Ana içeriğe atla

Rakiplerimiz ve Transferleri

Spor01 sitesinde rakiplerimiz hakkında haberler yayınlanıyor. Şahsen ben rakiplerimiz hakkında haber okumaktan memnunum. Haberin beni yönlendirmek istediği noktayı tahmin edebildiğimden dolayı sadece almam gereken bilgiyi alıyorum.

Mesela son günlerde çoğunlukla rakiplerin transfer haberleri çıkıyor. Malum, devre arasındayız ve transfer dönemindeyiz. Ligin son sıralarındaki DİSKİ, Elazığ ve Malatya toplamda yirmidokuz (29) oyuncu ile sözleşme imzalamış. "Bu adamlar dünya kadar transfer yaptı, biz neden yapmadık" diye hayıflanmam. Onlar daha kaynaşana, takım olana kadar benim hazır takımım hedefinden şaşmadan yoluna devam edebilir. Onlar taraftarlarından "bize beş hafta verin" ricalarında bulunurken benim takımım bir seri yakalayıp geleceğe umut aşılayabilir.

Ha, bunlar olmayabilir de... Neticede futbol bu. Bir takım canını dişine takıp mücadele etmezse, iyi yönetilmezse isterse Barcelona olsun, başarısızlığa mahkumdur.

Özetle, haberlerin belki de omuzlarıma yüklemek istediği karamsarlık yerine, ben bu haberleri tersten okumayı daha olumlu görüyorum. Biz altyapıdan profesyonel takıma aldığımız gençlerle en azından gelecek seneye yatırım yaptık. Belki de şartların zorlaması ile oldu, bilinçli bir yönetim tercihi değildi. Yine de umarım bu zorunluluk, seneye gönüllülüğe dönüşür.

Belki de bu kardeşlerimizin katılımı ile asıl devre arasının flaş transferlerini biz yaptık. Bunu zaman gösterecek.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
İrfan diye çoluk cocuk yaparsa köşe yazarlığı demirspor küme düşer tabi. bunlar nasıl gazeteci oluyorlar valla çok merak ediyorum , bu işin eğitimini alıyorlar mı? bunlar acaba üniversite okumuşlar mı? bunlar stajlarını nerede ve nasıl yapmışlar? bu yazımı adana gazetecilik yapanlara soruyorum.
Ali Rıza
yergökmavi dedi ki…
Rakiplerimiz transfer yapmış.Kimleri almışlar;Elazığ Burak denizliyi almış,Burakın bizdeki durumu malum.Taner Demirbaş,Alanyada gerçekten aktif olsaydı Alanya onu bırakırmıydı?
Bizim takımda birtek Onur Güney var olabilirdi.Ancak onunda taraftarlarla girdiği küfürleşme olayı hoş olmamıştı..Eğer böyle transferlerle şampiyon olunsaydı,biz 2 yıl önce M.Gökoğlu tarafında sezon başında getirilen 52 futbolcuyla şimdi uefa şampiyonu olurduk.
Giden futbolcu arkadaşlarımızı oynadığı maçlara herkes bir baksın. Hangi faydayı sağladılar.Ben eminimki gelen genç arkadaşlarımızın en kötüsü bile en az bunlar kadar olacaktır..
Kaybedecek hiçbirşeyimiz yok.Ama kazanacağımız çok şey olacaktır..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...