Ana içeriğe atla

Yönetim Arayışında Transfer Söylemleri...

Yeni yıla girdik. Kongre gündemi hızlanıyor. Gündem hızlansa da şu transfer konusunu da dilden düşürmemek lazım.

"Bugün taraftarının sözünü dinlemeyenler, yarın söyleyeceklerine engel olamazlar." Çok değer verdiğim bir abim sayesinde dağarcığıma kattığım bir cümle. Camiamızda örnekleri defalarca yaşandı.

Bugün sabah yorum kısmında belirttim, bir de yazı gireyim istedim aynı hususta.

Transfer yapılmasına sonuna kadar karşıyım. Hangi yönetim gelirse gelsin karşıyım.

-Transfer yapmak için federasyona yaklaşık 400 bin TL yatırılması gerekiyor. Yatırılacak 400 bin TL var ise emek veren futbolcuların paraları neden ödenmedi?

-Federasyona teminat verilerek izin alınması konuşuluyor. Federasyona teminat verme gücümüz varsa neden bu teminat kaynak bulmakta kullanılmadı ve emek veren futbolculara ödeme yapılmadı?

-Yeni gelen futbolculara federasyona verilen paranın dışında ödeme yapılmayacak mı? Bunlara ödeme yapılması emek veren futbolculara haksızlık değil mi?

-Yeni gelen futbolcular için bonservis ödenmese dahi, bunların maç başları vs. kulübe şu maddi sıkıntıda ilave yük getirmeyecek mi? Getirmesi önemsiz karşılanıyorsa, emek veren futbolculara neden ödeme yapılmadı?

-Bu kulüp emek vermeyen futbolcularına rağmen yükselme grubunun eşiğinden döndü. Şimdi emek vermeyen futbolcuların yerine "maliyetsiz ve/veya düşük maliyetli" alt yapı oyuncuları neden monte edilmiyor? Emek vermemek mi takımı zayıflatır, kısıtlı yeteneği ile gücü tükenene kadar savaşmak mı? Yeteneksiz olduğu söylentileri yayılan gençlerin mücadele etmeyeceğini kim söyleyebilir?

-Bu kulüpte neden hep başarıya giden yol tecrübeli oyuncularda aranıyor? Olmadığı, bu yolun yola benzemediği onca tecrübeye rağmen neden anlaşılmıyor?

-Devasa borç yükü altında ki; bunlar uzun vadeli de değiller, hala transfer peşinde koşan yönetim anlayışına, maddi yönden hangi futbolcu güvenecek, hangi taraftar güvenecek, hangi meslek sahibi güvenecek?

Bu soruların net cevabını verebilen yönetimin transfer yapmasını sonuna kadar desteklerim... Ancak şu anda tarafım bellidir... Osman'ın, Orhan'ın, Onur'un, Tayfun'un, İlhan'ın, Süleyman'ın ... ve Ali Can'ın tarafındayım, görevlerini yapan futbolcuların tarafındayım. Bunlar üstlerine düşeni yaptılar. Şimdi yönetimlerin üstlerine düşeni yapmaları gerekiyor. Artık bu çocuklara onları kıracak hata yapılmaması gerekiyor. Elde bir kaynak varsa, onlar iyi niyetlerini koruduğu sürece bu kaynakların onlara kullanılması gerekiyor. Hakkaniyet bunu gerektiriyor.

Yorumlar

kebabman dedi ki…
Yılların gözlemcisi olarak inandıklarımıza sezon başında DENGELER NASIL KURULMALI diye tavsiyelerde bulunduk.İtibar edilmedi...Bırkac ay sonra DENGELER YENİDEN NASIL SAGLANIR tavsiyesinde bulunmak zorunda kaldık..Yine itibar edilmedi.

Bize bu başkanda Adana Demirspor'da daha önceki başkanların yaptıgı AYNI hatayı yapan 9.- 10.- 11.başkandı diye not düşmek kaldi :-(

Son 3 transfer döneminde federasyona borç temizlenmezse transfer yapılamayacak yalvarmaları vardı.
Adana versin biz harcayalım mentalitesi YEŞİLÇAM filmlerindeki zengin babanın şımarık oğlu karekteri ile fazlasıyla benzeşir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.