Gedikli konuk yazarlarımızdan Nadir "zifiri" Avşaroğlu'nun Demirsporlu Olmak başlıklı yazılarının ikincisini, biraz gecikmeli de olsa yayınlıyoruz. Nadir Abi, bu kez, gurbette Demirsporlu olma hissiyatını yokluyor.
--------------------------------
Zordur gurbette Demirsporlu olmak,
Ankara’da Demirsporlu olmak...
Bu kentteki vatandaş senin Demirsporlu olduğunu öğrendiğinde, kendi futbol birikimini de kanıtlamak istercesine;
“Aslında Adanaspor ile Demirspor birleşse, kesinlikle süper ligde önemli bir takım olurlar” gibi muhteşem bir yorum yapar. Hatta bu durumu biraz da süsleyerek, “takımın adı Adanaspor olur, sizin de renkleriniz olur, iyi olur”. O anda, o kişi tüm nefretimi toparlar, kan beynime çıkar. Tekrar sigaraya başlayasım gelir. Beyefendinin aklına gelen bu dahiyane fikir, benim buz gibi olan sessiz tavrımda son bulur. Ama adam yine de ısrarcıdır.
- Siz Adana takımları olarak birleşmeyi düşünmüyor musunuz ?
- Bekliyoruz.
- Neyi bekliyorsunuz ?
- İstanbul takımlarının birleşmesini bekliyoruz.
- Nasıl yani ya
- Önce Fener ile Galatasaray birleşsin, biz sonra birleşiriz.
- Abi onlar birleşir mi ?
- O zaman bizi niye zorla birleştiriyon. Kaldı ki üç İstanbul takımı birleşse gerek mali yapı, gerek seyirci potansiyeli, dünyanın en güçlü takımı olurlar.
- Abi olmaz öyle şey ya.
- Peki kabul, önce Göztepe ile Karşıyaka birleşsin, biz ondan sonra birleşiriz.
- Yok, yok onlar da birleşmez.
- O zaman bizi niye zorluyorsun be adam....
Anlatamazsın; zordur gurbette Demirsporlu olmak.
Ama güzeldir de Ankara’da Demirsporlu olmak...
Hikaya bilinir; Yunus Emre, Taptuk’un dergahında eğitimini kırk yılda tamamlar. Şeyhinden emir alır, ve halkı aydınlatmak için yollara düşer, yılları gurbet ellerde geçer. Epey zaman sonra Dergaha geri döner, Şeyhi Taptuk’un kendisini unutup unutmadığını da merak etmektedir. Bu kuşkuyu dergâha dönünce şeyhinin hanımına söyler. Ana-bacı ona:
- Ey Yunus der. Şeyhinin gözleri görmüyor artık. Sade kalp gözü açıktır. Sen şu eşiğe otur, Taptuk namaza çıkarken ayağı sana dokunur. Bu kimdir, diye soracak olursa bana, ben kendisine “Yunus” diye cevap veririm. Şayet şeyhin “Bizim Yunus mu” derse anla ki sen hala şeyhinin gönlündesin. Yok eğer: “hangi Yunus” derse vay haline.
Bu hikaye benzer mi bilmiyorum. Ama Ankara’da adama sorarlar;
- Hangi takımı tutuyorsun
Ben özellikle şu şekilde cevaplarım
- Demirspor...
Karşımdaki kişi “Adana Demirspor mu ?” derse
Anlarım ki Demirspor hala gönüllerde.
“Hangi Demirspor” derse
Buz keserim
O kişi benim tüm nefretimi toparlar.
Kafamı duvarlara vurasım gelir
Tekrar sigara içesim gelir.
Velhasılı,
Zordur gurbette Demirsporlu olmak...
Nadir Avşaroğlu
--------------------------------
Zordur gurbette Demirsporlu olmak,
Ankara’da Demirsporlu olmak...
Bu kentteki vatandaş senin Demirsporlu olduğunu öğrendiğinde, kendi futbol birikimini de kanıtlamak istercesine;
“Aslında Adanaspor ile Demirspor birleşse, kesinlikle süper ligde önemli bir takım olurlar” gibi muhteşem bir yorum yapar. Hatta bu durumu biraz da süsleyerek, “takımın adı Adanaspor olur, sizin de renkleriniz olur, iyi olur”. O anda, o kişi tüm nefretimi toparlar, kan beynime çıkar. Tekrar sigaraya başlayasım gelir. Beyefendinin aklına gelen bu dahiyane fikir, benim buz gibi olan sessiz tavrımda son bulur. Ama adam yine de ısrarcıdır.
- Siz Adana takımları olarak birleşmeyi düşünmüyor musunuz ?
- Bekliyoruz.
- Neyi bekliyorsunuz ?
- İstanbul takımlarının birleşmesini bekliyoruz.
- Nasıl yani ya
- Önce Fener ile Galatasaray birleşsin, biz sonra birleşiriz.
- Abi onlar birleşir mi ?
- O zaman bizi niye zorla birleştiriyon. Kaldı ki üç İstanbul takımı birleşse gerek mali yapı, gerek seyirci potansiyeli, dünyanın en güçlü takımı olurlar.
- Abi olmaz öyle şey ya.
- Peki kabul, önce Göztepe ile Karşıyaka birleşsin, biz ondan sonra birleşiriz.
- Yok, yok onlar da birleşmez.
- O zaman bizi niye zorluyorsun be adam....
Anlatamazsın; zordur gurbette Demirsporlu olmak.
Ama güzeldir de Ankara’da Demirsporlu olmak...
Hikaya bilinir; Yunus Emre, Taptuk’un dergahında eğitimini kırk yılda tamamlar. Şeyhinden emir alır, ve halkı aydınlatmak için yollara düşer, yılları gurbet ellerde geçer. Epey zaman sonra Dergaha geri döner, Şeyhi Taptuk’un kendisini unutup unutmadığını da merak etmektedir. Bu kuşkuyu dergâha dönünce şeyhinin hanımına söyler. Ana-bacı ona:
- Ey Yunus der. Şeyhinin gözleri görmüyor artık. Sade kalp gözü açıktır. Sen şu eşiğe otur, Taptuk namaza çıkarken ayağı sana dokunur. Bu kimdir, diye soracak olursa bana, ben kendisine “Yunus” diye cevap veririm. Şayet şeyhin “Bizim Yunus mu” derse anla ki sen hala şeyhinin gönlündesin. Yok eğer: “hangi Yunus” derse vay haline.
Bu hikaye benzer mi bilmiyorum. Ama Ankara’da adama sorarlar;
- Hangi takımı tutuyorsun
Ben özellikle şu şekilde cevaplarım
- Demirspor...
Karşımdaki kişi “Adana Demirspor mu ?” derse
Anlarım ki Demirspor hala gönüllerde.
“Hangi Demirspor” derse
Buz keserim
O kişi benim tüm nefretimi toparlar.
Kafamı duvarlara vurasım gelir
Tekrar sigara içesim gelir.
Velhasılı,
Zordur gurbette Demirsporlu olmak...
Nadir Avşaroğlu
Yorumlar