Ana içeriğe atla

Söyleşiden Notlar#1

"Adana Demirspor 70 Yaşında" söyleşisinde öne çıkan başlıklar şöyleydi:

Açılış konuşmasında, Demirspor'un kuruluş felsefesi gereği, "biz" olma, birlikte hareket etme, ortak olanı birlikte geliştirme gibi dinamiklere dayandığını ve ilk yıllarda gelen önemli başarıların bu ilkelerin doğru şekilde yerine getirilmesiyle yakalandığını belirttim. Gittikçe mekanikleşen, sayısallaşan, bol sıfırlı transfer ücretlerine, ihale bedellerine indirgenen futbolumuzda, futbolu sevmenin başka değerlere dayanabileceğini ve Adana Demirspor'un da bu farklılığı sembolize ettiğini vurguladım. Takımın artık camianın başarılarından ziyade tribünün başarısı ile anıldığını ve kuruluşundaki değerlerin tribünlerin omuzlarında yükseldiğini belirttim.

"BİZE KULAK VEREN TEK BAŞKAN, BEKİR ÇINAR'DI"

Şimşekler Grubu liderlerinden Adem Tel, "bugüne kadarki yönetimler kalıcı gelir ve altyapı konusundaki önerilerimizi hiç dinlemedi. Bize kulak veren tek başkan, Bekir Çınar'dı. Eğer yaşasaydı çok önemli projelere imza atacaktı" dedi.

Adem Abi konuşmasında, Adana Demirspor taraftarının gelişim sürecini anlatırken, 1994'ten itibaren tribünde örgütlü bir yapının geliştiğini söyledi. 1995'ten bu yana Süper Ligi görmeyen bir tribünün hala nasıl bu kadar tutkulu ve takımına bağlı olduğu sorusu etrafında konuşan Adem Tel, ilk dönemlerden itibaren okullarda ve mahallelerde temsilciler belirlediklerini ve onlarla sürekli toplantılar gerçekleştirdiklerini anlattı. Amaçlarının her zaman ülke çapında saygı duyulan bir grup olmak olduğunun altını çizen Adem Abi, Adana'da Aytaç Durak'a boyun eğmeyen tek kitlenin Adana Demirspor taraftarı olduğunu söyledi. "Aytaç Durak kentteki herkesi sindirdi ama Demirpor tribünlerini sindiremedi" diyen tribün lideri, Demirspor'un bugünkü başarısız konumunda baş sorumlunun yanlış yönetimler ve ona çanak tutan yerel basın olduğunu kaydetti. "Şampiyon takımlar dağıtıldı, kadrolar tamamen değiştirilip yanlış transferler yapıldı" diyen Tel, "Bekir Çınar, Adana Demirspor taraftarını dinleyen tek başkandı, o bizim önerilerimize kulak verdi. Eğer yaşasaydı çok önemli projelere imza atacaktı" dedi.



Adem Tel konuşmasında ayrıca, efsane lider Muharrem Gülergin'in ruhundan sapmamak için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini vurguladı. İzleyicilerden gelen bir soru üzerine de, siyasi duruşlarının Adana Demirsporluluklarının önüne geçmeyeceğini söyleyerek, "şehirdeki muhalif ve asi duruşumuzu ise kimsenin engellemesine izin vermeyiz" dedi.

"FUTBOL ORTAMI, DEMOKRATİKLEŞTİRİLEBİLİR"

Avukat ve spor yazarı Akif Kurtuluş, Adana Demirspor'un futbol ortamının demokratik bir ruha kavuşturulabileceğinin en güzel simgesi olduğunu söyledi.

Amatör futbolculuk günlerinde Demirspor'a karşı oynadığını ve sutopu takımıyla da Adana'ya geldiklerini vurgulayan Kurtuluş, Adana Demirspor'un bir futbol kulübü olmasının ötesinde bir spor kulübü olduğunu belirtti. Akif Kurtuluş, başarı endeksli bir spor ortamının karşısında Adana Demirspor'u sevenlerin farklı bir konumda olduğunu vurguladı. "Solculuk hastalığına yakalandığından beri" futbol neden sevilir sorusunu çevresine anlatmakta zorlandığını söyleyen yazar, "hayatın içinde ne varsa futbolda da o var. Biz mücadele ettiğimiz sürece hayatı ve futbolu dönüştürebiliriz. Futbol ortamı demokratikleştirilebilir. Demirspor tribünleri de bunun bir göstergesidir" dedi. Tamamen demokratik veya muhalif bir takımın olamayacağını, ancak buna dair çabaların olabileceğini söyleyen Kurtuluş, Adana Demirsporluların bu çabaları gösterdiklerinin altını çizdi. Bekir Çınar'ın siyasi çizgisinden sapmak adına "tribünleri istediği için" Livorno projesine sahip çıktığını vurgulayan Akif Kurtuluş "takım değiştirmek zor biliyorum ama yeniden bir tercih imkanım olsa ben böyle bir takımın taraftarı olmak isterdim" şeklinde konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...