Ana içeriğe atla

'' Akıllarda Vizeler, Kalplerde Demirspor '' (2)


Stres,endişe,telaş derken vizeler tüm hızıyla, son sürat devam ediyor.Tüm hızıyla devam eden başka birşey daha var bu sıralar.Tahmininiz üzere Adana Demirspor'dan bahsediyorum.Takımın her golünde bir sınavı daha atlatmışcasına rahatlıyoruz.Lakin bu durum 6-0 lık maçta büyük sıkıntı yarattı.Her golden sonra masadan biraz daha uzaklaştım.Hakemin son düdüğünde kendimi evden çıkarken buldum:)Bir şekilde bu tarihi galibiyeti kutlamalıyım diyerekten atkımı dolayıp çıktım sokaklara.Kolay değil 6 tane atmışız.Demirspor taraftarının pek alışık olmadığı skorlar bunlar. İnanılmazın oğlu gibi davranıyordum.Saatlerce tunalıda anlamsız bir şekilde,insanların gözünün içine baka baka yürüdüm.

Derken yine bir vize günü geldi çattı.Dedim ya son sürat devam ediyor diye.Sınava artık son yarım saat kalmış.Gittim kütüphaneye,girdim internete.Hafta içi maç olduğunu tamamen unutmuş olmamdan dolayı biranda gördüğüm skor karşısında,sessizliğin hakim olduğu kütüphane,iğrenç bir ses ve alakasız sevinç gösterilerimle sarsıldı ve sessizliğin tahtını elinden aldım:)Anlayacağınız Demirsporumuz da hızını artırarak,tek rakibim THY dercesine devam ediyormuş yoluna.Sınavımın akıbetini soracak olursanız söyleyim.Tahmin edersiniz ki,sınav boyunca yükselme grubuna kalma ihtimalimizi ve olası Ankara deplasmanlarını düşündüm.Talihsiz sınavın ardında da kendimi 1.5 adana yiyerek ödüllendirdim:)


Diyeceğim o ki Demirspor;Ben senin yükselme grubuna çıkabilme ihtimalini sevdim..

dipnot:vizeleri devam eden arkadaşlarıma başarılar diliyorum ve aşağıdaki dizeleri armağan ediyorum:

"vizeler katran karası vizeler ,
Ellerim kalem kokar vizelerde,
vizeler olmaz olası vizeler ,
Açılır yelkenleri soruların,
Vurur kırbaçlar yüzüme" :))

Yorumlar

togepy dedi ki…
öff şiire bak, aslında hep sende şair ruhu vardı türkaycım :) Felaketin oğlu modunda olmuş yazın. Eksik etme bizi o güzelim yazılarından. beğenerek okuyoruz.

sen daha iyisini yapana kadar en iyisi bu :)
Adsız dedi ki…
Kütüphanede ders çalışan insanları rahatsız etmeye ne hakkın var türkay.Senin herşeyin zarar.:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...