Ana içeriğe atla

Ekonomik Savaş... Bi' Şey Yapmalı...

Atatürk Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra İzmir'de düzenlenen 1. İktisat Kongresi'nde;

"Siyasi zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz, az zamanda söner."

demiştir. Bursa Nutku'nda ise;

"Türk genci devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır, demeyecektir. Hemen müdahale edecektir."

demiştir.

İçinde bulunduğumuz bataklık yıllardır bıkmadan usanmadan bizi içine doğru çekmekte ve biz o bataklıkta çırpınmayı dahi seçmemekteyiz. Çırpındıkça daha hızlı batacak olsak da bir Demirsporlu'ya yakışan teslim olarak yok olmak değil, savaşarak yok olmaktır.

Adana Demirspor yönetimleri yıllardır ellerindeki potansiyeli gelire dönüştürme konusunda, daha da kötüsü ellerindeki geliri doğru kullanma konusunda sınıfta kalmışlardır. Ayaklarını yorganına göre uzatmamış, borç yiyen kesesinden yer sözünü çarpıtarak kulübün kesesinden sıkılmadan borç yemişlerdir. Bu devran şehrin de laçkalaşması ile sistem haline gelmiş ve maalesef kulübümüz de bu sistemin oyuncağı durumuna düşmüştür. Lig şampiyonlukları, Yenilmez Armada, birbiri ardına devrilen takımlar ile elde edilen başarılar iktisadi başarılarla taçlandırılamayınca, yavaş yavaş sistem takımımızı kendisine esir etmiş ve Adana Demirspor kulübü bir sit-com'un "şapşal" oyuncusu durumuna düşürülmüştür. Atılan öyle adımlar olmuştur ki; başka takımlarda olsa kahkahaya boğulacağımız durumlar, bizleri kahretmiştir.

Oyuncularımız başka yerlere "hediye" edilmiş, aracılara dünyanın parası yedirilmiş, kulübe alınan malzemeden çalınmış, faturalar şişirilmiş, başka takımlarda parasız başarıyı getirip sonra parasını alan futbolcular bizim takımımıza gelince önce para sonra futbol, demeye başlamış, bunu doğrudan söylemese de hem kapasitesini hem de oynamayışını bir arada göstererek belli odaklara sinyaller göndermiştir. Bunlarla yetinilmemiştir. Her gelen yönetim takımı baştan aşağı ve önemli ölçüde borçlarla yenilemiş düzinelerce her transfer döneminde futbolcu alınmıştır. Mehmet Gökoğlu döneminde 55 tane oyuncu değişikliği altyapı dahil yapılmıştır. Futbolcuya top oynatmaya çalışan ve parayı ikinci plana atan yenilgisiz Behzat Çınar'a -saçma sapan bir gerekçe ile- kıyılmış, Sadi Tekelioğlu harcanmıştır. Abdülkerim Durmaz kulübe gelir gelmez eski hocayı (Behzat Hoca'yı) suçlamış ve hemen içinde bulunduğumuz dönemin sinyalini vermiştir. 20-25 tane savaşan Şimşek transfer edilmelidir. Bunun üzerine 15 tane nal toplayan Şimşek alınmış ve gündemden para konusu düşmemiştir. Şimdi tüm transferlerin yerinde ve doğru olduğunu, Abdülkerim Hoca'ya güvendiğini söyleyen ve Durmuş Ali Çolak'ı getiren yönetimimize sayın Çolak da mesaj yollamaktadır. "Takım çok kaliteli, bazı bölgelerde yığılma varken, bazı bölgelerde alternatif yok." sözleri ile bazı bölgelere transfer istemektedir. Kimse ayağını yorganına göre uzatmamakta, herkes istemektedir. Nasıl, sorusunun cevabı kimsede yoktur.

Çark öyle bir dönmektedir ki; kulübün yaşaması neredeyse kimsenin umurunda olmamaktadır. Kulübe kendi başarılı dönemlerinde kendi keselerinden (!!!) yaptıkları harcamaları fatura ederek iddaa gelirlerine temlik, stat gelirlerine haciz koydurulması sureti ile Adana Demirspor beş parasızlığa itilmiştir. 28 Mayıs gecesinde Adana Demirspor'un büyükleri olduğunu iddia edenler telefonlara çıkmamış, camia rezil edilmiştir. Aynı gelir sahipleri kulübe bir tane forma reklamı vermemiş, kombinelere umulandan çok daha az sahip çıkılmış, projeler baltalanmış, kulüp sisteme daha da çok mahkum edilmiştir.

Artık bıktık!!! DUR DEMENİN ZAMANI GELMİŞTİR! Taraftar bu kentin belediye başkanı, valisi, sanayicisi, tüccarı, bu takımın başkanı, yönetimi, abisi, teknik direktörü var, dememeli ve bir şekilde ÇALIŞMAYA başlamalıdır. Savaşmak için üretme dönemi başlamalıdır. Çirkinlikler artık yüzlere vurulmalıdır. Mevcut düzenden şikayet edip de buna karşı savaşmamayı her kim seçiyorsa, -buna bunu seçen taraftar da yönetim de dahildir.- benim gözümde sisteme hizmet ediyor, demektir.

Sisteme hizmet etmeyenler olarak, çalışmaya başladık. Tespitler ortadadır, üretime katkılarınızı bekliyoruz. Katkılarınızla şekillenecek iş planı zaman içinde gerekli şekilde ilan edilecektir.

Yorumlar

mustava dedi ki…
maratonda gözleri yaş içinde İDÇ maçını seyreden cefakar amca, kale arkasında gençliğinin en güzel günlerini heba eden liseli kardeş, kapalıda yeni doğmuş bebeğininden zaman çalıp stada koşan ve kahrolan baba...

siz, biz, bir şey yapamaz mıyız? bir şeyler yapmak için hiç mi şansımız yok?

Hiç bir şey yapmadan 15 sene geçip gitti. Hala mı birilerinin eline bakacağız? Ölümü gösterip sıtmaya razı eden bu anlayışa hala mı "eyvallah" diyeceğiz?

Adana Demirspor büyüktür. Gerçekten büyüktür. Adana Demirspor isterse bu memleketin üzerine yumruğunu vurur, hem de öye bir vurur ki, ta Ankara'lardan İstanbul'lardan sesi duyulur. Geçmişte oldu bu, ama temelsiz oldu, plansız projesiz oldu. Yani "geleceksiz" oldu. Şimdi neden tekrar ama daha sağlam bir şekilde olmasın! Adana Demirspor taraftarı isterse bu kulübü ayakları üzerine diker, ama eğer Adana Demirspor taraftarı 15 seneden ders almışlarsa.

Ne yapmamız gerek ey Adana Demirspor taraftarı? Eğer batacaksak da çırpınarak batmayalım mı? Bir şans yaratamaz mıyız bizim için ve çocuklarımız için, bu takımın bugün ve gelecekte hala aynı eziyetleri çekmemesi adına?
Adsız dedi ki…
Bu takım şu günlerde ne sahasıyla ne futbolu ve başarısıyla biliniyor.Adana Demirsporu ADS yapan taraftarıdır.Livorno maçıda,sezon açılışıda,Ürün evide hep taraftarların gücüyle olmuştur.Yine eli taşın altına sokacak olan taraftardır.Ne şekilde çalışılması gerekiyorsa ben varım demek ADS'ye olan borcumuzdur.Bu yüzden hangi alanda nasıl bir çalışma yapılması gerekiyorsa yada bizim iş planına girebiliecek hangi üretimleri yapmamız gerekiyorsa daha fazla ayrıntıyla beraber ben varım!

Serkan Akkoyun
DexteR dedi ki…
Geçmişteki güzel günlerin hatırına, geleceğimizi karartmamak adına, bu düzene çomak sokmak adına ben varım!
Adsız dedi ki…
Elimizden ne geliyorsa ...

Ziya
Adsız dedi ki…
Onur bey, sisteme hizmet etmemek istiyorsan önce şu yukarıdaki resmi kaldıracaksın, istifayı kabul edeceksin! Bu sistemin aracı olmuştur Bekir Çınar, direksiyona oturtulmuş, sistemin göbeğine takımı teslim etmek üzere görevini başarıyla tamamlıyor...
Adsız dedi ki…
Bekir çınar herhangi bir bankada bağış hesabı oluştursun.10 Liranın altındaki bağışlar kabul edilmesin.Ve bağış hesabı her ay kendini yenilesin.yani bir kalıcı gelir gibi düşünün.Gerçek demirspor taraftarı gider her ay en az 10 lirasını o hesaba yatırı.tabiki daha fazla yatıranda olacaktır.Her ay 5000 kişi nin en az 10 lira yatırdıgını düşünürsek 50000 lira para yapar.tabi devamlı kamuoyu oluşturulacak.televizyonlar bas bas bağıracak.afişler asılacak...SLOGAN HER 10 LİRA BİR NEFES OLACAK.Bu sağlanırsa hiçbir yönetimin para para diye ağlayıp sızlayıp küsüp,herşeyi ortada bırakmasına gerek yok.Her ayın sonunda yönetim bankadan aldıgı toplam miktarın makbuzunu basın açıklamasında gösterir.AMA BU İŞ TERSE DÖNERDE TARAFTAR İLGİ GÖSTERİP TAKIMA SAHİP ÇIKMAZSA BU SAATTEN SONRA KİMSEYE ATAR YAPMASIN KİMSEYE SÖVMESİN VE ÇOK SEVDİĞİ KLÜBÜNÜN BAZILARININ KUCAĞINA OTURMASINA ÜZÜLMESİN..ALIN BENDEN BİR ÖNERİ AYLIK 30-40-50 MİLYAR PARA GETİRECEK BİR ÖNERİ...HADİ SIRALAYALIM BUNLARI...SONRA SUNALIM....BAKALIM NE OLACAK.....
Adsız dedi ki…
Bekir Çınar veya sistemin herhangi bir parçasından bağımsız hareket edilmezse verilecek tek kuruştan hayır gelmez. Çağrı taraftara yöneticilere değil!
Adsız dedi ki…
Bu yönetim ve Başkan yetersiz olmasaydılar, şimdi hala görev başında olurlardı...

Tribünden gelmiş olmanın avantajını malesef dezevantaja çeviren bir başkanımız oldu.. Yazık..

Kamil Ateş
yergökmavi dedi ki…
Hep birilerinden bekliyoruz birşeyler yapılmasını..herkes birşeyler yapmalıyız diyor ama kim ne yapacak nasıl yapılacak bilinmiyor..
Varmısınız biz taraftarlardan belli bir gurubun yönetime talip olmasına..
Varmısınız bu takımı kendi içinde ayağa kaldırmaya..
Ben varım...
DexteR dedi ki…
her demirsporlunun hayalidir ileride bu takıma başkan olmak. ben her yılbaşı gecesi elimde biletler, dualar okuyarak o büyük ikramiyenin bana çıktığını ve Demirspor'a başkan olduğumu hayal eder dururum. Tatlı bir düş olarak kalır bu hatıramda taki ertesi senenin büyük ikramiyesi açıklanana kadar...

2010'da şans bana güler mi bilmem ama Demirsporumuzu layıkıyla yönetebilecek, planı, proğramı olan bir oluşuma elimden geldiğince katkı koyacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. yeterki bizi Aytaç'ın elinde oyuncak olmaktan kurtarsın. bu düzene çomak sokacak birileri lazım. bu kişi/kişiler neden bizim aramızdan çıkmasın ki???

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...