Bekir Çınar yönetiminin istifasını doğru bulmuyorum, benden önce yazan arkadaşlarım ile paralel düşünüyorum.
Başkanımız blogumuza bıraktığı yorum tüm sıkıntılarımızın kaynağını göstermiştir aslında: Adana Büyükşehir Belediyesi, yani Aytaç Durak.
Bu satırlardan defalarca kez Aytaç Durak'ı, yöntemlerini, atadığı, icazet verdiği yönetimleri eleştirdik. Çok büyük travmalar yaşadığımız günlerde eleştirinin dozunu artırdık. Bu günlerde -mesela Güngören maçı sonrası- Adana Demirspor camiası belki de ilk defa benzer hisler besliyordu. 15 yıllık başarısızlık silsilesinin son halkası olmuştu Güngören maçı, ve bu son halka neredeyse tüm Demirsporluları isyan noktasına getirmişti. Adanaspor maçı, Mersin maçı isyan noktasına gelmemizde önemli halkalardı elbette. Bu isyan, Belediye tarafından elbette bir yerlere yazıldı, ilk fırsatta intikamı alındı. Hem de öyle bir alındı ki, Aytaç Durak'ın itibarı iade edildi. Hem küfür yiyen, hem de inadına "baba" olan, yardım eden, zor günde destek olan bir "büyük" olarak tekrar omuzlara alındı.
Böylece günler ilerledi. Geçtiğimiz sezon ortasında seçilen Bekir Çınar ile birlikte Belediye - Demirspor arasındaki buzlar eridi. Bekir Başkan kulübün idaresi açısından bir denge siyaseti güttü. Bana göre bu dengenin bir tarafında Aytaç Durak olduğu müddetçe içim asla huzur bulamaz, ancak kulüp idaresi açısından kabul edilebilir bir yöntemdir bu. Belki ben de başkanın yerinde olsam ben de aynı siyaseti yürütmeye çalışacağım, kim bilir.
Zaten aklı başında Demirspor taraftarı, çarpıklıkları sineye çekmesi gerektiği noktayı iyi bilir. Biz de genel olarak Bekir başkanı hataları sevapları ile kabul ettik. Hatalı bulduğumuz noktalarda kendisini eleştirmekten geri durmadık. Bazı konularda anlam veremediğimiz ısrarları olmuştur elbette. Ama Demirsporun bugün hala aynı noktada olmasının ana sebepleri arasında bunlar yok. Bugünkü sıkıntının kaynağı finansal! Finansmanın kaynağı belli, verdikleri sözler belli, tutulmayan sözler belli.
Kimse çıkıp, "Durak para vermeye mecbur mu kardeşim?" demesin, söz verildiyse vermeli. "Yönetime talipsen cebinden harcayacaksın" demesin, cepten milyon TL harcandı. Son yıllarda örneği yok.
Durak'ın finansal kaynak aktarmaması bir sıkıntı, bir kaos sebebi. Hadi diyelim ki sıcak para aktarmakta zorlansın belediye. Nakit vermeye yanaşmasın. E peki neden kalıcı gelir getirecek projelerin önünü açmaz, ya da şöyle söylemek gerek belki de: Neden projelerin önü kasıtlı olarak tıkanır?
Cevap basit: Demirspor her zaman Belediye'ye bağımlı olsun. Aytaç Durak izin vermeden adım atılmasın!
Bu senaryonun, tiyatronun, filmin bilinen sahnelerinden birisi yine gözlerimizin önünde. Olan, Demirspor'a oluyor, Demirspor için hatalarıyla doğrularıyla çabalayanlara oluyor, heder olup giden taraftarlara oluyor.
Bekir başkan zaman içinde durumu tekrar değerlendirecek ve bu kaos ortamından kendisini ve Demirspor'u çekip çıkaracaktır umarım.
Başkanımız blogumuza bıraktığı yorum tüm sıkıntılarımızın kaynağını göstermiştir aslında: Adana Büyükşehir Belediyesi, yani Aytaç Durak.
Bu satırlardan defalarca kez Aytaç Durak'ı, yöntemlerini, atadığı, icazet verdiği yönetimleri eleştirdik. Çok büyük travmalar yaşadığımız günlerde eleştirinin dozunu artırdık. Bu günlerde -mesela Güngören maçı sonrası- Adana Demirspor camiası belki de ilk defa benzer hisler besliyordu. 15 yıllık başarısızlık silsilesinin son halkası olmuştu Güngören maçı, ve bu son halka neredeyse tüm Demirsporluları isyan noktasına getirmişti. Adanaspor maçı, Mersin maçı isyan noktasına gelmemizde önemli halkalardı elbette. Bu isyan, Belediye tarafından elbette bir yerlere yazıldı, ilk fırsatta intikamı alındı. Hem de öyle bir alındı ki, Aytaç Durak'ın itibarı iade edildi. Hem küfür yiyen, hem de inadına "baba" olan, yardım eden, zor günde destek olan bir "büyük" olarak tekrar omuzlara alındı.
Böylece günler ilerledi. Geçtiğimiz sezon ortasında seçilen Bekir Çınar ile birlikte Belediye - Demirspor arasındaki buzlar eridi. Bekir Başkan kulübün idaresi açısından bir denge siyaseti güttü. Bana göre bu dengenin bir tarafında Aytaç Durak olduğu müddetçe içim asla huzur bulamaz, ancak kulüp idaresi açısından kabul edilebilir bir yöntemdir bu. Belki ben de başkanın yerinde olsam ben de aynı siyaseti yürütmeye çalışacağım, kim bilir.
Zaten aklı başında Demirspor taraftarı, çarpıklıkları sineye çekmesi gerektiği noktayı iyi bilir. Biz de genel olarak Bekir başkanı hataları sevapları ile kabul ettik. Hatalı bulduğumuz noktalarda kendisini eleştirmekten geri durmadık. Bazı konularda anlam veremediğimiz ısrarları olmuştur elbette. Ama Demirsporun bugün hala aynı noktada olmasının ana sebepleri arasında bunlar yok. Bugünkü sıkıntının kaynağı finansal! Finansmanın kaynağı belli, verdikleri sözler belli, tutulmayan sözler belli.
Kimse çıkıp, "Durak para vermeye mecbur mu kardeşim?" demesin, söz verildiyse vermeli. "Yönetime talipsen cebinden harcayacaksın" demesin, cepten milyon TL harcandı. Son yıllarda örneği yok.
Durak'ın finansal kaynak aktarmaması bir sıkıntı, bir kaos sebebi. Hadi diyelim ki sıcak para aktarmakta zorlansın belediye. Nakit vermeye yanaşmasın. E peki neden kalıcı gelir getirecek projelerin önünü açmaz, ya da şöyle söylemek gerek belki de: Neden projelerin önü kasıtlı olarak tıkanır?
Cevap basit: Demirspor her zaman Belediye'ye bağımlı olsun. Aytaç Durak izin vermeden adım atılmasın!
Bu senaryonun, tiyatronun, filmin bilinen sahnelerinden birisi yine gözlerimizin önünde. Olan, Demirspor'a oluyor, Demirspor için hatalarıyla doğrularıyla çabalayanlara oluyor, heder olup giden taraftarlara oluyor.
Bekir başkan zaman içinde durumu tekrar değerlendirecek ve bu kaos ortamından kendisini ve Demirspor'u çekip çıkaracaktır umarım.
Yorumlar