Ana içeriğe atla

Mustafa Tuncel

Sayın Tuncel, bize borçlusunuz. Bize başarı borcunuz var.

İki yıl önce, onca dedikoduyu, söylentiyi kulakarkası eden, "aman takım şampiyonluğa giderken bizden bir engel çıkmasın" diye ses etmeyen, hep yutkunan ve desteğini esirgemeyen ama sonra o içten içe bildiği gerçekle karşılaşıp hayalkırıklığına uğrayan taraftara, borcunuz var.

Siyasi rezaletler, ihanetler vs. bir kenara...

Taraftarın yıllardır bildiği gerçeklerin, futbolun içine kimlerin nasıl el attığının, soyunma odalarında neler olduğunun "itiraf"ı diğer tarafa...

Futbolla pek ilgisi olmayanlardan kurulu yönetim kurulu başka bir tarafa...

7 kere gidip 8 kere gelmelerle, "Süleyman hep başbakan" moduyla, aynı ezberlerle taraftarı oyalama politikanız, "çatlak ses istemiyorum" diktatörlüğünüz bambaşka bir tarafa...

Bunlarla boğuşmanın vakti değil. Şu anda Adana'da sizle baş edecek bir güç yok gibi görünüyor. Madem zirveye çıktınız, şimdi zaman, bize borcunuzu ödeme vakti. Mayıs'a kadar süreniz var. Bekliyoruz. Gerektiğinde yanınızda oluruz. Biz zaten, isimlerin değil, herzaman logonun ve formanın yanındayız.

Uzay takımı, ufo takımı, bagajlarda bekletilen trilyonlar değil, sadece başarı istiyoruz. Laf değil, iş istiyoruz. Çünkü sizin başkanlık tarihiniz, bir başarısızlık tarihi. Bize yeteri kadar borçlandınız. Size yeteri kadar kredi verdik.

Bize borcunuzu ödemek zorundasınız. Bekliyoruz. Mayıs'a kadar süreniz var.

Yorumlar

Antipati dedi ki…
Gerçekten harika yazmışşınız , ayrıca belediye başkanlıgı seçiminde taraftarlara külhanbeylik yapıyorum demesi ayrı bir rezaletti umarım o kutsal forma kişisel çıkarlarınız için kullanılmaz ki ; eger öyle birşey olursa Adanada en büyük olmanız hiç birimizin umrunda olmayıp gereken hertürlü şeyi yapmaya , formayı kirletenlerin başının belası olmaya hepimiz hazırız . Başarılar dilerim ..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...