve tıs etmedi.

Dego İsmail, klasik bir sağ açıktı. Fakat gece gündüz direksiyon salladığı için maçlara şiş gözle çıkardı. Bir sabah 09.00'da Eyüp Stadı'nda bir özel müsabaka oynuyoruz. Rakip zayıf ve toy... Maçin ilk yarım saatinde skor 5-0 oldu. Bir ara baktık Dego İsmail sahada yok. Telaşlandık, hatta korktuk. Az sonra saha kenarındaki Arnavut'un bostanını denetleyen takımın dedektifi Duble Moruk sahaya, bize bağırdı.

"Siz 10 kişi oyuna devam edin. Dego marullar arasında uyuya kalmış"

Böylesine saf ve güzel bir dünya idi, bizimkisi..."

(Tercüman, 1 Mayıs 1975)

İslam Çupi, Mağlubu Anlatmak kitabı içinde, syf. 96-97

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.