Ana içeriğe atla

Dünya ne güzel...

İçimde bir huzur, bir mutluluk var. Dünyaya, gök yüzüne, caddelere, sokaklara, ağaçlara, kış ayazını yaşayan Ankara'ya aynı mutlu gözlerle bakıyorum.

Huzur yayılmış tüm bedenime. Stresin zerresi yok. Allah hepimize (istisnasız) bu duyguyu yaşamayı nasip etsin. Şimdi bu sözlerin altına İngilizce şarkı mı girilir, tesadüf oldu ama anlamlı da olur.

Onur BİÇER'den huzurunu kaybedenlere geliyor; "What A Wonderful World"

I see trees of green and red roses too
I see them bloom for me and you
And I think to myself; what a wonderful world

I see skies of blue and clouds of white
The bright blessed day the dark sacred night
And I think to myself; what a wonderful world

The colours of the rainbow so pretty in the sky
Are also on the faces of people going by
I see friends shaking hands saying "how do you do"
They are really saying "I love you"

I hear babies cry, I watch them grow
They will learn much more then I'll ever know
And I think to myself; what a wonderful world
Yes I think to myself; what a wonderful world

Dinlemek için; http://fizy.com/s/1ai5y5 adresini tıklayabilirsiniz. Tıklayın mutluluğumuz yayılsın her yere...

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Sayın Onur Biçer, Bu camia büyük diyoruz, ama yönetim hedef küçültüyor. Belki Şuan doğru olan budur. Fakat sezon başında Bekir Çınar arkanıza yaslanıp rahat maç seyredeceğiniz takım yaratacağız dediydi. Bunu da geçtik , Bu takımın gelecek sezon hedefi nedir, Sayın başkan çıksın bunu açıklasın. Bizde gereken sabrı ve desteği gösterelim. Sizden ricam kafımızdaki soruları başkana ulaştırmak için yardımcı olur. Teşekkür ederim.
Onur BİÇER dedi ki…
Sevgili adsız. Bekir Bey gözlemlediğim kadarıyla aktif olarak internet kullanıyor. O ndenele yorumunuzu yayınlayarak kendisine ulaştırdığımızı düşünüyorum. Yorumunuz için biz teşekkür ederiz.
kebabman dedi ki…
Onur,Louis Armstrong ile jazz mi takiliyoruz ?
Harika,duygu yuklu bir parca.
Bir futbol takiminin tek hedefi FUTBOL OYNAMAK olmalidir diye dusunenlerdenim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir