Ana içeriğe atla

Körfez'e...


Ufak tefek,bölük pörçük, sessiz sakin Körfez'e yol alıyoruz; deplasmana Kocaeli'ne; benim için 7 yıl sonra yeniden... Cenk Taner'in memleketine giderken, yine ondanbir deplasman şarkısı seçiyorum, memleketini anlattığı; top peşindeki çocuklara selam çaktığı...:

Cenk Taner/Rüzgarlı Deniz Kıyısı

"büyüdüğümüz yer, rüzgarlı deniz kıyısı.
orada kaldı ilk aşkın tadı.
yalnız mıdır, evli mi?
aslında ne fark eder ki şimdi?

stüdyo fm yayında, müzisyenler varmış dünyada,
kupalar varmış.
top peşinde çocuklar varmış,
kolejler, sınavlar varmış, mış, mış, mış....

rüzgarlı deniz kıyısında,
özgürlüğün tadı damağımda.
rafineri, donanma gemileri,
önümüz marmara, o rüzgarlı kasaba.

vadedilmiş yalnızlık uyarıldık.
iki taştan bir kale olmaz artık;
olmasın, canın sağolsun,
dün neysen bugün de osun, olsun.

kitaplar, plaklar,
işten dönerdi yorgun insanlar.
keşfedilmiş beatle’lar
ye, ye, ye o ye.

rüzgarlı deniz kıyısında,
özgürlüğün tadı damağımda.
rafineri, donanma gemileri,
önümüz marmara, o rüzgarlı kasaba.

elde avuçta ne var şimdi?
'help me'"

Yorumlar

Deniz YILMAZ dedi ki…
sevgili ankara tayfası. aslında sizlerle bu kocaeli maçında tanışmak ve konuşmak isterdim. özellikle takımımız hakkında. elimden geldiğince her maçımızı tv den ve netten takip ederim. elazığ maçını tv den izledim. kocaeli maçınıda stadtan canlı. allah aşkına benmi futboldan anlamıyorum bu takımmı beni kahrediyor. ne 3 top yapabiliyoruz ne organize atak yapabiliyoruz ne yardım var. bütün toplar ceza sahası önüne şişiriliyor. biz böylemi maçları alacağız. adamlar yanındaki adama paz atamıyorlar ya. soner hocamı bilmiyorum ama bu takımı böyle çalıştıryorsa bizim bu gruptan maç alamayacağımız ortada. bunları halı sahaya götürüp oarada çalıştrasım geldi sırf bütün topları şişirmesinler diye. kusura bakmayın. elbette benimda yanlışlarım yanlş gözlemlerim olabilir ama bu hatalar içimdeki demirspor sevgisinden ve kaç yıldır şampiyon alamadığımızın vermiş olduğu hayal kırıklıkları var. saygılarımla.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...