Ana içeriğe atla

İzmir'de Kar Var, Yollar Kapalı...

Az önce Yavuz eminim büyük bir keyifle girmişti U15 takımımızın İzmir'de oynayacağı müsabakaları. Ancak üzülerek öğrendik ki; maddi imkansızlıklar nedeniyle hiçbir genç takımımız elemelere katılamıyor veya finallere gidemiyor. Bu bildirim federasyona da yapılmış durumda.

Diğer taraftan en azından bir tane genç takımımızın o turnuvada temsil edilmesi gerektiğini, tüm genç takımlara güç yetmeyebileceğini ancak bir tane takımımızın yükünün çekilebilmesinin bizi mutlu edeceğini belirtmek isteriz.

Bu takımın U14'ler olması taraftarıyım. Zira U18 takımımız bu sene en büyük başarıyı göstererek profesyonel takıma oyuncu vermiş ve bu nedenle de turnuvalarda temsil edileceğimiz bir konumda ligi tamamlamaya muvaffak olamamıştır.

Bununla birlikte U14 takımımız ligin bitmesine iki hafta kala doğrudan Türkiye finallerine kalmaya hak kazanmış olup, içinde bulunduğumuz dönemde U15 ve U16'daki abilerinden daha başarılı bir performans sergilemişlerdir. Bu başarılı performansın taçlandırılması gerekmektedir.

Bu husus U15 ve U16 takımlarımıza haksızlık olacak mıdır? Bence oradaki kardeşlerimize uygun bir dille anlatılırsa haksızlık olmayacaktır. Onlara zaten kendilerinin bu takımın geleceği olduklarını, bu yönde çalışmaya devam etmeleri gerektiğini, gerek yönetimin gerekse teknik ekibimizin kendilerini yakından izlediğini, bu sene maddi imkansızlıklar nedeni ile turnuvaya katılamayacaklarını söylememiz durumunda bu durumu anlayışla karşılayacaklardır. Kaldı ki; o yaştaki gençlerimiz açısından yönetim tarafından gönüllerinin alınmaya çalışılması/kaale alınmaları bile ödül olacaktır. Bu sene kardeşlerinin gitmelerini bu çocuklar hem hoş görecek hem de kulübün artık başarıyı ödüllendirdiğini, bu başarı için daha da fazla ter dökmeleri gerektiğini, artık daha yakından izlendiklerini göreceklerdir. İletişimin çözemeyeceği sorun yoktur.

Haksızlık yapmamak ne kadar yöneticiliğin gereği ise başarıyı ödüllendirmek de o kadar yöneticiliğin gereğidir. Bu kulübün geleceği gençlerimiz ise onların gözardı edilmemesi gerekmektedir.

Sunabileceğim bir diğer alternatif ise tek bir takımla da olsa turnuvalara katılmak yönünde karar alınması varsayımı altında; a takıma yaş itibarıyla en yakın adaylarımızın olduğu U16 takımımızı finanse etmektir. Başarıyı ödüllendirmekle, öncelikli adayları izlemek arasındaki seçim de yönetsel bir husustur.

Son olarak; yönetim böyle bir tercihte bulunup da turnuvalara katılmaya karar verirse; mutlaka ama mutlaka yönetim kademesinde veya güven duyulan teknik ekip kademesinde bir kişi takımla birlikte o turnuvaya iştirak etmelidir.Umarız tek takımı finanse edecek gücümüz vardır.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
bence şartları zorlamamak lazım. olmuyorsa yapacakta çok bişey yok. imkan olsa yönetimimizin bütün takımları finallere yada elemelere göndereeğinden eminim. ama imkanımız yokken birde bu iş için cepten yemek borca girmek ne kadar doğrudur bilmiyorum. sizleri anlıyorum hepimiz çok istiyoruz. ama parasızlık zor iş allah kimseye vermesin. bu konuda yönetime diyecek bişeyimiz yok
mustava dedi ki…
ben de en azından bir takımla temsil edilmemiz taraftarıyım.

u16 takımı profesyonelliğe diğerlerinden daha yakın olduğu için turnuva tecrübesinin faydalı olacağını düşünüyorum. u18ler bu sene misyonlarını gerçekleştirdiler, üst takımı beslediler. gelecek sene için yine bu takımdan kardeşlerimiz pro yapılabilir.
tolgago dedi ki…
Adana Valiliğinin amatör sporu desteklemek için ayırdığı bir fon yok mu ?
Bu konuda gerekli finansal katkı için gerekli girişimler yapılsa fayda sağlamaz mı ?
Adana'nın çok çok değerli (!) ve bilgili (!) spor basını bu konuda bir girişim başlatamaz mı ?
İlk etapta insanın aklına bu sorular geliyor...
mustava dedi ki…
bu konuda güzel bir gelişme var. netleştiğinde paylaşacağız.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.