Ana içeriğe atla

Ekonomide Hurafeler ve Gerçekler

Bundan 25 yıl önce haftasonları, Meydan Mahallesi'ndeki 2 katlı evin geniş avlusunda, maç saati gelene kadar, çift kale, teke tek maç yapardık abimle. Duvar pasının gerçekten duvar kullanılarak yapıldığı dönemler... Maç saati gelince eve çıkar, siyah-beyaz televizyonumuzda, belki de grinin tonlarından takım renklerini ayırt ederek, zamanın tek kanalı TRT1'de maç izlerdik.

Bir de babamın beni değil, abimi Demirspor maçlarına götürmesi olayı var çocukluğumdan kalan. Kız çocukları, özellikle de küçüklerse, stada götürülmez; büyükler zaten gidemez. Neyse, bu başka bir yazının konusu olabilir.

Abim büyüdü (ben hala çocuk :)) Buradan binlerce kilometre uzakta, ekonomi alanında doktorasını tamamlayıp Ekonomi Türk isimli bir blog açtı. Blogdaki kalbur üstü yazıları derleyerek ise bir kitap yazdı.

Deniz Gökçe kitabın önsözünde şunları yazmış: "(...) Bu kitap üniversitede okuyan öğrenciler ve kendini geliştirmeye çalışan ve ekonomiye ilgi duyan diğer kesimler için vazgeçilmez bir kaynak olacak. Yazıların en eğlendirici ve öğretici yanı da, havadan hayali veri ekonomi teorisiyle alakası olmayan yorumlar yapan yorumcuların yanlışlarını bir bir ortaya dökmeleri.

Yıllarca ekonomi bilmez, popülist insanlarımız bu "karamsar dinozor yorumcuların" yorumlarını okuyarak yanıldılar. Ekonomide "Hurafeler ve Gerçekler" kitabı ise bu yorumcuların yanlış yorumlarını kullanıp, doğruları da göstererek ekonomi dünyamıza yeni bir soluk getiriyor. Türkiye'nin yeni nesil yazarlarının zihin açıcı yorumlarını beğenerek okuyacağınızı düşünüyorum. Belki bazıları ülkenin şirket olmadığını anlar artık da, şirket kurtarma reçetelerini ülke kurtarma reçetesi diye gündeme getirmez!"

Ekonomi Türk: Ekonomide Hurafeler ve Gerçekler kitabını %30 indirimle 9,80 TL’ye Liberte Yayınları sitesiden hemen alabilirsiniz.

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
biz bu kitabın hurafeler kısmında yer alıyoruz sanırım. :)
Hüseyin A. dedi ki…
Meral Abla teşekkür ederim, bir İİBF öğrencisi olarak mutlak okumama gereken bir kitapmış :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir