Ana içeriğe atla

Demek Ki Neymiş, İsteyince Oluyormuş...

Demek ki; bu takım isteyince rakibe 90 dakika top göstermeyebiliyormuş. Demek ki; kalesinde atak görmeden yarım düzine gol atabiliyormuş.

Bu oyunu oynadıkları zaman taraftarlarının yüzünü güldürebiliyorlar, herhangi bir küfüre maruz kalmayabiliyorlarmış. Küfürü kimse hak etmez ama belli bir kesimi belli bir yaştan sonra değiştiremezsin. Değiştiremeyeceksen küfür etmemelerini sağlayacaksın. Küfüre son verilmesi ilk planda kimin elindeymiş, futbolcular ve teknik ekibin... Futbolcu tribündeki taraftara saygı gösterdiğini hissettiren bir oyun oynarsa taraftardan küfür değil saygı ve sevgi görüyormuş.

Şimdi siz topunuzu oynadığınıza göre yavaş yavaş talep haklarınız doğmaya başlayacak. Bu süreçte bazı şeyleri görmeniz lazım. Siz futbol oynarsanız başınızda bir yönetim olur. Biz görevimizi yapıyoruz siz de görevinizi yapın ve bize para bulun deme hakkına sahip olursunuz. Siz başarılı olursanız yönetim şehrin büyüklerine baskı yapma gücüne sahip olur. Şiir gibi top oyanayan takımımız var, bizi yalnız bırakırsanız günahı sizin boynuna deme hakkına sahip olur.

Siz top oynamazsanız, başınızda yönetim değil kayyum olur. Başınızda kayyum olursa herkes alacaklarına üşüşür. Siz paranızı yine alırsınız ama ne zaman alacağınız belirsiz olur. Siz bu takımı küme düşürürseniz bir daha Adana'dan ekmek yeme şansınız kalmaz ama şampiyon yaparsanız gelecekte teknik kadrolar dahi size açılır. Siz bizi rezil ederseniz, işinize gelse de gelmese de bizimle rezil olursunuz. En iyisi birlikte vezir olmaktır.

Mücadele ettikçe tribünle sorun yaşamazsınız, yönetimle sorun yaşamazsınız, para istemeye hakkınız olur, muhakkak para da bulunur, huzurunuz olur. Huzurunuz oldukça bu takımda yükselirsiniz. Yükselmek veya alçalmak sizin elinizde. Tercih sizin.

Diski maçı için sizleri alkışlıyorum. Van ve Adıyaman maçlarını da kazanın, Demirspor kimmiş gösterin ve paranızı almak için baskı yapmaya hakkınız olsun. Aynen devam. Teşekkürler...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...