Ana içeriğe atla

Çanakkale Maçı...

Yarın (pazar), Çanakkale Dardanelspor ile 5 Ocak'ta oynuyoruz; Tarsus maçından gelen seyircisiz oynama cezamız yüzünden, tribünler boş olacak ama stad dışı aynı hareketliliğini yaşayacak ve "dışarıdan destek" gücü yine devreye girecek.

Maç, Adana yerel kanalı Kanal A tarafından yayınlanacak. www.kanalahaber.net adresindeki canlı yayın linkinden maç takip edilebilir, tabii site çökmezse!

Çanakkale deyince birçoğumuzun aklına 1994 yılı geliyor. Ankara'daki finalde 2-1 kazandığımız ve eski adıyla 1. Lig yenisiyle Süper Lige yükseldiğimiz, 31 Mayıs 1994 tarihi. Geçtiğimiz aylarda Fırat Ateş, çok güzel tasvir etmişti o günü ve rahmetli Bekir Çınar, da yorum bırakmıştı o yazıya. (okumak için buraya tıklayın)




O tarihten sonra 2003-2004 sezonunda yine kritik maçlarda karşılaşmıştık, bu sefer aynı kategoride kümede kalma şavaşı verirken; Kasım 2003'teki Adana'daki maçta 5-2 yenilmiş ve ağır bir yara almıştık ki asıl yara, maç boyu hakem kararları ile çılgına dönen taraftarın sahaya girip hakeme müdahalesi ve ardından alınan cezalarla olmuştu. O maçta tribündeydim; grupla birlikte Kapalı A Üst'te ve yükselen gerilem bizzat tanıklık etmiştim.


(fotoğraflar: Milliyet arşivi)

En yakın olarak da 2008'de bu sefer yine şampiyonluk mücadelesi verirken, uzay takımımızla birlikte iki maçta da Dardanel'i yenmiştik ki deplasmandaki maça Ankara'dan giderek, en uzak deplasmana gitme amacımızı o yıl için gerçekleştirmiştik.




Bu hafıza tazelemenin ardından, yarın, yeni bir sayfaya daha zafer notunu düşmek umuduyla...

Yorumlar

Tanjusun dedi ki…
Saat şu an da 10:00 maç saati yaklaşıyor yavaş yavaş stadyuma doğru hareket etmek lazım... dışarıdan canı gönülden takımı destekyeceğiz umuyorum ki 3 sene önceki Gaziosmanpaşa maçı gibi Goooll seslerini protokol tribününden işitiriz ve maç sonunda da stdyumun demir parmaklıklarında galibyet sevincini yaşarız...
müslüm dedi ki…
Yine maç sonucunu bekleyemeyeceğim, zaten son dakikada gelen bir tesadüf golü de yorumumu değiştirmez.(burhan altıpastan bombos kaçırdı şu anda zaten) arkadaslar kabul edelim takımımız kötü...gerçekten kötü. bu lig için bile.tabiki oynadığı oyun itibariyle konusuyorum, potansiyeli olduğuna ise kesinlikle inanıyorum. Soner Hoca sanırım burayı premier lig filan sanıyor ve tüm beraberlikleri iyi sonuç olarak görüyor. hemen hemen tüm maçları izledim (ya dadinledim)bu sezon. ben hiç bir maç hatırlamıyorum ki rakip takıma kesin bir üstünlük sağlayıp (eze eze değilse bile)rahat şekilde ve iyi bir oyunla mağlup edelim. her maç dakika 70 dk. 80 dk. tek forvet oynuyoruz. kendi evimizde, en zayıf rakiplere karşı da bu böyle. tek forvet oynarken, ortasahamız çok mu agresif, çok mu hücuma katılıyor? ne gezer. açıkcası, ya yenelim, ya yenilelim artık. bıktık bu kısır futbol ve skorlardan. iki haftadır penatlıdan atıyoruz ancak. (burhan galibiyet golünü attı bu arada)bir zamanlar, bir buca maçı öncesi, güzel bi insanın dediği gibi "ya üç yiyek, beş yiyek önemli deel". yeter ki çıkıp göze hoş gelen iyi bir futbol oynayalım. kısacası demirspor gibi oynayalım.
müslüm dedi ki…
Bekir Başkanın yaptığı yorumdan nezaket, alçakgönüllülük ve incelik adına, demirsporluluk adına çıkarılacak dersler şüphesiz var. bir cümle ise dikkatimi çekti özellikle. "Bu yıl İbrahim Beyin belirttiği gibi altyapıdan 11 çocuğumuzu kazandık bu hepimiz için çok önemliydi." diyor. soru basit, demirsporun geleceği olan bu çocuklar şimdi nerede?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...