Ana içeriğe atla

Futbolun Zemini

Memleket futbolunda zilyon dolarlar dönüyor; imajlar yenileniyor, sponsorlar gelip gidiyor; her yıl daha renkli, daha parlak, daha gürültülü geçiyor. Ama futbolun oynandığı zeminler gün geçtikçe kötüleşiyor. Liglerin bir kısmı başladı; birçok maç canlı yayınlandı, gördük ki Türkiye'nin her yerinde durum aynı: Futbolun zeminini sağlamlaştırmadan, sadece cilasıyla ilgileniyoruz.



Çünkü futbolu aslında sevmiyoruz. Sevseydik, önce onu oynamak için koşulları iyi hale getirirdik. Stad girişlerinde-çıkışlarında, maç izlerken eziyet çeken taraftar, sahada top süremeyen, çukura takılıp sakatlanan futbolcular....

Sıcaktı, soğuktu, yağmurdu çamurdu derken, şu zeminleri bir tülü adam edemedik. Stadları işin ehline vermiyoruz. Bu iş nasıl yapılır öğrenmiyoruz. Dünyanın başka yerlerinde ne yapılıyor, araştırmıyoruz. "Drenaj" desen, Balkanlarda bir semt olarak biliniyor...

Cebimizde paralarla, plazaların tepesine erdi başımız ama ayaklarımız hala patates tarlasında!

Yorumlar

Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Çim alanlar sadece futbol sahaları için değil yeşil alanın bulunduğu her yerde son derece büyük özen ister. Mentalite hep aynı olunca durum da farklı olmuyor. Futbolculara milyarlarca lira para ödenirken altyapının maçlara eski püskü formalarla çıkması,ya da ödenek eksikliğinden genç takımları turnuvaya göndermemek gibi bir zihniyetin ürünü.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.