Ana içeriğe atla

Ali Güneş'e Tavsiyeler

Sayın Ali Güneş, takımımıza hoşgeldiniz.

Başlığa bakıp ahkam keseceğimi sanmayın. "Tavsiye"den kastım, yaşanmış ve alışılmış bazı Demirspor gerçeklerini size hatırlatmaktır. Burası bağımsız ve bağlantısız bir taraftar blogu ve biz de sıradan taraftarlar olarak size kendi görüşlerimizi sunuyoruz. Tıpkı önceki sayısız teknik direktörlerimize sunduğumuz gibi...

Eski hocamız Tolungüç'e, 16 Temmuz 2010 tarihinde, yine bir hoşgeldin yazı yazmıştım; şurdan okuyabilirsiniz:

http://demirgibiyiz.blogspot.com/2010/07/buyuk-soner.html

O yazıdaki "Sayın Tolungüç" ifadelerini, "Sayın Güneş" olarak değiştirip aynen dikkatinize sunuyorum; çünkü bunların hepsi yine-yeniden yaşandı.

Eğer yazının hepsini okumak istemezseniz, şu kısımlarını aktarıyorum ki bir özetidir bir yıl içinde olan bitenin:

"Sayın Tolungüç, ne yazık ki Adana Demirspor'da sadece işini yapan, ahlaklı bir duruş sergileyen, takıma karakterli bir oyun oynatan teknik adamlar fazla barınamıyor. Bu gerçeği bilmenizi istedim. Son yıllarda Behzat Çınar, Sadi Tekelioğlu gibi sadece işini yapmaya odaklanan hocalarımız yerel basının ve kaynayan Demirspor kazananın işbirliğiyle heba edildiler. Dilerim ki sizin bu eli yüzü düzgün açıklamalarınız onların canını sıkmaz. Dilerim ki Demirspor camiası, bu kez bizi yanıltır ve sizi sonuna kadar destekler.

Sayın Tolungüç, Demirspor'da yıllardır karakterli oyuncu-teknik adam-yönetici üçlemesi bir arada olmadı. Bunlardan en fazla ikisi yan yana gelebildi ki kimi yıllar üçüne de hasrettik. Şu anki patronunuz Sayın Tuncel'in de sportif geçmişi içler acısı. (...) Bir de yerel basına dikkat ediniz. Onlar, kraldan çok kralcıdır, güçlünün yanındadır. Analizi sevmezler, daha çok koplaya-yapıştırla idare ederler. Transferinde rol aldıkları oyuncuları oynatmadınız diye size demediklerini bırakmazlar. Başarısızlığı taraftara bağlamayı severler. Sorunu içeride değil dışarıda ararlar. Emin olunuz, işinizi kolaylaştırmayacaklardır.(...) Biz yanındayız. Daha önce bizi kandıranların da yanında olduk. Huyumuz kurusun. Biz, Demirsporluyuz. Eminim kulağına gelmiştir Demirspor taraftarının neler yapıp ettiği, çıtayı nerelere yükselttiği. Yine de bu blogun eski sayfalarını karıştırmanı tavsiye ederim. Göreceksin ki logoyu ve renkleri daha yukarı çekmek için herkesle işbirliği yaparız; çünkü onu taşıyan herkese saygımız var."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...