Ana içeriğe atla

"Haram Olsun..."

Maç sonunda, tayfadan Abdullah'ın, olayları yatıştırmak için tribüne gelen yönetici Ekrem Kandemir'e haykırdığı gibi: "Bu futbolcuların aldığı paraya/onlara verdiğiniz paraya haram olsun!" Daha naif, daha uygun nasıl söylenir, bilmiyorum.

Aslında bu maçtan sonra, "Elazığ maçını nasıl kazandık?" sorusu daha belirgin hale geldi.

Sahada ne yaptığını bilmeyen, her zamanki gibi taktiksiz ve koordinasyonsuz bir takım vardı. Yine de dengeli gitti oyun. Sadece Tokat'ın istatistiği çok yüksekti: Kaleyi tutan 5-6 şutun 3'ü gol oldu.

Ortahada Samet'in yokluğunda, 61 numaralı Kemal Samet oynadı. İkinci yarı yerine Metin girdi. Yanında Koray vardı. 70 numara Onur ve Ertan ile forvetteydik. Ertan, tıpkı Konya'da Onur'un yaptığı gibi, yüzde 100'lük golü atamayarak bizi bitirdi.İkinci yarının ortalarında Ertan'ın yerine Ali Cansun girdi ama etkisizdi. İlhan Aydoğdu, herzamanki gibi takımın en çok çalışan ismiydi ama, sağ taraftaydı. Kadroya yeni giren ve hemen 11'de çıkan, 1980 doğumlu yani 30 yaşında, 6 numaralı Gündüz'ün fazla kiloları taa 50 metreden bizi rahatsız ediyordu. Sahada az çok şöyle bir dağılımla oynadık:

Bizim Elazığ maçının ilk devresinde olduğu gibi, Tokat'ın ilk yarıda kaleyi tutan şutları gol oldu. Biri kornerden ön direğe gelen topun arkaya sektirilmesi; diğerinde defansın arkasına sarkan Tokatlının defans oyuncumuzu kolaylık geçip attığı şut. Metin Aktaş'ın bir de karşıkarşıya çıkardığı top var. Bizim pozisyonlarda ise, Onur'un kaleci ile karşıkarşıya kalıp düşmesi/düşürülmesi; Ertan'ın arkaya sarkıtığı pozisyonlarda bir türlü son hareketi yapamaması ve kalecinin çıkardığı bir serbest vuruşumuz.

İkinci yarının başlarında bir gol bulursak, umutlanacaktık. Nitekim, yüklendik. Onur'un indirdiği topta, Ertan çok rahat pozisyonda altıpastan topu dışarı atınca, yapacak birşey kalmadı. Ardından yine altıpastaki karambolde top içeri sokamayan Onur ve top çizgi geçti itirazları...




Küçük bir detay ama bence önemli, takımın "takım" olmadığının göstergesi: İkinci yarının ortalarında tam da yüklenmiş ve golü ararken, ceza sahasının hemen dışında bize yapılan faul sonrası, futbolcuumuz Tokatlı ile didişti bir an. O sırada bütün Tokatlı futbolcular bizimkinin başına çömerken, bizimkiler -birkisi hariç- eli belde seyrediyordu olan biteni. Arkadaşının isyanına ortak olmak yerine...

Yıllardır şu takımdan neredeyse yüzlerce oyuncu geçti. Hepsi mi birbirinin aynı olur ve aynı sonucu verir; anlayamıyorum. Topçusunu oynatamayan hoca, hocasına kelek yapan topçu, ikisini birden idare edemeyen yönetici, nereye-nasıl para harcayacağını bilmeyen yönetimler ve harcanan milyonlar.

Haram olsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A