Ana içeriğe atla

Tekel İşçileri'nden Tribünlere Çağrı



Tekel işçilerinin Ankara'daki direnişi bir ayı geçti. Güvencesiz çalıştırılmaya ve özelleştirmelere karşı, işçilerin kendi inatlarıyla yürüttüğü bu mücadele, sadece hükümetin politikalarına değil sendikaların sararmasına karşı da devam ediyor. Hareket, sendikaları da raydan çıkartıyor! Pazar günkü eylemde ve ertesinde, işçilerin Türk-İş'i kaçak güreşme politikasına karşı sıkıştırmasına tanık olduk.


Tek Gıda-İş'ten dün yapılan açıklama, haklı mücadelenin halktan aldığı desteğin yeni alanlara ulaşması talebini içeriyor. Açıklamanın tam metni için buraya tıklayın. Çağrı, toplumun aynası tribünlerin de mücadeleye desteğini istiyor:

"(...)
TEKEL isçisi tüm olumsuz koşullara rağmen aldığı destek ve dayanışma ile hükümete sesini duyurmaya çalısıyor. Gelin bu sesin gücünü hep birlikte arttıralım, statları dolduran isçilerin sesi ile taleplerimizi ve haklı mücadelemizi daha geniş kitlelere duyuralım.

17 Ocak tarihli Türk-İş mitinginde Ankara’da futbol taraftarlarının desteğini açtıkları pankartlarla gördük. Endüstriyel futbola karşı duruşu ile tanınan Forza Livorno da TEKEL isçisine dayanışma çağrısı yaptı ve artık maçlarında enternasyonali TEKEL isçisine atfederek okuyacağını açıklayarak, maçlarda isçilere destek pankartlarının açılması için tüm tribünlere çağrıda bulundu. Forza Livorno, Halkın Takımı, Karakızıl basta olmak üzere bu konuda kendilerine yakısan duyarlılığı göstererek TEKEL isçisinin tribünlerdeki sesi oldukları için tüm taraftarlara teşekkür ediyor, minnetlerimizi sunuyoruz.(...)

Haydi futbol taraftarları, sizi tüm yüreğinizle desteğe çağırıyoruz, statları dolduran isçiler tüm dünyada haksızlığa, sömürüye karsı birlessin ve statlar isçinin haklı sesiyle inlesin. Sizler olduğunuz sürece TEKEL isçisi yalnız değildir, yalnız kalmayacaktır!!! TEKEL iSÇiLERi VE TEKGIDA-iS SENDiKASI"



5 Ocak'ta Demirsporlulardan da işçilere bir destek gelmesini ümit ediyorum.

(yavuz y.)
(fotoğraflar ali öz/sol.org.tr)

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Livorno maçını gördük. Maçtaki o kadar güzellikten çok sonlara doğru yaşanan olay konuşuldu, günlerce. Futbola siyaset sokmayın dedikçe siz siyaseti gözümüzün içine sokup duruyorsunuz sürekli. Yapmayın etmeyin ağalar, Demirspor'un derdi kendine yeter. Bir de siyasi kimlik kondurmaya çalışarak üzerine daha fazla yük vurmayın takımımızın, yazıktır.
müslüm dedi ki…
ben tam tersini düşünüyorum. bu kesinlikle bir yük değildir. illa takımla da ilgili değildir. Lucarelli'nin de dediği gibi zaten kulüpler değil, taraftar solcu, sağcı vs. olur..açıkcası pazar günkü eylemde ya da öncesinde/ sonrasında sakaryada, eylem alanında, o resimdeki trabzon bayrağı gibi demirspor bayrağını da görmek,ankara tayfasının bayraklarla eylem alanında olduğunu, o işçilere güç verdiğini görmek, demirsporlu olmaktan bu vesileyle tekrar gurur duymak isterdim. bunu eleştiri olarak da söylemiyorum. mutlaka birçok arkadasımız orda bulunmuştur. ama keske daha fazla seyler de yapılabilse.
uniadanademirhatay... dedi ki…
o gün habertürkde tekel işçilerinden birinin üstünde atkımız vardı adana tekelden galiba...yaşasın halk ve işç,ilerin kardeşiliği...
Adsız dedi ki…
HAFTA SONU ANKARAYA EYLEME GİTTİM. gençlerbirliği taraftarlarını görünce gözüm ankara tayfasınıda aramadı değil bizim grupta iki kişi demirspor atkımız vardı ama takıma ait bir pankart olsa daha güzel olurdu. maraş maçında açılsada olur. benim fikrim. Böyle bir olay bize yakışırdı
KURTULUŞ
Unknown dedi ki…
facebook paylaşım sitesinde ben kendimce bir etkinlik actım
Tekel İşçilerine Bütün TribünLerden Destek Bekliyoruz..
adlı bir etkinlik maksat bu sesi bütün tribündeki arkadaşlar duysun ve ellerinden geleni yapsın die... Renkler önemli degil yeterki bu ülkede insanca yaşamak...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...