Ana içeriğe atla

Uzun Zaman Oldu...

Kocaeli

Yüzölçümü: 3.626 km²

Nüfus: 1.522.408 (2009)

İl Trafik No: 41

Kocaeli, Marmara Bölgesi’nde bulunan ülkemizin önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biridir. Kocaeli iline kültürel niteliğini kazandıran faaliyetlerden biri Değirmendere düzenlenen “Uluslararası Ahşap Heykel Sempozyumu”dur. Eski Yalı Mahallesi’nde bulunan eski evler restore edilerek, bu evlerin çevrelediği ve yüzyıllık çınarların bulunduğu alana 600 kişilik bir amfi-tiyatro yapılmış olup, her yıl düzenlenen Uluslararası Ahşap Heykel Sempozyumu sonunda, parklar ile Çınarlık Meydanı’nda sergilenen heykeller büyük ilgi görmektedir.

Neyse bunlar işin hikaye kısmı. Konuya gelecek olursak:


NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Türkiye karayolu ağında trafik yoğunluğunun en yüksek olduğu kesim, Marmara Bölgesi, bölge içinde de en yoğun eksen İstanbul - Kocaeli- Adapazarı güzergahıdır. Terminale belediye otobüsleri ve minibüsle ulaşmak mümkündür.


Denizyolu: Karamürsel - Hereke arasında vapur seferleri düzenlenmektedir. Gebze - Eskihisar' dan Yalova-Topçular' a 24 saat araba vapuru seferleri vardır. Ayrıca İzmit Körfez hattında vapur ulaşımı sağlanmaktadır.


Demiryolu: Kocaeli , İstanbul ve Trakya'yı Anadolu'ya bağlayan demiryolu üzerindedir.


Havayolu: En yakın havaalanı İstanbul Atatürk Havaalanıdır.

Havayolu bize cazip gelmez. Denizyolu desen; Ankara' da ikamet ediyoruz kaç yıldır, deniz tutar bizi bu saatten sonra. Diğer iki seçenek de kanaatimce uygundur.

Biraz erken biliyorum ama ben lafımı söyledim ortaya, üzerine alınan alınsın:) Saygılar sevgiler.....

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Kocaeli'yle en son 2003-2004'te oynamıştık ve yine bu aylardı; Ekim ya da Kasım; mustava ile ilk deplasmanımızdı. Trenle gideceğiz diye tutturduğumuzdan sabahın köründe oradaydık; dönüşümüz de gecenin köründe. Dönüşte tren bozuldu, otobüsün tekeri patladı, falan filan... Ertesi gün öğlen Ankara'ya varabilmiştik. 1-1 bitmişti o maç.
Gürcan dedi ki…
Bir bilgiyi düzeltmek istedim. En yakın havaalanı Sabiha Gökçen. Buradan da havaş Kocaeli şehir merkezine direkt çalışıyor.
ZİFİRİ dedi ki…
Muhabbeti uzatmayalım.
Organize olalım
Tüm dostlara haber salalım.
Buradan midibus tutalım.
İstanbul Tayfasına da duyuralım
Bir olalım, birlik olalım
Kocaeli'ne çıkartma yapalım.
ADANADEMİRSPOR dedi ki…
BURDAN ADANADAN DA ORG. OLUR UMARIMDA BİZLERDE GELİRİZ.
TRİBUNU OLAN TAKIMA DEPLASMAN YAPMAK DAHA BAŞKA GÜZELDİR
MiTo1940 dedi ki…
İstanbul Tayfası "Haydarpaşa Garı"nda... Rahat olun :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...