Ana içeriğe atla

Kongre & Kayyum

Adana Demirspor kamuoyu çok rahat bugünlerde. Yani ben uzun zamandır böyle rahat görmedim. Çarşamba günü bilmem kaçıncı kez ertelenen bir kongre var. Mevcut yönetim devam etmeyeceğini belirtmiş, geleceklerin önünü açmaya hazırız demiş. Yani görünürde devam etmeyecekler. Taraftar onları bağrına basmış, devam etmelerini dilemiş. Onların yerine göreve talip olan kimse çıkmamış. Adaylar için artık bizde adet olduğu üzere son kongrenin son dakikası beklenecek herhalde.

Halbuki kongrelerin ertelenmesi ihtimali artık kalmadı. Bundan sonra ya bir yönetim seçilecek, ya da amiyane tabirle takım kayyuma kalacak. Çünkü bir dernek olan Adana Demirspor kendine bir yönetim seçememiş olacak.

Tekrar başa dönersem bu ihtimale rağmen camia sakin, camia sessiz. Kimsede "yahu çarşamba günü bir yönetim çıkmazsa ne oluruz" derdi yok. Nasıl olsa birileri sahip çıkar diye düşünülüyor herhalde. Gündemi belirleyen internet sitelerinde dahi bu rahatlık varsa bu işte bir terslik var demektir. Öyle ki sonunda ne olacağı belli olmayan bir kongre sürecindeyiz ama takımın form durumundan başka bir haber düşmüyor nedense. Bahsediliyorsa da köşe yazılarında şöyle bir değiniliyor. Tünelin sonunu karanlık gibi gösteren yazılarda dahi bir rahatlık var. Ya da şöyle söylemek gerek belki, oralardan birilerine mesajlar gönderiliyor, birileri bir şeylere hazırlanıyor belki de. "Aday olan varsa çıksın kendini anlatsın" demek, acaba o adaylar anlatsın da biz ona göre gardımızı alalım demek midir acaba? Tamamen uyduruyorum, Demirspor'da böyle şeyler olmaz!

Takımımız, canımız, sevdamız bu çarşamba günü kritik bir kongre yaşayacak. Bazılarına göre sonuç belli olsa da, planlar, projeler hazırlanmış, sinyaller gönderilmiş olsa da sade bir taraftar olarak takımımızın düştüğü bu duruma üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Takımımın kayyuma kalma ihtimali bizleri derinden yaralıyor.

Adana Demirspor camiasından daha geçtiğimiz sezonlarda kayyum tehlikesi başgösterdiği zamanki tutumu takınmasını beklememiz çok mu safça, çocukça? Bir değer daha ne kadar aşağılara çekilebilir? Bir takımın kaderi kongrelerini her sene kayyum gölgesinde yapmak mıdır?

Adana Demirsporlular, sizler nasıl bu kadar rahatsınız? Siz de alıştınız değil mi, nasıl olsa biri kurtarır diye?

Hepimize hayırlı ve bol kurtarıcılı kongreler dilerim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...