Ana içeriğe atla

Futbolcularımız Ne İçin Kazanmalı?

Sanaldarbe 1940 rumuzlu Mehmet kardeşimiz güzel ve etkileyici videolarına devam ediyor. Tarsus İdman Yurdu maçı öncesinde yine güzel bir video hazırlamış. Videosuna Tarsus'ta daha önce yaşadığımız sıkıntıları göstererek başlamış. Bu görüntüler futbolcularımızın canını dişine takıp kazanması için tek başına yetecek kadar duygu ve hüzün yüklü. Formanın çektiği acı. Bu acının dinmesinin tek yolu var. Bu maçı kazanmak.

Videoyu vermeden önce belirtmek isterim ki; taraftarlarımız sahadaki Tarsus İdman Yurdu takımına kuracakları baskı ile Tarsuslu izleyicilere kuracakları baskıyı ayırmalılar. Yarın her ne olursa olsun, Tarsuslu taraftarların tırnağına zarar gelmemeli. Yarın her ne olursa olsun Tarsus İdman Yurdu futbolcularının tırnağına zarar verilmemeli.

Çıkalım, kazanalım, onları boğazlarında kalan koca bir hevesle evlerine yollayalım yeter.

İşte o güzel videonun linki... http://www.vimeo.com/8120542
Not: Buradan yayınlamak isterdik ama vimeo artık embed kodu vermesine rağmen başka sitelerde videoların görüntülenmesine izin vermiyor sanırım.

Yorumlar

Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Tarsus ile son 10 yılda 13 kez karşılaşmışız. 3 galibiyet, 4 mağlubiyetimize karşılık, 6 maç berabere sonuçlanmış. Bu maçlarda toplam 46 gol atılırken, maç başı ortalama 3.5 gol olmuş. 17 gol atmışız, 29 gol yemişiz. Sadece bir maç (geçen yıl) golsüz sonuçlanmış. Son 4 karşılaşmada yenişememişiz. Galip geldiğimiz maçların ikisinde 1-0, diğerinde 4-1'lik (şampiyonluk maçıydı) sonuç var. Onların bize üstünlük sağladığı maçlarda ise skor bakımından ezici üstünlükleri var. 4 maçtır yenişemiyoruz ancak 7 maçtır da yenilmiyoruz.
İçinde bulunduğumuz duruma göre maç yorumu yapacak olursam, yarınki maçta yine bol miktarda gol olacağını düşünüyorum. Erken ve ardı ardına bulacağımız iki gol bizi tarihi farka götürür düşüncesindeyim.
maratoncu şimşek dedi ki…
İstanbul'dan selamlar...

yemin ediyorum ağladım videoları izlerken elinize yüreğinize sağlık...


Mavi Şimşek ;

Bizim için ;
Forma için ;
Rengin için ;

OYNA 'OYNA! OYNA !...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...