Ana içeriğe atla

sessizlik...

Son günlerde yaşanan olaylara karşı olan sessiziliğimiz farklı şekillerde yorumlanmaktadır. Ancak bizi tanıyanlar bilir, şimdilik susuyoruz ve yakında sözlerimizi esirgemeden haykıracağımızı belirtiyoruz. Saygılar.

Yorumlar

MiTo1940 dedi ki…
Ankara Tayfası... Yoruldu mu acaba ?
Işık dedi ki…
ben bu sessizliği sevmedim. Bir yerlerde susmak erdemdir deniyor ve susuluyor. Ben bu hikayeleri hep dinledim ama sizi biraz yorulmuş gördüm (Sizin eleştirilerinizin Adana da nasıl karşılandığını gördüğümde ürperdiğim gibi). Bildiğim bir şey var Adana da okumak yazmak yetmiyor. Bir kaç kelimeyi bile bir araya getiremeyen insanlar başkanlık ve liderlik yapıyorlar. Ve en nihayetinde tablo ortada... Susmayın sizi öldürecek kadar cesur değiller...
Fırat Ateş dedi ki…
Evet yorulduk yorulmakla da kalmadık, yıprandık, üzüldük, sıkıldık ve dağıldık...

Balans ayarı bozulan akıllarımızı toparlayıp yeni bir motivastonla yola çıkmamız için bu yaz ayını böyle geçireceğiz gibi görünüyor kim bilir belki daha da uzun sürer bu sessizlik...

Biz de etten ve kemikteniz ve olumsuzluklar doğal olarak bizlerin de motivasyonunu etkiliyor. Özetle bunun tartışılacak bir yanı yok ve bizler profesyonel maaşlı yazarlar değiliz, her gün zorunlu olarak bir şeyler yazmak zorunda değiliz. Bizler taraftarız ve bir taraftarın gözünden ne hissediyorsak onları yazıyoruz hepsi bu... Son olarak, bu blog zaten çoğu konuda söylenecekleri defalarca söyledi aynı şeyleri tekrar etmenin de anlamı yok!
Martin Eden dedi ki…
defalarca söylenen doğrular insanı yorar ama en çok yoran,defalarca söylenen şeyin doğru olmadığının anlaşılmasıdır bence...uzun süredir takip ettiğim blogunuzda dönemsel olarak bazı yanlış karar ve tutumlardaki ısrarınızın sizi daha çok zedelediği düşüncesindeyim...kişilerle ve olaylarla ilgili birşey söylemek istemiyorum ama geriye dönüp baktığımda geçen yıl ankara tayfası olarak kişileri ve olayları genelde konu ettiniz ve haketmeyenlere haketmedikleri değerleri verdiniz...şimdi susma zamanıdır sadece sizin için değil...ama yanlışlarını da itiraf edebilmeli insan...hepimiz demirspor hakkındaki düşünce ve eylemlerimizde yanlışları savunmuş olabiliriz yer yer ve dönem dönem ama bunları gördüysek dile getirmeliyiz ki başkası da aynı hataya düşmesin...
son olarak;
dağılmayı bir azalış olarak görmemek lazım
kazanan demirspor ve demirsporluluk olacaksa varsın böyle olsun...
iyi tatiller....
Adsız dedi ki…
ben bu sessizliğin nedenini biliyorum,ama ortada ADANA DEMİRSPOR olunca herkes susmak zorunda kalyor,çok zor günler geçiren takımımız için söylenecek her sözün yanlış anlaşılabilme olasılığı çok yüksek bu sıralar,bazı şeyler nekadar içimize sinmesede hazmetmeye çalışyoruz,bekleyelim ve görelim,bazen susmak konuşmaktan çok şey ifade eder,daha onurlu bir gelecek umuduyla her zaman yanındayız ADANA DEMİRSPOR...
yavuzy dedi ki…
Sayın Nuri Demir ve diğer arkadaşlar; genelde sanıldğının aksine, ki aslında bunu çeşitli kereler tekrarladık ama göz ardı edilmek istendi, ankara tayfası diye başı sonu belli-yekpare bir bütünden ziyade kişisel düşünceler topluluğunun yansımasıdır bu blog. Ankara'daki Demirsporlular ve onların arkadaşları, sevenleri, destekçileri görüşlerini açıklar. Bu görüşler, tek bir doğrunun peşinden gitmez; belli konulardaki ortak açıklamalar dışında kişisel görüş olarak kalır. Mustafa Tuncel ve Demirspor'un yönetim krizi meselesindeki sessizlik, bu kişilerin söyleyecek birşeylerinin olmaması ile ilgili diye düşünüyorum. Çünkü ortada yeni birşey yok. Mustafa Tuncel'i gayet iyi yanıyoruz. Kendisiyle ilgili düşüncelerimiz belli. En azından benimkiler, değişmedi. Son açıklamalrında, bizim yıllardır söylediklerimizi söylemiş olsa bile değişmedi.

Sayın Nuri Demir, eğer elinizde Demirspor'a dair doğru ve yanlışları içeren, desteklenmesi ve desteklenmemesi gereken kişileri/eylemleri gösteren bir rehber varsa, lütfen bize gönderin, hemen okuyalım. Bahsettiğiniz ve bahsettiğim gibi, bazı arkadaşlarımız geçmiş dönemdeki kimi gelişmeleri fazla önemseyip, o konunun üzerine gitmiş olabilirler. Neyi, neden savunduklarını da uzun uzadıya, hatta çok uzun bir şekilde anlattılar, tartıştılar. Ama ne yazık ki, sevgili okuyucu, Ankara Tayfası adıyla oluşan bu "açık alan"ı iyi kullanamadınız, kullanamadık. Birilerinin adamı olmadan, doğru bildiğini savunan ve tartışan Demirsporluların olabileceğini, bazıları ve özellikle Adana'dakiler bir türlü hazmedemedi. "Biz biliriz"cilerin duvarını aşamadık. Demirspor'da iş yapmak yerine iş yaptırmamayı görev bellemişlerin duvarını aşamadık. Evet, yorulduk. Dinlenmemiz lazım. Ama bunda, iyi yaptıklarımızı görmezden gelip eksik ve yanlışlarımızı sürekli hatırlatan senin de payın var, sevgili okuyucu.

Sayın Demir, bu blogta itiraflar da, serzenişler de, öfkeler de, destek ve eleştiri de aynı anda, hep birlikte yer aldı. Siz sanırım görmek istediklerinizi görüyorsunuz sadece. Evet, itiraf etmemiz gerekir ki Demirspor'da birşeyleri değiştirebileceğimizi zannetmiştik. Bunu Adana'daki potansiyele güvenerek, en yüksek koltukta oturanlara, Adana'nın geleneğine güvenerek hissettik. Yanılmışız. İtiraf ediyorum. Artık, koca bir dünyayı fethedebilecek, Demirspor Küskünler Ordusu'nun bir üyesiyiz. Belki birgün harekete geçeriz.

Son olarak-evet uzattım: "Yanlış yapmak", ancak birşeyler yapıldığı zaman mümkün. Biz birşeyler yaptık ve sizin gibilere göre yanlış yaptık. Elinizdeki rehberi lütfen sadece bizimle değil, herkesle paylaşın ki, bundan sonra kimse yanlış yapmasın. Ya da herkes hiç birşey yapmadan durursa, zaten yanlış yapmış olmaz.
Yergökmavi dedi ki…
Spor,Her kesimden herkesin ortak buluşma noktasıdır...Sağcısı solcusu,yaşlısı genci,kadını erkeği,siyahı beyazıyla..Adanademirsporumuzun şuandaki en büyük değeri taraftar farklılığıdır.Bunda bir bütün taraftardan bahsediyorum.Bu Şimşekler grubudur,kapalı trübündür,Maratondur,Sessiz çoğunluktur,Ankara,İstanbul tayfalarıdır.Bunlar Adanademirsporu diğer takımlardan farklı kılan değerlerdir..Sizler küstünüz,bizlerde küselim,diğer gruplarda küssün,Ne olacak ve kime faydası olacak?
İçimizdeki Adanademirspor sevgisi veya içimizdeki İNANÇ gibi herkeste olmayan değer bu kadar çabukmu yok olmalı..

Evet çok eksiklerimiz var profesyonellik adına,taşıdığım değerler adına..Bu takım başkalarının olduğu kadar benimde takımım veya tam tersi..

İşleyen bir değerde her zaman iyiye yönelik beklenti ve çaba olabilir.Ancak yok olmuş ve işlemeyen bir değere hiç birşey yapamazsınız.Bu sadece ve sadece anılarda yaşatılabilen bir değer olarak kalabilir..
Yeni yönetimle bu değerimiz yaşama şansı bulmuştur.16 yıldır hep içimizde bir umut taşımadık mı?İşte şimdi yine bir umut doğdu.Yeni yönetimin açıklamaları fena gözükmüyor ve zaten bekleyip görmekten başka şansımızda yok gibi..

Kimse kimseye küsmesin.Küsülecekse bu Adanademirspordan başkası olmayacaktır..Zaferler,hiçbir zaman böyle küskünlük ve kırgınlıkla kazanılmamıştır..İNANÇLA,AZİMLE,
ONURLA ve İNATLA kazanılmıştır..

Adanademirsporumuzun bir değeri olan Ankara Tayfası,Sizler değilmiydiniz,sizleri yok sayma adına eleştirenlere ve buna içinizdeki sevgi ve inançla karşı koyan..Yoksa sevginiz bu kadar zayıf ve kırılganmıydı?

Adanademirsporu Adanademirspor yapan tüm değerlerin hep var olması dileğiyle.....
Martin Eden dedi ki…
yapılmış yanlışlardan bahsederken kendimi de katarak çoğul konuşmuştum ama herhalde okurken gözden kaçırmış olmalısın...hepimizin demirspor adına yaptıklarında yanlışlar olmuştur dedim...
mesele bu yanlışları görebilmek ve söyleyebilmek dedim
size destek amacı da güderek yazmış olduğum yazımın karşı görüş olarak algılanması, biz ve diğerleri diye iki ayrı grup şeklinde konuşulması üzdü beni...ankara tayfasının son bir yılında görmüş olduklarımı belirttim
ama temelde sizin karşınızdaymışım gibi algılandı
herhalde bunda benim eski yazılarımın etkisi var
ya da çok duygusal bir dönemdesiniz ve söylenenleri olduğundan daha sert görüyorsunuz
meselemiz mustafa tuncel ya da bekir ya da bir başkası değil...

açık alanı kullanamamak,
Birilerinin adamı olmadan demirsporlu olmak ve
Biz bilirizciler engeli gibi söylemlerin adanada her zaman bir karşılığı olan kişiler vardır
ama acı olan tayfa ve tayfa blogunda da bu tarz tutumların olmuş olmasıdır...(sadece geçen sezon )
adana geleneğine güvenerek birşeylerin değişebileceğine olan inancınız bazen bir kişiye güvenerek'e dönüştü yine geçen sezon

not: bütün bunların beni ilgilendirmediğini hatta ben kimim ki bunları yazıyorum demenizi de doğal buluyorum
ama şahsımın adının, uzun uzun zikredilerek yazıldığı bir yazıdan doğan cevap hakkımda bunları söylemezsem ne demek istediğim anlaşılmaz endişesi taşıyorum

tayfa için ilk cümlelerinde belirttiğin tanımın uygulamasını göremedim çok fazla geçen sezon.
özünde sadece bunu anlatmak istedim

rehbere gelince hepimizn rehberi bellidir...
ayağımıza batan dikenler,aradığımız gülün habercisidir...

yönetimle ve belirli bir grup taraftarla bu kadar yakın olmanın sonuçlarını yaşıyor tayfa.
maratondan uzak durmanın sonuçlarını yaşıyor tayfa.

son olarak söylemek istediğim söz :
bekir çınarı bundan sonra da tayfa blogunda yorumlarla görmek istiyorum
anlaşıldığımı umut ediyorum
saygılar...
göktuğ dedi ki…
@ Nuri Demir

Geçen sezon yanlış şeylerin peşinden koşmamızdan, yanlışların bizi yorduğundan bir nevi suçluluktan sessiz olarak durduğumuzu belirtmişsiniz. Ama suskunluğumuzun bu nedenler ile bir alakası yok. Siz bizi suçlu olarak görmüşsün ama suskunluğun nedeni sizin istediğiniz nedenden değil.

Geçen sezon yanlışların peşinden gittiğimizi söylemişsiniz. Üstü kapalı Bekir Çınar'ı aşırı savunduğumuzu belirtmişsiniz. Biz şimdiye kadar kimseye ilk adımı atmadık. Bize adım atana adım ile karşılık verdik. İlk defa tavsiyeler ile ilgilenen bir yönetim vardı ve bizde tavsiyelerimizle Demirspor'a katkı koyabilmek çabasındaydık.

Tüm bu çabalarımız için kendimizi asla suçlu olarak görmüyoruz. Bunun pişmanlığını yaşamıyoruz.Keşke dediklerimiz arada çıkacaktır ama genel olarak Demirspor için en iyisi için çabaladık ve uğraştık. Durum bundan ibarettir.

Sizin algıladığınız gibi ne birileri ile iyiyiz diye ne birileri ile kötüyüz diye ne de size göre suçluluğumuz nedeniyle sessiz değiliz.Merak etmeyin sezonun yaklaşması ve somut adımlar ile birlikte tekrardan içimizdeki ruh canlanacaktır.
yavuzy dedi ki…
Sayın Demir, bizim karşımızda olarak algılamadım sizi yazdıklarınızdan dolayı; ama genel olarak yaklaşım farkı olduğu kesin. Zaten cevabım da aslında size değil, bizi bir yere koymaya çalışan genel okuyucuyaydı. Bu blogun Demirspor kültürüne, taraftarlık bilincine elinden gelen katkıyı yaptığı ve birlikte öğrenme sürecini geliştirmek istediğini görmezden gelenlerydi. Onun (sedece geçen sezon) Bekir Çınar'la yakın ilişki kurdu diye bizim çeşitli yerlere yakınlığımızı uzaklığımızı ölçenlereydi.

Ayrıca, blogta bize karşı yazılar da yayınlandı zaten; bu konuda bir sıkıntımız yok. Bizim "karşımızdakilerle" iletişim kurmak gibi bir sıkıntımız yok. Herkesle herşeyi konuşabiliriz. Sorun şu: Bize ne yapmamız gerektiğini söyleyemezsiniz. Yanlış yaptığımızı söyleyebilirsiniz, eyvallah; ama "yanlış yaptığınızı itiraf edin" diyemezsiniz. "Bekir Çınar'ın başkan olarak taraftar bloglarına yazması uygun değil" diyebilirsiniz, ama "ben burada Bekir Çınar yorumu görmek istemiyorum" diyemezsiniz. İkisi arasında dağlar kadar fark var. Siz Bekir Çınar'ı görmek istemezsiniz, bir başkası da sizi görmek istemez. Sonunda görülmek istemeyen biz olduk. Sizlere bu fırsatı verdiğimiz için.

Biz ne maratona, ne taraftar grubuna ne de başkana yakınız veya uzağız. Yine de belirtmek gerekir ki bu tayfanın üyelerinin hepsinin MARATON kombinesi vardı ve gidebildiği maçları maratonda izledi ve oradakilerle konuştu.

Göktuğ benden daha net yazmış: Bizle temas halinde olan herkesle temas kurarız. Mahlaslarla, kod adlarla gelip bize yanlış yaptığımızı söyleyenle de kurarız; ayağınızı denk alın diyenle de. Belki de bunun sıkıntısını çekiyoruz.

Bu açık alan, Demirsporluların bizi hoyratça tüketmesine zamanında dur diyemediğimiz için, bize gelip hesap soranlara onların diliyle konuşmadığımız için bu noktaya geldi. Hem iyi hem kötü anlamda... Bizim nereye yakın olduğumuzu elindeki mezrularla santim santim ölçenlere, "sizin ölçü birimleriniz bizi ölçemez" demediğimiz için, hesap kitapların kurbanı olduk. Bu da bizim farkımız olsun dedik. Evet, yanlış yaptık.
Hakan HOŞCAN dedi ki…
dinlenin, dinlenin. Yeni sezona çok zaman kalmadı :)
Unknown dedi ki…
nuri demir, doğu demir, demir demir... Hep aynı yüzler, aynı sesler...

Ankara Tayfasının aldığı sessizlik kararında bile Bekir Çınar'a laf sokma, Ankara Tayfası'nı Bekir Çınar üzerinden eleştirme çabasına bir tek o şahsına münhasır güzel insan girebilirdi. Özledik lan seni. Geri dön, eskisi gibi "doğu demir" ol...

Böyle farklı üyeliklerle yazmak yakışmıyor sana. İmlanla, kelimelerinle ele veriyorsun kendini.
göktuğ dedi ki…
Kimden geldiğini göremediğim bir yorumu yanlışlıkla sildim. İlgilisi tekrar yazara sevinirim.
Martin Eden dedi ki…
söylediklerimi yanlış anlamakta ısrar ediliyor...
güzel günler görmek istiyorum demirsporumuz adına ve o güzel günlerde beraber olalım istiyorum.2 yıldır olduğu gibi
caqLaR dedi ki…
Aslında şu dakikalarda susmak bir şeçenektir ve en doğru olan yapılıyor...Hiç şüphem yok çünkü sesimiz çıksa bu sefer çatlak sesler yayılmaya başlayacaktır..Sustuğumuz halde yapılan şeyde bu aslında bazı yazarlar meydanı boş bulunca konuşmaya,yazmaya çizmeye başladılar.Mesela gazetecilikten hiçbir şey anlamayan arada spikerlik yapan ve maç içinde gereksiz yorumlarını söyleen bir kişi ...(Yavuz Y.)

Eğer ki şimdi biz konuşsak olacak şu ...Hani böyleydi hani şöyleydi..İyi desek kötü oalcağız kötü desek bu sefer diğer taraftan gelecekler üstümüze ...Düşüncelerde boğuluyoruz çoğu zaman ama herkez bilsin..Susulması gereken yerde EN SON SÖZÜ SÖYLEYECEĞİZ !
Martin Eden dedi ki…
bütün kimliklerin altında demirspor sevgisi yatıyor doğru söylüyorsun fatih hep aynı sesler...aynı kelimeler var çünkü...çünkü doğru bir tane...
ama yapılmaya çalışılanı kişiselleştirmek doğru değildir...kişi ve olayları değil onların getirdiği sistemin yanlışlığı konuşma konumuz oldu hep...ama hep karşı karşıya getirilme çabaları oluyor...ne kadar mahlas kullanılmış olsa da samimi olmaya çalışılıyor takdir beklenmiyor ama anlayışa sığınılıyor...
bütün demirlerin yolu Adana'ya çıkar

fatih tanışıyor muyuz ?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.