Ana içeriğe atla

Pasajlar - Garrincha

Okuduğum bir kitaptan, çok güldüğüm, hoşuma giden bir yeri paylaşmak istedim. Brezilya, Brezilyalılar, Garrincha ve Pele ile alakalı. Kitabın Garrincha'dan bahseden bir bölümünden bir parça. Parantez içleri bana ait...


"1958 yaklaşırken, Brezilya potansiyelinin baskısını duyuyordu. Ülke henüz Dünya Kupası kazanamamıştı. Hem 1950 hem de 1954'de önce cesur Uruguaylılara sonra da sert Macarlara karşı kupa, böylesi gerginliğe takımın psikolojik olarak hazır olmayışı yüzünden kaybediliyordu. Dünya Kupası hazırlıkları sürerken milli takım yönetici kadrosu takımı psikolojik olarak da maçlara hazırlamak için bir psikologdan yardım istedi. Yapılan testler sonrasında Garrincha'nın saldırganlık seviyesinin 0 (sıfır), zekasının da ortalamanın altında olduğu anlaşıldı. Test sonuçları otobüs şöförü olmak için bile yeterli değildi. Aynı test sonuçlarına göre Pele de çocuksu davranışlı biriydi ve takım ruhu için gerekli olan sorumluluk duygusundan yoksundu. Allah'tan Pele'nin mazereti hazırdı; on yedi yaşındaki biri için test sonuçları normaldi.

...

2-0 biten maç (1958 Dünya Kupası'ndaki Brezilya-SSCB maçı; ikisinin de ilk defa forma giydiği, Brezilya'nın kupadaki 3. maçı), Brezilya futbolunun altın ortaklığının da başlangıcıydı. Milli takım Pele ve Garrincha işbirliğiyle bir daha maç kaybetmedi.

...

(Oyun yazarı) Nelson Rodrigues "Onun zeka seviyesinin düşük olduğunu söylediler. Ancak Garrincha Dünya Kupası'nda zeka seviyesi düşük olanın bizler olduğunu gösterdi. Onun yanında, onun müthiş oyununun yanında bizler sığır gibi, su aygırı gibi kaldık" demişti."

Alex BELLOS, Futebol - Brezilya Tarzı Yaşam, Literatür Yayınları, Birinci Basım, s.103-105

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Kendisi, idollerimdendir. Mustafa abi, zeka seviyesinin bir otobüs bile kullanamayacak düzeyde olduğunu yazmış, ek olarak: Garrincha, doğduğunda bir bebek için çok küçük olmasının yanı sıra bacaklarında anatomik bozukluklar vardı. Sol bacağı içeri sağ bacağı ise dışarı doğru çarpıktı. Ayrıca sağ bacağı da sol bacağına göre 6 santimetre daha kısaydı...

Oynadığı klüplerin bir çoğunda sömürüldü. Özellikle ilk forma giydiği Botafogo, ondan faydalandı ve maddi karşılığını hiç bir zaman ödemedi. Cenazesinde tabutuna Botafogo bayrağı asılmak istenince ailesi tepki gösterdi...

Mezar taşında kendi vasiyeti doğrultusunda şu dizeler yazmaktadır:

"O, küçük bir çocuktu
Kuşlarla konuşurdu..."

kebabkolik...
Adsız dedi ki…
Ek olarak, onu canlı izleyen bir çok futbolsever, onun Pele'den çok daha büyük bir futbolcu olduğunu söylemektedir. Zeka seviyesinin düşüklüğü ve saflığı onu hep ikinci planda bırakmıştır...

kebabkolik...
mustava dedi ki…
otobüs şöförlüğü konusu, pasajı alıntıladığım yerde vardı, ben sadece aktardım. diğer taraftan en çok güldüğüm benzetme de buydu zaten.

anatomik bozukluğu çalım atma yeteneğini artırmıştır ama futbol hayatının da sonunu getirmiştir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A