Ana içeriğe atla

Konuk Yazar: "Bir Hüseyin Özcan Yazısı..."

----
Son dönemde takım olan gelişmelerden oldukça rahatsız olan ve bunu hararetli bir şekilde dile getiren Müslüm arkadaşımızdan bu kez daha mutedil bi yazı! Eski teknik direktörümüz Hüseyin Özcan'a dair hislerini dile getiriyor Müslüm ve onun duruşunu Muhsin Bey'le eşleştiriyor.

Konuk yazarlarımızın katkılarını bekliyoruz...
----


Demirspor’dan Bir “Muhsin Bey” Geçti...

Takım elbisesiyle, görünüşüyle çok “eski moda”ydı. Çok geçmeden duruşuyla, hali tavrıyla da uzaklardan, başka dünyalardan olduğu anlaşıldı. Sadece takımın başındayken değil, giderken de farklı kaldı.

Kolalı yakalarımızın, üç kuruş için özene bezene doldurulan fişlerin serili olduğu evlerimizin dünyasından geliyordu sanki. Adı sanı duyulmamıştı. “Şanlı” başarıları, yüksek yerlerde hatırlı tanıdıkları yoktu. Zaten büyük başarılar beklenerek de getirilmedi. Şimdiki gibi 9 trilyonlardan bahsedilmiyordu o günlerde. Bıyık altından gülerek, “Diğer takımlar nasıl olsa ikinci yarı parasız kalacak” diyen bir başkanımız da yoktu. “Kümede kalsak yeter”di. 4-5 başarısız oyuncunun gönderilmesi üzerine, altyapıdan gençler alınmıştı takıma. Hem umutlu, hem de umutsuzduk. Sportif başarı beklemiyorduk ama doğru olan yapılmıştı, biliyorduk. Demirspor bozkırına çekirdekler atılmıştı. Belki her biri yeşerecek, büyüyecek, senelerce hizmet edecekti bu takıma. Olmadı. Takım beklenilenin ötesinde başarılı bir takım oldu. Lider olarak grubu tamamladık ve Antalya’ya gittik. Kaderin bir cilvesi gibi, Hüseyin Hoca’nın memleketi sayılacak Antalya’ya. “Yoksa olacak mı?” dedik. Olmadı. Ama olsaydı, en olması gereken insanlarla, en olması gereken şekilde, bize en çok yakışan şekilde ve insanlarla olacaktı. Bugün daha iyi anlıyorum bunu. Tek kale oynadığımız maçta, bizi penaltılarla yenen Tavşanlı, daha sonraki rakiplerini kolayca yenerek çıktı 1. Lig’e. Evet, belki de Tayfun altı pastan atsaydı, biz çıkacaktık. Hem de düşmezsek iyi dediğimiz sezonda. Peki sonra ne oldu? Eski yönetimin adamı oldu, Hüseyin Hoca. Gönderildi. Gönderdiler.

Baskın verilen belediyelerin, menfaat kavgalarının dünyasına uzaktı. Onlar da istemedi zaten Hüseyin Hoca’yı. Sen Demirspor aşkı için canına kıyan yönetimin Hoca’ sısın, seninle işimiz olmaz dediler. O da, yeni yönetimin önünü açmak için “istifa etti”. Gidişi de kendine yakışır şekilde oldu. Şimdilerde hiçbir takım yönetmiyor Hüseyin Hoca. Beğenmiyor hiç birini, Demirspor’dan sonra. Meğer mavi-lacivert sevda ona da bulaşmış. Ne çok sevmiş meğerse bizi, o kısa ama güzel zamanlarda. Şimdi belki Muhsin Bey gibi çiçekleriyle konuşuyor evinde. Affet bizi Hocam, kendimizi kurtarmamız lazımdı, “Ali Nazik” gibi. Şan lazımdı, şöhret lazımdı, trilyonlar lazımdı. Uğraşamazdık altyapıyla filan. “Kurtarabildiniz mi bari? diye sor bize, acı acı gülerek. Sonra şapkanı al ve uzaklaş usulca, Muhsin Bey gibi.

Yorumlar

ZİFİRİ dedi ki…
Yorumda güzel, Muhsin Bey benzetmesi de. Bir de filmin son sahnesi vardır. İncesaz eşliğinde "ağlamakla, inlemekle, ömrüm gelip geçiyor" şarkısı terennüm edilir.
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Son 10 yılda Demirsporumuzu çalıştıranlardan Behzat Çınar, Sadi Tekelioğlu ve Hüseyin Özcan'ın benzer karakterlerde olduklarını düşünüyorum.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.