Mardinspor maçının 87. dakikasında penaltı pozisyonu oldu. İfadelere göre mutlak penaltıyı hakem vermedi. Maçı internetten takip ettim ama görüntü bulanık olduğu için yorumda bulunmam doğru olmaz.
Oyun iyi değildi, penaltı pozisyonuna kadar 6-7 tane gol pozisyonuna girmedik. Rakibe açıklar verdik. Top oynadığımız dönemlerde rakipten çok daha iyi bir kumaşımız olduğunu göstermemize rağmen, topu fazla oynamadık ve mağlup olmak işten bile değildi. Araya toplar kaçırdık, güven vermedik. Performansımız yeterli değildi. Takımımız deplasmanda nagalip.
Tüm bunlar ortada iken, hakem ve verilmeyen penaltı bahane olarak ortaya koyulmasın. Böyle alışkanlıklar edinilmesin. Yukarıdaki açıkları kapatınca zaten bu bahanelere gerek dahi kalmayacak. Kendimizle yüzleşmeye devam edelim.
Yorumlar
Adana Demirspor, Göztepe gibi takımların bazı taraftarları mazilerine, taraftar potansiyellerine bakarak her maçtan galip geleceğini zannediyor. Mazinle Mardinspor'u yenemezsin. İyi bir takımın varsa da yenemezsin; iyi bir takımın olacak ve iyiye yakın mücadele edeceksin. Üç yıl önceki gibi bir kadromuz yok, daha sınırlı bir bütçeyle ve bence akıllı transferlerle bu şartlar içinde mantıklı bir kadro oluşturuldu. Çok iyi niyetli bir yönetim var. Takımın kadrosunun "yenilmez armada" veya "her maçı kazanır armada" olmadığını kabullenirsek daha doğru tepkiler üretebiliriz.
Mardinspor bizim rakibimiz değil diyerek iki adım öteye gidemeyiz.
Mardinspor gibi takımlar bizim rakibimiz ve bir kısmı bizi yenebilecek potansiyelde. Bizim takım her maçta iyi mücadele etmeli ve biz mağlubiyet pususuna yatmış kronik eleştirenler olmamalıyız(bizden kastım hepimiz; ben, sen, o, bütün demirsporlular).
Demirspor forması giyen futbolcuya(ihanet etmediği müddetçe) edilen hiç bir hakareti mazur görmüyorum.
Bir çok siteye bakıyorum, Demirsporla ilgili taraftarların yorumlarını okuyorum ama kötü günde de, mağlubiyette de arkandayız diye yorumları nadiren görüyorum.
Bu takım henüz namağlup. Ama illa ki mağlubiyet yaşayabiliriz, beraberlikte eleştiriyoruz(sadece blogu kastetmiyorum, Demirspor'la ilgili her hangi bir yere yazı yazan, yorum bırakan herkesi kastediyorum), mağlubiyette ne diyeceğiz, merak ediyorum.
Eleştiri, eleştiri, eleştiri bir noktadan sonra bunaltıyor; en azından beni.
Destek olmak sadece yönetimin yaptığı olumlu projelerle sınırlı kalmamalı; tribünde flexi kart diye bağırmak futbolcuyu motive eder mi, sanmıyorum.
Olacak bu sene, yenilseler de olacak, berabere kalsalar da olacak..
Yönetimin yaptığı projelere destek vereceğiz, peki gerçekten futbolculara destek vermeli miyiz? Bunu tartışmak istiyorum. Sadece seninle değil Jose Marti, okuyan herkesle.
Yöntem herhangi bir internet sitesi veya oluşum için nasıl olmalı?
Kötü oynayan futbolcuya çok iyiydiniz mi demeli?
Söylemleri ve uygulamaları arasında uçurum olduğunu düşündüğüm Hoca'ya alkış mı tutmalı?
Ya da susmalı mı?
Açıkçası blogda ağırlıklı olarak kendi yazılarım için konuşayım, ben şu yolu seçtim. Çıkıp futbolculara satılıksınız demedim, karaktersizsiniz demedim, beş para etmezsiniz demedim, küfürü hak ettiniz demedim. Aksine kalitelisiniz dedim, bu ligin üstündesiniz dedim. Çıkın topunuzu oynayın, primi hak edin dedim. Bunu yapabilecek güçte olduğunuzu oyunun belli bölümlerinde gösteriyorsunuz dedim. Oyunun tamamına yayın dedim. Bir kentin kaderi sizin ellerinizde dedim. Bu, futbolcuları bunaltır mı?
Konuyu blog özünde yazmamın sebebi şu: Diğer internet sitelerinde futbolcular veya takıma ilişkin yapıcı veya yıkıcı bir eleştiri, uyarı yok. O nedenle muhatabı ister istemez bu blog oluyor. Altlara bırakılan yorumları kastediyorsak eleştirilere ilişkin, taraftarın o yorumdan daha çok sesinin çıktığı yer tribün. Tribünde gittiği zamanlarda Ankara Tayfası dahil kimse "Fleksi Kart" diye bağırmıyor. O halde buradan şu sonucu çıkarabilir miyiz?
Tribünde tepki verilmesin, blogda mevcut haliyle sorun yok? Ya da blogun genel tarzından bunalmıyorum, tribünün genel tarzından bunalıyorum?
Blog açısından da bir bunaltıcı durum söz konusu ise öneri nedir?
Ne yazmıştım pek hatırlamıyorum ama özeti şuydu galiba. Blogda eleştiri olacak elbette. Futbolcu da eleştirilebilir, hoca da, yönetim de. Ancak eleştirirken yapıcı olmak ve eleştirimin yararı ne olacak diye düşünmek gerekiyor. Takım deplasmanda bir puan aldı diye yerlere vurmadan evvel ikinci yarıda çok güzel top oynadığo 10-15 dakikayı es geçmemek gerekiyor.
Ve en önemlisi yazının içine "umut" serpiştirmek gerekiyor.
10-15 dakikayı es geçtiğimi kabul etmiyorum, ama yetersiz görüyorsan elbetteki saygı duyarım.
yaşı ilerleyip, yıllar içinde hiçbir şeyin değişmediğini, aynı hataların tekrar tekrar tekrar yapıldığını gören birisi, işlerin varacağı sonucu az çok tahmin edebilen birisi nasıl sessiz kalabilir, "ekstra" sabır gösterebilir, yalandan umutlara sarılabilir? zaten takımın bu günkü haline rağmen hala zamanımızı demirspor ile geçirebiliyor, takımı takip edebiliyorsak o bahsedilen sabıra ziyadesiyle sahibiz demektir. ama bırakın da bir nebze de olsa gördükleri hataları söyleyebilsin insanlar. ayrıca kimsenin yazı aralarına umut serpiştirmek gibi bir misyonu olmamalı. umudu kim için, ne için vereceğiz? neden insanları kendi inanmadığımız şeylere kanalize etmeliyiz? topluma olan borcumuzu - eğer varsa - böyle mi ödemeliyiz?
teknik heyet, yetkili her merci gibi sorumluluk taşımaktadır. belirli kazanımlar karşılığı bu görevi üstlenmiştir. görevini layıkıyla yapabiliyorsa sorun yok, ama göz göre göre aynı hataları yapmaya devam ediyorsa bundan rahatsız olanlar çıkması da gidişatın, futbolun, hayatın doğal sonucudur. kaldı ki hoca da elbette kendini savunma hakkına sahiptir, hocayı savunanların da bu hakkı vardır. bunlar engellenemez haklardır.
insanlar olaylar karşısında her defasında sağduyulu davranamayabilir, kabul. ancak en yetkin sağduyuya sahip insanlara dahi yapıcı eleştiri salık veriliyorsa artık diyebilecek bir şey yok.
dileğim demirsporun başarılı olması, üst liglere uzak ara, stres yaşamadan çıkması. önümüzdeki maçlardan allah göstermesin alınacak kötü sonuçlar bu senenin de heba olmasına sebep olabilir. tamam futboldur, her sonuç vardır. bu temel kriteri asla göz ardı edemem, o kadar futbol cahili değilim. ama geçtiğimiz haftaların aynısı bir demirspor sahaya çıkıp puan kayıpları yaşarsa o zaman artık gerçekten eleştirinin bir anlamı olmayacak, çünkü ortada kazanılacak bir şey kalmayacak.
galip gelsek hocayı eleştirenlere reva görülecek lafların (gördünüz mü felaket tellaları, içimizdeki irlandalılar, pusuya yatmış hainler vs...) hiçbirisini karşıt düşüncedekiler için kullanmıyorum. olan demirsporuma olmuş zaten...