Ana içeriğe atla

Klasman Grubu Başlarken

Sürekli ağzımızda bir "15 Sene" mevzuu. Sakız gibi çiğniyor, çiğniyoruz. Her defasında "tam 15 sene oldu, bu haldeyiz" diye kafa şişiriyoruz. Bu sene de diğerlerinden farklı bir tat vermedi şimdilik. 15'ler 16'ya doğru akıyor, seneler geçiyor, beklenen sıçramayı bir türlü yapamıyoruz.

Bu zincir ne zaman kırılacak? Ne zaman ayakları üzerinde durabilen bir kulüp olacağız? Ne zaman her sene altyapımızdan minimum bir-iki yıldız adayı çıkaracağız? Ne zaman "kurumsallaşacağız"?

Yaşı biraz ilerleyenler hala içlerinde aynı temiz Demirspor sevgisini yaşatıyor ama bu sevginin hoyrat yönetimler tarafından kaç defa ayaklar altına alındığını gördüler, yaşadılar. Hatıraları canlı hala.

Kalplerimiz kırık, umutlar karanlık... Ama son bir kozumuz var, her şey bitmeden önce. Onu da oynayacağız. Elimizdeki tek silah ise yüreğimizdeki tertemiz sevgiden başka bir şey değil.

Adana Demirspor tarihinin en sıkıntılı sayfalarından birisi daha açılıyor önümüzde. İçine ne büyük acılar, ne büyük sıkıntılar yazılacak, burası kesin...

Bizden sonraki nesil için daha az acı bırakmak... Bu da bizim sorumluluğumuz olsun...

Buyurun bakalım. Düdük çalsın, mücadele başlasın...


*Düzeltme: Maçımız Federasyon tarafından 23.01.2010 Cumartesi günü saat 13:30'a alınmış.

Yorumlar

tek çare altyapı dedi ki…
hep vaz geçtim diyerek başa dönmekmiş adanademirsporlu olmak, terk edememek demekmiş adanademirsporlu olmak.en umutsuz anda bile yeni umutlara yelken açabilmekmiş adanademirsporlu olmak.benim 35 senede öğrendiğim bu.
kebabman dedi ki…
Lokomotif ,vagonlari nereye cekerse vagonlar oraya gidermis!
Baskanlar degisti,yonetimler degisti,hocalar degisti,futbolcular degisti ama sonuc hic degismedi.Cunku degistirilenler hep vagondu.
Senelerdir degistirilemeyen kisi zorunlu olarak birkac sene sonra ayrilacak,o ayrildiginda son kozumuzu oynayacagiz.Iste "O AN" dogru lokomotifi bulursak buluruz,bulamazsak su kaynatiriz :-(

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir