Ana içeriğe atla

Cem ve Alper, Kulübünüze Kazandırın...

Top oynamadığınızı, oynamadığınız toplar nedeni ile yükselme grubunun kaçtığını, bu nedenle iddaa gelirlerinin ikiye katlanması şansını yok ettiğinizi düşünüyorum. Yönetimsel sıkıntılara tuz biber ektiğinizi hissediyorum. Adana'dan yetişip Adana'ya zarar verdiğinizi de hissediyorum. Ama beni yanıltmak sizlerin elinde. Şu kulübe az da olsa para kazandırın da Adanalıymış diyelim eski futbolcularımız.

Kanuna dayanarak hakkını istemek suç oluşturmaz. Sakaryaspor'da oynamak istiyorsanız kulübümüzle anlaşmak zorundasınız. Şimdi ayrıntı vermiyorum sadece "Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı"na istinaden belli maddeleri sıralıyorum.

11. maddenin 3. fıkrası
12. maddenin 2. fıkrası
14. maddenin 1. fıkrasının f bendi
15. maddenin 1. fıkrası
19. maddenin 6. fıkrası
20. maddenin 4. fıkrası

Bu hükümler kulübümüzün lehine. Yönetime daha ayrıntılı bir rapor da sunarız gerekirse. Peki, bu hükümlere uyulmazsa ne oluyor? Önemli değil, 1 yıl oynayamama veya 150.000 TL'ye kadar para cezası dahil ceza alıyorsunuz. Nerden mi çıkardım? Ben çıkarmadım ki; "Futbol Disiplin Talimatı" diye bir şey var, orda yazıyor.

İyisi mi, siz kulübümüzle anlaşın, hem siz kazanın hem kulübümüz kazansın.
Alın, verin, ekonomiye can verin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.