Ana içeriğe atla

1940

Blogun 1940. yazısını geride bıraktık. Üç yılı aşkın süredir, Demirspor'u daha iyi bir noktaya taşıma mücadelesine, en iyi yaptığımız işi daha iyi yapmaya çalışarak, kendimizce katkı sunduk. 1940 kere, Demirspor'un daha iyi yönetilebileceğini, eski hataları tekrarlamaması için geçmişten ders almak gerektiğini, mücadele için birliktelik azmini güçlendirmeyi, kişisel hikayeleri, oradan çıkan kitlesel sonuçları, pankartları, şarkıları, sözleri-şiirleri dillendirip durduk; durup durup koştuk, çantamızı alıp deplasmana aktık, damladık, biriktik, aktık; tükendik, gücendik, söylendik, küstük ve birbirimizi yedik. 1940 kere Demirspor için, Demirsporlular için, kendimiz ve başkaları için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. 1940 kere, mavi-lacivert bayrağı yukarı taşımanın yollarını araştırdık, sorduk, dinledik, beğenmediğimiz görüşlere de yer verdik, bizi kızdıranları da dinledik. 1940 kere, demir kanatların bizi daha yukarı taşıması için çırpınıp durduk sırtımızdaki ağırlıkla.

Memleketin Demirsporlarının en şanlısını, en başarılısını, en çok destek alanını ve Demirsporların tam da yapmak istediği olan o birlikte mücadele ruhunu en çok taşıyanını, 1940 kere yere göğe sığdıramadık-yerin dibine geçirdik-elden ele taşıdık-kulaktan kulağa anlattık-yürekten yüreğe paylaşıtk. Yeni Demirsporlular kazandırdık, yeni Demirsporlularla tanıştık, Demirsporlu olmayanlara da ulaştık temas kurduk, halka halka çoğaldık; halkın içinden yolumuza devam ettik.

Adana Demirspor da 70. yılını geride bırakıyor. Bu aralık ayında Demirsporumuz yeni bir yaşına girecek. Adana Demirspor'u, taraftarının oluduğu yere taşımayı, onunla birlikte kendimizi de geliştirmeyi görev edindik. 70 yıllık çınar, bugünkü konumunu hak etmiyor. 1940 kere daha söyleyip, yazalım; birlikte düşünelim ve mücadele edelim; "70 yıllık çınara bu ayıp olmaz, 3. lig bize yakışmaz".

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.