Ana içeriğe atla

Yönetimin Tribün Olaylarına İlişkin Açıklaması Hakkında...

spor01'in haberine göre Bekir Çınar ve yönetimi tribün olaylarını sert bir üslupla eleştirmiş. Bu ifadelerin içinde bir kısım dikkatimi çekti.

Eminim Bekir Bey bu sözlere açıklık getirecektir:

"Bir senemiz boşa gitti desek daha doğru olur... Bizler gelip geçiciyiz ama Demirspor'un geleceğine ipotek koymuştur."

Bekir Bey ve saygıdeğer yönetimi... Henüz hiçbir şey bitmedi. Daha önümüzde 2 tane maç var. Bir an önce bu psikolojiyi üzerimizden atmalı ve savaş kıyafetlerimizi yeniden giymeliyiz. Bu iki maçın sonunda kaybedersek çarpışarak kaybetmiş oluruz. Bize erken pes etmek yakışmaz. Adana Demirspor kulübünün başkanı olarak soracağınız hesapları bir kenara bırakarak camiayı ve özellikle gelişmelerden yıprandığını düşündüğümüz futbolcularımızı ve teknik heyetimizi toparlamanızı bekliyoruz.

2'de 2 istiyoruz.
Biz pes etmedik.
Siz de etmeyin...

Yorumlar

tek çare altyapı dedi ki…
onur kardeşime aynen katılıyorum.öleceksek savaşarak öleceğiz.teslim olmak yok.biz sizin emeğinize,çabanıza hep saygı duyduk.mermimiz biterse süngü takar savaşırız.kaybedeceğimizi bilsek bile bu yoldan dönmek bize yakışmaz.yoldan dönenler ışığı asla göremezler.ışığı aramaya devam.
Adsız dedi ki…
Sinirim ve üzüntüm hala geçmedi.. Anlamadım neden oldu bu olaylar.. Ama Başkanın açıklamaları sert falan değil..Aksine yuvarlak cümleler hepsi..

Üstü kapalı, genel olarak söylenecek yuvarlak cümlelerle geçiştirilmiş.. Üstünede pes eden laflar söylemiş..Yok hiç olmamış sayın başkan.. Ne yuvarlak sözler, ne teslimiyetçilik olmamış..Tek kelime grupla ilgili söz yok.. Özürden bile bahsederek açıklamları netleştirebilirdi..

Maraton seyircisinin düşüdüklerini anlatacak, tercüman olacak, oradakilerin bakışını gösterecek tek laf yok.. Herkes herşeyi biliyor ama konuşmuyor..


Yaraya neşter vuracak net laflar ve net hedeflerle son 2 haftaya bakmak lazımdı..Çok yazık doldu çok..

Kamil Ateş
yergökmavi dedi ki…
Tamam olan oldu.Geçen yıllardan ders alınsaydı şimdi bunlar olmazdı.Şimdide ders alınmazsa günün birinde yine bu olaylar olacak.
Başkanın açıklaması ne yazıkki çok talihsiz.Önümüzdeki günlere sanki mesaj vermeye çalışıyor.Ne demek bir yıllık emek boşa gitti?Eğer öyleyse kapatın kulübü,sizede hayırlı işler..Bu iş henüz bitmedi,evet kazansak çok daha farklı olurdu.
Siz Abdulkerimin yerine Çolak hocayı başta getireydiniz veya Apo da bu kadar ısrarlı olmayaydınız,durumumuz yine iyi olurdu.Bide bu işin grup birinciliğinden eleme maçları var.Daha önce Güngören,Giresun buralardan gelip 1.lige çıkmadımı..
Apo gidiyor yönetimde gidiyor.Sahaya 3-5 çapulcu giriyor,başkanın beyanı umutsuzluk dolu.Yelkenleri indirmiş suya..Sanki birşeylere bahane arar gibi..En ufak olumsuzlukta ben oynamıyorum demek şımarıklıktır veya sorumluluk bilincinden uzaklıktır..Siz bu umutsuz beyanlarla üye olacaklarında umutlarını yok ediyorsunuz..
15 yıl bizim kaderimiz değil...
Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak...
ADANADEMİRSPORLULUK RUHUNU,BİLİNCİNİ BİRGÜN HERKES ANLAYACAK......
Adsız dedi ki…
yergökmavi' ye kesinlikle katılıyorum, taraftara sahaya girdin bir yıllık emeğimiz gitti dersen eğer, gene abdülkerim zamanındaki gibi yönetim ve başkanda antipati toplar, bu taraftar mı mahalle takımından kurulu Maraştan 8 dakıkada 3 gol yedi ? Taraftar mı kayaya bizi en ihtiyacımız olan puanlardan et dedi ? Aslında uzun uzun yorum yazılır ama yönetimin bu açıklaması çok talihsiz olmuş, futbolcuların doğu grubunda puan tablosunda bu sırada yer almasının son sorumlusu taraftardır !!! İlk sorumlu ise Abdülkerimi getiren yönetim ve futbolculardır. Tamam, kesinlikle sahaya girme olayı yanlıştı ama, tüm senenin sorumluluğunu taraftara atmak kolaya kaçmaktır..Futbolcular oynamıyor diyincede para konusunu açmasın kimse, dünyadaki tüm klupler günü gününe topçuların parasını mı ödüyor ? Başkanın bu açıklaması kesinlikle sorumluluktan kaçmak, zor günde savaştan vazgeçmektir...
Adsız dedi ki…
Abdulkerim geldiğinde karşı çıkmayan da, tepki vermeyen de bu taraftar değil midir ? Yapmayın Allahaşkına, kimse sütten çıkan ak kaşık değil.

Herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli, ortak amaç Demirspor'un başarısı ise, ona zarar vermemek için bir kere daha düşünmeli !

Ziya
Onur BİÇER dedi ki…
Hepimiz kızgınız, kırgınız, üzgünüz doğru. Başkanın yaptığı açıklamalarda eleştirilecek yerler de var, bu da doğru. Ancak eleştirilerin dozajı sanki biraz fazla. Sonuçta bu yönetimin takım kayyuma kalmak üzere iken taraftarın hazırladığı liste üzerine yönetime devam ettiğini de biliyoruz. Geçici bir devam gözüyle bakmadığını da biliyoruz. Burada bir oyun yok. Kendisiyle defalarca bizzat ben konuştum. Talip çıkmazsa naylon liste hazırlayıp devam edersiniz, Ocak ayı ola hayrola dedik. Şimdi yükselme grubuna oynayan takımın başkanı ve yönetimi bu noktadan devam etti. Hataları var mıdır, vardır, ama sorumluluktan kaçmak bu yönetim açısından ağır bir itham olacaktır. Her yönetim bu yönetim kadar sorumluluk alsa idi, Tarsus'a, İDÇ'ye şu anda çok yukarılardan bakıyor olurduk.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...