Ana içeriğe atla

Taraftardan Kocaeli Maçı Yorumları #3

Geçen hafta Tokat maçı sonrası hala sesim düzelmemişti, bu yüzden ufukta Adana yolları yoktu. Ancak kader gene bizi 5 Ocak'ta birleştirdi.

Tersine deplasman yolculuğuna Cumartesi sabah Uçar ailesi ile başladım.Cuma gecesi Gölbaşı'nda kaldım.101 oynadık arkadaşlarla.Beni ordan aldılar.Gölbaşı'nın bende ayrı bir yeri vardır.ARada Ankara ile dağların olması, o pis şehir ile aramda mesafelerin olmasını bilmek bana huzur veriyor.Ankaraya ilk geldiğimde orada misafirhanede kalmıştım.Tus kampında yine oradaydım.

Bu sefer arka koltuktaki ikilim felaketin oğlu Türkay'dan sonra ''Duru'' idi. ''Timut'' demesini öğrenmiş maşallah, bi de görünce ''emmi'' diyor :):)

Cumartesi gününü uyuyarak geçirdim.Hava rüzgarlı ve bulutlu idi. Arada atıştırdı da. Pazar saat 12.30 gibi arabayı açmak için uzaktan kumandaya bastığımda acı ama gerçek şeyi öğrenmiş bulundum.Bir gün önce ışıkları açık unuttuğum için aküsü bitmiş. Allah'tan şansım yaver gitti.Tam itmeye başlamışken komşulardan birisinde ara kablo varmış, sağolsun yardıma geldi.Çalıştırdık. Stada yakın bir yere park ettik.Ama arabanın bir daha çalışmama ihtimali vardı.Ve maç sonu Ankara'ya dönmek zorundaydık.Aklımızda maç sonu bir el atan olur vardı hep.

Maçı kapalı B üstte izledik.Koltukları çok bitişik yapmışlar, Göktuğ sıkıştırdı beni.Sığamadım :):)

Maraton tribünü ve güney kale boştu; ama gelenler oldukça verimliydi. Kapalı ise fena değildi. Kocaeli maçı olunca insan büyük beklenti içinde oluyor. Tribünlerin çok daha kalabalık olacağı düşüncesindeyim. Başarısız sonuçlar, yağmur, naklen yayın tribünleri etkilemişti.Onlara da hak vermek lazım.Ama insan Demirsporlu olunca üzülüyor işte.

Kocaelinin pankartlarından zaten diğer arkadaşlar bahsetmiş.Ben çok fazla değinmiyor, onlara teşekkürlerimi iletiyorum. İstiklal Marşında dikkatimi çeken adamların yeşil atkısının kalmamış olmasıydı, sanki bizim bir grup vardı orda. Onlar da takımlarını en güzel şekilde desteklediler.Umarım memnun kalmışlardır.Kalan maçlarında başarılar diliyoruz.

Maçtan önce ve sonra her iki takım da çağırıldı.Alkışlandı.

Maçın ilk yarısı tutuktuk.Bizim standartlarımıza göre güzel tribün yapamadık. Dakika 69'da Bekir Çınar bestesinden sonra film koptu, a state of trance.
''A de se '', ''Aley aley'' oldukça güzeldi. ''Taraftar çıldırdı, şampiyonluk istiyor'' sloganları...İnsanın tüyleri diken diken oluyor.Tabi aklımda hep ''araba çalışacak mı?'' Çalıştı çok şükür.

Maçtan sonra da ''yolun açık olsun oley '' dedikten sonra yola çıktık.HEr zaman tribünsel sürprizlerle karşılaşırdık,Ankaragücü, Sakarya, Bursa, maç gözetmeni... Bu sefer istedik ya bütün yol boyunca Kocaelili göremedik.Sağlık olsun.

Molada Yavuz başkan ve eşi ile karşılaştık.Molada bile bloga yazarsınız artık diye sıkıştırdı bizi :)

Yeni otobanda bayaği tipi ve sis vardı.Korkmadım desem yalan olur.Geçen hafta katıldığımız radyo programı ''yol arkadaşı''nı tekrar dinledik.Bir ara bağlansak mı diye düşündük.Adamlar bizim yüzümüzden programı kapatacaklar :)

Ankaraya badiyle tek parça halinde varmayı başardık.

ARdından Pazartesi sendromu...Nefret ediyorum

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.