Ana içeriğe atla

...

Ağlıyorum...Kaç zamandır ağlıyorum bilmiyorum, göz yaşlarım klavyeye dökülüyor, yarım yamalak görüyorum ekranı

Kerem'in son basketini görüyorum 4 saniye kala
Semih'in son bloğunu görüyorum 0,5 saniye kala

Tutamıyorum, yemin ederim engel olamıyorum saatlerdir gözümden akanlara

Helal olsun hepinize ulan! Helal olsun ulan!

Hanginiz her ne düşünüp oynadıysanız, hanginiz her ne düşünüp seviniyorsanız helal olsun...

Vişegradlı bir kız geçiyor ulan bu gece Drina Köprüsü'nün üzerinden, çiçekli etekleri, dilinde bir neşeli türkü...Bu gece o kadar önemliydi ki ulan benim için...

Ağlıyorum Kızılay'ın ortasında

Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum...

Allahınıza kurban ulan hepinizin!!!

Biz bugün kazandık ya, ant olsun yarın zaten bizim...

Yorumlar

serdanka dedi ki…
2001 senesinde Kerem çok kötü bir turnuva gerçirmişti, hatta 1999 avrupa şampiyonasında harikalar yaratan Kerem'in basketbolu 2001'den yıllar sonra Real Madrid'e transfer olana kadar çok kötü gitti. Sonra Real Madrid'de basketbolu olgunlaştı gelişti. Şimdi antrenör olan Orhun Ene 2001'de -ki geleceğin Milli Takım hocası- basketbolu bırakmasına rağmen oynaması için çağrılmıştı.

Ama şimdi diyecek söz yok...

2001'de Ankara'da ve İstanbul'da sana salonda belki de en çok küfreden bendim Kerem...

Çok özür dilerim....
Unknown dedi ki…
finale çıkmak ayrı bir zevkte sırpların daha doğrusu çirkef teadosiçin o yüz şeklini görmek orgasm'dan daha zevkli anlar arasına girebilir

amerika maçı daha kolay geçecek rahat olun gençler maç bizim :D

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...