Ana içeriğe atla

Djurgarden Kümede Kaldı


Öncelikle İsveç Allsvenskan Ligi'nde statüden bahsedeyim.
Allsvenskan Ligi 16 takımdan oluşuyor. 1. Şampiyonlar Ligi öneleme 2-3. Avrupa Ligi öneleme oynarken son iki sırada yani 15-16.takımlar doğrudan bir alt lige düşüyor.
Bir alt lig olan Superettan'da ise ilk iki doğrudan bir üst lige çıkıyor.
Allsvenskan Ligi'nin 14.'sü ve Superettan Ligi'nin 3. ise aralarında çift maç usülü play out oynayarak düşme kalma mücadelesi veriyor.

Zor bir sezon geçiren Djurgarden son 3 maçını da kazanarak ligi 14.sırada tamamladı ve play out'lara kaldı.RAkibi ise Assyriska oldu.


Assyriska oldukça enteresan bir kulüp. İçlerinde başta Türkiye'nin de olduğu Suriye, Irak gibi çeşitli ülkelerdeki Süryani kökenli insanların İsveç'e giderek kurduğu bir kulüp.Göçmen kulübü.

Telafuz ederken de isminde çağrışım var, As-syri-ska(Türkçe Suriye, ingilizce Syria...) HAtta bir dönem süryani kökenli olmayan oyuncular oynatılmamış,Atletic Bilbao'nun yaptığının benzeri.Daha sonra ise bu kural bozulmuş.
CM oynayan arkadaşlar bilirler, bir zamanların meşhur oyuncusu Kennedy Bakırcıoğlu vardı.O da aslen Mardin kökenlidir ve bu takımda idi.Bu özelliğinden dolayı oldukça büyük ve dünyanın her tarafından taraftar kitlesine sahiptir Assyriska.ASlında bu takımın ismi, taraftar grubu,grup isminin anlamı, logosu belgeseline kadar oldukça fazla yazılacak şey var.

Maça dönersek ilk maçı Assyriska kendi evinde 2-0 kazandı.Gol yememesi büyük avantajdı.Rövanşta ise normal süreler sonucunda Djurgarden 2-0 kazandı.MAç uzatmalara gitti. Djurgarden bir gol daha atarak maçı 3-0 kazandı ve kümede kaldı.Assyriska ise umutlarını gelecek yıla bıraktı.
Goller;
1-0 (52) Jan Tauer
2-0 (60) Christer Youssef
3-0 (117) Mattias Jonson

Maçtan sonra ise hakemin bitiş düdüğü ile birlikte Djurgardenlı taraftarlar sahaya girerek galibiyeti kutladılar.Sahaya girenlerin bir kısmı da Assyraskalı futbolculara saldırdı.

Umarım güzel fotograf karelerini ilerleyen zamanlarda ekleyebilirim.

2-0 rövanşında uzatmalar sonunda gelen sevinç.Tebrikler Djurgarden.
Her şeye inat, MAVİ LACİVERT hayat...

Yorumlar

MiTo1940 dedi ki…
Sadece Renklerden Dolayı mı DJURGARDEN ?
mustava dedi ki…
evet temelde renklerden dolayı. şu an onların taraftar forumlarından görüştüklerimiz, arkadaşlık kurduklarımız da var. yine de işin çıkış noktası renklerdir. ben şahsen ister istemez mavi lacivertlilere sempati besliyorum.
togepy dedi ki…
maksat çeşitlilik olsun , güzellik olsun, macera olsun, zevkli br şeyler, FARKLI olsun.

Altında yatan başka bir şey yok :) zaten başka mavi lacivert takımlar hakkında da yazmıştık. Ama Djurgarden biraz daha özel.
atxaga dedi ki…
Assyriska daha özel, hatta daha bizden... sanki gece iki kadeh incir rakısından sonra şırdana dadanacak gibi... rengini bilmem ama.

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A