Ana içeriğe atla

Otopark Gelirleri

Alanyaspor otoparkı
Kasımpaşaspor otoparkı
Kaş Gençspor otoparkı
Boluspor otoparkı
Yeşilköy Spor Kulübü otoparkı
Karagümrükspor otoparkı
Keçiörengücüspor otoparkı
Beyşehir Belediyespor otoparkı
Sakaryaspor otoparkı
Bandırmaspor otoparkı
Arnavutköyspor otoparkı
Burdurspor otoparkı
Elazığspor otoparkı
Uşakspor otoparkı
Gençlerbirliği, Ankaragücü ve Ankaraspor otoparkı

Saymakla bitmez daha. Adanaspor da Adana Demirspor da bir ilçe takımının, bırakın ilçeyi bir belde takımının dahi sahip olduğu basit bir otopark gelirine sahip değil. Yol kenarları birçok şehirde belediye tarafından park alanı olarak tanımlanıp gelir kaynağına dönüştürülüyor. Biz Türkiye'nin beşinci büyük kentiyiz. Büyükşehir Belediye Başkanımız daha düne kadar Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı idi. 14 tane milletvekili çıkarıyoruz. Her belediyemizin yüzbinlerce seçmeni var.

Ama bizim hiçbir şeyimiz yok. Bizim hiçbir şeyimiz yokken Keçiörengücüspor'un dahi var. Bundan biraz utanmak gerekmiyor mu?

Tamam Adana Demirspor kulübüne otopark hibe etmeyin. Aylık 2.500 TL'ye merkezi bir yerde otopark kiralayın. Eminim yönetim buna ses çıkarmayacaktır. Hem otopark olmayan bir yerden gelir kazanmış olursunuz hem de kulübümüze az da olsa gelir sağlanır. Çok mu zor gerçekten, yapmayın Allah aşkına!!!

Yorumlar

Hakan HOŞCAN dedi ki…
Afyonspor'uda o listeye dhil edebilrsiniz, şehirde tüm caddelerin otopark geliri otogar wc leri gerlielrini tamamı afyonspora gidiyordu. en azıdan bişiler için çaba gösteriyorlardı.

Bu arada bizm su projemiz vardı ne oldu acaba?

Forzadanademir.blogspot.com
Adsız dedi ki…
dört yolda adana sporunda var..hemde yıllardır...
Adsız dedi ki…
ben üniversiteyi kocaelide okudum,kocaeli cadde kenarlarındaki bütün bençlere araba koyanlardan para alınıyor ve bu para kocaelispora gidiyor,bizde mesela Atatürk caddesi ve Ziyapaş bulvarındaki bençler gibi

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...