Ana içeriğe atla

Bilmek, sevmek, garipsemek...

Geçenlerde televizyonda kanal kanal dolaşırken NTVspor'da "Portekiz Ligi" özet görüntüleri yakaladım. Bu senenin flaş takımı -yani Portekiz'in Bursa'sı- 'Braga' takımının oynadığı maçtan önemli pozisyonları veriyordu televizyon. Ancak durum bana bayağı bir garip geldi... Aslında bana garip gelen şeyi biliyordum... İçten içe bu duruma seviniyordum ama açmazların içinde kalmış yurdum futbolunu ve ondan da önemlisi Demirspor'umuzu düşündüğümde ise sadece üzülüyordum...

Bilmek

Maçta en çok dikkatimi çeken şey Braga'nın oynadığı deplasman takımının sahasının küçüklüğü ve yetersizliğiydi.(en azından bana öyle gelmişti)
Sonra bir maç özeti daha izledim. "Allah Allah" dedim, gene aynı manzara... Hatta bu sefer saha daha beter durumdaydı, nispeten daha büyüktü ama Portekiz 1. ligi maçı değilde Türkiye 3. Liginde bir maç izler gibiydim.

Tabii sadece sahanın şekli ile alakalı değildi fikrim. Maça aileler topluca, adeta bir mahalle cümbür cemaat gelmiş gibiydi. Her maçta birbirinden renkli sahneler o kısacık maç özetlerine her nasılsa konulmuştu. Bu bile bambaşka bir şeydi ki bizim Süper Lig maç özetlerimizin tartışmalı pozisyonlardan ibaret olduğunu düşününce.

Aslında bu durumu hep biliyorduk. "Bilmek" eylemi bizim için bu durumla alakalı hep vardı. Villareal örneği hala canla başla İspanya'da sahnede. -stad kapasitesi bağlı olduğu kasabanın nüfusu ile baş eden bir takımdır kendisi ama Şampiyonlar Liginde yarı final oynamışlıkları vardır-

Sevmek

İşte tam bu noktada "sevmek" fiili devreye giriyor. Benle birlikte bu yazıyı okuyan bir çok endüstriyelleşmiş futbol karşıtı insanın bu romantizmin tadını damağında hissetmiş olduğuna eminim. "Vay be adamlara bak ya! Sahaları ne halde oynadıkları futbol ve ortam şahane, helal olsun!" dendiğini duyar gibiyim. İşin aslı öyle değil. Birde şu fotoğrafa bakalım. İlk stadın bir farklı yerden çekilmiş fotoğrafı. Aradaki 7 farkı bulabileceğinize eminim.
İşte bu fotoğrafta bize verilen mesaj çok açık aslında "Altyapı"... Elalemin oğlu kendi oynadığı stadın yanına neler neler yapmış. Öyle aman aman bir takım da değil bu takım. Araştırdım antreman sahaları değil. Hemen yan taraftaki stad altyapı takımlarının maçlarını yaptığı saha. Bizde misal "...Fenerbahçe PAF takım maçı Dereağzı tesislerinde oynandı..." Nasıl bir devinim eksikliği içindeyiz siz çözün...

Garipsemek


Bu ise K.Karabükspor'un sahası. Tabii bu fotoğrafı koyarken amacım kötü değil. Bunun bir başarı olduğunu hatırlatmak. Ne demiş Hz. İsa "Sezar'ın hakkı Sezar'a!". Kazanılan başarıdan ötürü tebrik ettiğimiz gibi eleştirmekte hakkımız olacaktır. Karabük'e gidip "misafirperver" Karabük halkından dem vurmayan yoktur. Aynı şekilde internette araya taraya stada ilişkin ancak bu fotoğrafı bulabiliyorsam şapkayı önüne koyması gereken Karabüksporlular bence. Resmi sitelerinin olmamasını geçtim, taraftarın bir şeyler yapması lazım bence bu konuda.
Asıl garipsediğim ise bize dair olanlar. Altyapı sıralaması yapıldığında Türkiye'de her kategoride ilk onda yer alan bir camianın bu potansiyeli kullanması lazım. Ancak benim kafamdaki soru işaretleri sadece Adana Demirspor ile alakalı değil! Şöyle ki ;
Garipsiyorum, çünkü ;
Arda TURAN kendi ağzından, Fabregas'ın 12 yaşında öğrendiği hareketleri ben Rijkaard sayesinde yeni öğreniyorum diyor.
Garipsiyorum, çünkü ;
Türk futbol tarihinin en başarı futbolcusu Hakan ŞÜKÜR fundamental eğitimini 17 yaşında Bursa'da aldı.
Garipsiyorum, çünkü ;
Herkesin hayran olduğu Barcelona takımını Türkiye'deki birçok futbol adamı sadece Allah'ın bir lütfu olarak görmekte, yıllarca uğraş veren Barcelona altyapı ekibini ise elinin tersiyle iterek görmemekte.
Garipsiyorum, çünkü ;
Hiçbir birikimi olmayan futbol yorumcularını başına tac eden futbol camiasından bir şey beklemeye devam ediyorum...
Saygılar...

Yorumlar

Fırat Ateş dedi ki…
Harikulade tespitlerle Futbol hakkında ezber bozan bir yazı...

Ben de müsadenle bu yazıya bir sonsöz eklemek istiyorum:

Dört doğru pas yüzde doksan goldür,
Gol atmak için de rezidans görünümlü stadyumlara ihtiyaç yoktur!

(bkz. Dar Alanda Kısa Paslaşmalar)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.