Ana içeriğe atla

Eser Özaltındere'den Adana Günleri...

"takımın kamplarında oynanan oyunlardan en önemlisi 'basra' adı verilen ve piştiye benzeyen bir oyundu. Arkadaşlar arasında sürekli bu oyunu oynardık. Ve bu oyunlar her zaman çok kanlı geçerdi. Birbirimizi kızdırma nedeniyle alınan tad inanılmazdı. Yenilen uzun süre kendine gelemezdi. Özellikle Koza Oteli'nde oynanan oyunlarda rahmetli Şükrü Ağabey'in üzerine çok gidilirdi. O oyunların en aranan ismi yine malzemeci Kelle Kadir ve masör Rıza idi. Diğer çok kızan isim ise Tombik Ahmet'ti. Şükrü Ağabey çok sinirlendiği için, biraz da üzerine gidince zaman zaman kağıtları yırttığı, hatta yediği olurdu. (...)


Biz basrayı Demirspor lokalinde de oynardık. Aynı heyecan orada da yaşanırdı. Bu lokalin müdavimleri çoktu. Hepsi de başlıbaşna özellikli insanlardı; Burun Recai, Kedi Melih, Sabit Oktan, Pilot Nuri, İhsan Ağa, Özbek Özler, Fehri Gez vb... Hatırladığım kadarıyla lokalin işletmesi Puto Mustafa ile Necati Ağabey'e aitti. Pilot Nuri de en büyük basracılardan biriydi. Yüksek sesle konuşması, kahkahaları ve "zort"u çok meşhurdu. (...) Puto Mustafa pek konuşmazdı ama bir konuştu mu gülmekten kırılır geçerdik. Özbek Özler, Adana'nın köklü ailelerinden gelen toprak sahibi saygın bir kişiydi. O da ortamın insanıydı, arada sırada inanılmaz ilginç espriler üretir etrafa neşe saçardı. (...)

Özellikle iklimin müsait olduğu dönemlerde akşam yemeklerini bazen Tefo Mehmet'in yerinde yerdik. Tefo Mehmet abartılı yalanlarıyla meşhurdu ve bunlar Tefo Mehmet fıkralarının ana konusunu oluştururlardı. Onun yeri, baraj yolunda bahçesi olan yeşillikler içerisindeki bir lokantaydı. Ayrıca Tefo'da fasıl da vardı. Özellikle kazandığımız maçlardan sonra orada yemek yemenin farklı bir amacı olurdu. Çünkü, tüm Adana Demirsporlu taraftarlar galibiyeti kutlamak için oraya gelirlerdi. Böylelikle, tebrikleri kabul etmek ve onore olmak imkanını elde ederdik. Tefo'nun yerine takım içerisindeki ağabeylerimzle gittiğimizde ise bayağı bir gırgır yapardık. Çünkü, ağabeylerimiz içinde İsmail Ağabey gibi biri vardı ki, çok mukallit bir insanı; Tefo Mehmet'e, Kelle'ye, fasıldaki tefçiye takılır, neşemize neşe katardı."

(Eser Özaltındere/ "Adana Demirspor Günlerim"/ Adana Futbolu kitabı içinde/ syf.157-159)

Eski Adana'dan fotoğraflar için tıklayın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir