Ana içeriğe atla

İnanmak?


Defansımız Süleyman Varlık, Van maçı sonrası verdiği demeçle ilgili açıklama yapmış. Herkesin üzerine düşen görevi yapmasına ilişkin bu açıklamasında tüm Demirsporluların takıma sahip çıkması gerektiğini belirtmiş.

Taraftarı mı kastetti acaba? Yoksa Adana şehrini mi?

Süleyman özelinde, tüm Demirsporlu futbolculara şunu demek isterim: Sizlerin özverisini görmezden gelemeyiz, kabul, şampiyonluk iddiamızın sürmesi için canınızı dişinize takıyorsunuz. Yalnız şu var ki, son üç maçtaki form düşüklüğünüzün sebebi taraftar mıdır, sizi yalnız bırakan Adana mıdır? Biz miyiz yoksa? Bu kadar çok sevdiğimiz için, desteklediğimiz için, kabahat bizde mi? Transfere gerek yok, kalan arslanlar bizlere yeter derken yanlış mı yaptık?

Siz pes ettiniz belki Süleyman, biz etmedik ama!

Biz taraftarız, sonunun hüsran olacağını bile bile yine de inanmaya razıyız. Hocamız "inanın" diyor, futbolcumuz "inanın" diyor, yöneticiler "inanın" diyor... Benim için bunlar boş laflar!

Biz yıllardır inanıyoruz, sonunu bile bile inanıyoruz. Bizlere yıllarca "inanın" dediler, gözümüzün içine baka baka bizi kandırdılar. Bu kadar kandırılmaya rağmen hala Demirspor'un peşinde isek artık biz inanmışız, inanmamamışız, bunun bir anlamı yok. Mesele siz ne kadar inanıyorsunuz? Eğer inanıyorsanız inancınızın gereğini yerine getirin. Maraş'ı yenin. Sonra da karşınıza kim çıkarsa devirin.

Devirin Süleyman! Kazanın!

Size zaten gözü kapalı inananlar var! Siz de kendinize inanın artık!

Yorumlar

kebabman dedi ki…
Meseleye cozum getirdigin icin tesekkur ederim mustava.
Insanlar sevdiklerine gozu kapali inanirlarmis.Soylenenlere inanmazlarmis.
Taaki kendi gozleri ile gorene kadar.
Ekibimiz 2 macta soyledikleri ile celiskili performanslar sergiledi.
Yenecegiz,yenmeye gidiyoruz gibi demecler verildikten sonra yenmek icin ugrasi veriliyor olmasini sahada gormek isteriz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.