Ana içeriğe atla

"Demirsporlu Olmak"

Konuk Yazarımız ve sıkı takipçimiz, Nadir Avşaroğlu, Demirsporlu olmanın kendisi için ne anlama geldiğini aktarıyor. Güzel bir haftasonu yazısı olarak perşembeyi beklemeden ekliyorum. Belki de Nadir Abi'nin yazısı, diğer başka yazarlar ve konuklar için öncü olur; "Demirsporlu Olmak sizin için ne demek?" konseptli yazı serisi başlar, kim bilir?

--

Çocukluğumda oturduğumuz apartmanda, benden iki yaş büyük Yücel Abi vardı, Demirsporluydu. Yücel Abi'yi severdim, o yüzden Demirsporlu oldum.

Hele bir de, kendine artık dar gelen Demirspor formasını bana verince. O formayı ilk defa giyip, evin arkasındaki Vali Sahası’nda maç yapmaya gittiğim günü hiç unutmam. İsmail’in ortası ile bir de kafa golü bile atmıştım.

Bu satırlarda daha önce Geyik1940 yazmıştı.

http://demirgibiyiz.blogspot.com/2010/05/bir-sehir-iki-takm-bir-gozlem.html

O yazının devamında yine Güntekin Onay anlatır. Geçtiğimiz yıllarda Çukurova Üniversitesi'nde bir ödül törenine katılmış, uçağa yetişebilmek için taksi ara sokaklardan gitmiş. Dar Adana sokaklarında, 3 büyük(!) takımın formasından daha çok Demirspor formalı çocuklar dikkatini çekmiş. Kentin diğer takımının formasının esamesi bile yok.

İnsan bir takımı neden tutar, neden taraftarı olur, bilmem. Benim için hala lümpen bir tutum. Ancak insanın bilinci ile yenemediği, yüreğinin derinliklerinden atamadığı bir takım şeyler de var. Aslında taraf olmak, taraftar olmak, safını belirlemek iyi bir şeydir. Dolayısıyla taraftarı olduğun takımda seni bu anlamda temsil edebilmelidir. Belki gençken bir takımı neden tuttuğun anlaşılabilir. Yıllar geçtikçe bu sevdanın küllenmesi beklenir. Amaa...

Demirspor’lu olmak başka bir şeydir.
Bir tutkudur, bir sevdadır, bir duruştur.
Yastığında, düşünde, içindedir
Bir hain bıçak gibi kalbindedir.
Dermanı yoktur, bilirsin.
Seversin…

Çünkü Demirspor,

Gelenekten gelen bir güçle beslenir.
Demirspor özünde bir işçi takımıdır.
Demirspor taraftarının muhalif bir tavrı vardır.

Demirspor taraftarlığı bir tavrın, bir bakış açısının, bir duruşun simgesidir. Aynı kentin takımı Uzan ailesine satıldığında, o takım taraftarlarından çıt çıkmamıştır. Demirspor taraftarları bu durumun yanında çerez sayılabilecek çok daha küçük olaylar için boykotlar, açlık grevleri yapmış, yürüyüşler düzenlemiştir. Bu tavır sayesinde, Adana’nın bazı ileri gelenleri(!) tarafından Sabancı ailesinin Demirspor’u satın alması teklif edildiğinde, cesaret dahi edilememiştir.

Yıllarca alt liglerde oynarsın, sevdanda, tutkunda bir eksilme olmaz. Türkay’ın da yazdığı gibi bilirsin; "Demirspor hangi ligde oynarsa Süper Lig orasıdır". Yerini bilmediğin ilçelerin takımları üst liglerdedir, adını duymadığın belediye takımları seni sollar, belki içerlersin. Bazen kırılır, incinir, burkulur yüreğin. Yine de seversin. Bırak Süper Ligi, Demirspor sokakta oynasa, kaldırımda taraftar olasın gelir.

Bu bir sevdadır.
Bilirsin
Seversin

Bazen de koyar. Bir Mayıs akşamı Ankara sokaklarında dertli dertli yürürken, bir arkadaş düşünceli halini sorar. “TKİ Tavşanlı’ya mı yenildiniz, Tavşanlı hangi ile bağlı, bu Demirspor, bildiğimiz yıllar öncesinin Demirspor’u mu? Şimdi kaçıncı ligdesiniz?”

Oradan kaçasın gelir
Boğazın düğümlenir
O sözler paslı bir bıçak gibi
Yüreğinin derinliklerine saplanır
Ama bitmez sevdan

Aç kalırsın
Susuz kalırsın
Tütünsüz, uykusuz kalırsın
Demirspor sevdası terk etmez seni…

Yorumlar

Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Yazı ile ilgili küçük bir düzeltme;Sabancı ailesine Demirsporun satılması değil Sabancıların Demirspora destek vermesi (sponsor olması) gündemdeydi. Bir nevi ön çalışma da yapıldı ancak bazı hususlardan dolayı tam destek verilmesi gerçekleşmedi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.