Ana içeriğe atla

Tarsus Maçında Genç Arkadaşlarımızlaydık...

Maçın akılda kalan güzel yönlerinden biriydi kardeşlerimizle tanışmak ve onların Demirspor'a bakışını hissetmek.

Genç kardeşlerimizin hepsi pırıl pırıldı. Gözleri ışıl ışıldı. İşin ilginci hepsi ama hepsi Demirspor tarihine ilişkin bu kadar kolay soru sorduğumuzdan şikayet ettiler. Kusura bakmayın demek durumunda kaldık. Tarihimizden konuştuk. Bu genç kardeşlerimiz daha önce yakındığımız 5.000 günü de biliyorlardı, Muharrem Gülergin'i de Yenilmez Armada'yı da. Üstelik kendilerini buldukları dönemde Süper Lig hiç olmamıştı.

Gençleri hiç tanık olmadıkları bir maziye tutunurken görmek bana büyük heyecan verdi. Çok mutlu oldum. Gelecek en ufak bir başarının bu gençlerin sayısını katlayacağı kesin.

Sakın bırakmayın arkadaşlar. Hep tutunun bu takıma. Bu takımı sizlerin gözlerindeki ışık ve inanç yükseltecek. Sizlerle tanışmak bizim savaşma azmimizi de güçlendirdi. Sağolun, varolun, hep böyle kalın.

Yorumlar

Burak1940 dedi ki…
Merhaba Onur abi ve Ankara Tayfası.
sizlere sahipsizlikle ilgili bir konuyu dile getirmek istiyorum ...Tarsus maçında yaşanan olaylardan sonra önümüzde 2 önemli maç olduğunu unutmamalıyız.Ocak ayı yaklaşıyor olağanüstü kongrede yaklaşıyor ..Şimşekler Grubunun sahipsizlikle yaptığı protesto çok önemliydi...
Demek istediğim 1994 yılında Galatasarayla maç yaparken Demirspor takımının formasının önünde SAHİPSİZ ADANA yazıyordu ...Şimdi ise durum aynı ne bir göğüs reklamı ne bir destek ...Bundan sonraki maçlara SAHİPSİZ ADANA adlı formayla çıkmasını istiyorum ...Medyada yeteri kadar dile getirip baskı kurarsa daha çok destek olacağını düşünüyorum ..Hem acılarımızıda dile getirmiş oluruz hemde ne durumda olduğumuzu vede koskaca ADANANIN SAHİPSİZ BİR MEMLEKET OLDUĞUNU ..saygılarımla
Onur BİÇER dedi ki…
Burak, ilk önceliğimiz play off. 2 hafta sonra bu aşamayı kazasız belasız atlatırsak her şey çok değişecek. O zaman her yere gereken baskı yapılacak. Şimdi sadece ve sadece bu iki maça yoğunlaşmalıyız.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...