Ana içeriğe atla

Statlar Bizimdir, Direkleri Sizin...

(Bu konuda vertumnus da bir yazı hazırlığında ama ben de dayanamayıp kendi görüşlerimi aktarayım istedim.)

Halkın parasıyla stat yapıp, lütufta bulunduğunu zanneden zihniyete Galatasaray'ın yeni stadında gerekli cevap verildi. Kulüplerin gerçek sahibi taraftarlar, bir takımın kimliğini koruması ve yaşatması için de en geçerli söze sahiptir. Tribün, toplumun ruh halini yansıtır. Toplum delirirse, tribün de delirir... Tribün homurduyorsa, ortada bir sorun var demektir. O sesi duymazlıktan gelemezsiniz.

Taraftara, "nankör-bilinçisiz-şerefsiz-gerizekalı kuşbeyinliler" deme cesaretini gösteren bürokratlar, kraldan çok kralcılar değil; tribünün sesi kalacaktır geleceğe. Demirsporluların ürettiği güzel bir söz, tam da bu duruma layık: Statlar bizimdir, direkleri sizin!

Halkın değil muktedirlerin yanında yer edinmeyi yol bellemiş basının güzide temsilcileri, halkın vicdanında gereken konuma alınmıştır zaten...

www.tekyumruk.com adresine girip, Galatasaray taraftarının gösterdiği dirence destek olabilirsiniz.

Yorumlar

Jose Marti dedi ki…
Bir tane şeref sahibi, namus sahibi, haysiyet sahibi insan o TOKİ başkanının söylediklerini hazmedebilir miydi!
Geçtim TOKİ başkanını, bu insanların RTE'yi sevmeme hakkı yok mu? Protestoların nedenini söyliyeyim: "Bu milletin yarısı seni sevmiyor; önemli bir kısmı ise senden nefret ediyor"
Nefret ettiğim kişiye alenen küfretme hakkım olmayabilir ama tepki gösterdiğim için özür dilememi bekleyenler haysiyetten bihaber yalakalardır..
Galatasaraylı olsam gurur verirdi o gece yaşananlar..
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Demirspor Kulübü olarak yıllardır Aytaç Durak'tan aynı şeyleri çekiyoruz. Biraz uğultu olsa stadyumda "desteğimi çekerim" diyordu. Siyaset ve politika birbirine girmiş durumda. Başbakanımız gittiği her yerde önceden programlanmış kişiler ile alkışlanmaya alıştığı için tepkiler zoruna gitti. Tepkiler sonrası yapılan açıklamalar ise tek kelime ile hayret verici!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...