Ana içeriğe atla

Akil İnsanlar Grubu...

Artık Demirspor'da sözü dinlenen akil bir topluluğun olması gerektiğini düşünüyorum. Bu topluluğun kulübün bir parçası olması, ancak kulüp yönetiminden bağımsız tutulmasının dernek tüzüğü ile garanti altına alınması gerektiğini düşünüyorum. Bu grup sadece danışmanlık değil, aynı zamanda ilişki yönetimini de üstlenmeli. Kulübün önemli yazışmalarını yapmalı, görüşmelerini yönetimden yetkili kişilerin eşliğinde bizzat gerçekleştirmeli, kulüpte şeffaflığı sağlamalı, yönetimin almış olduğu kararlara ilişkin etki değerlendirme raporları hazırlamalı ve ilan etmeli. Açıkçası kulübün içinde, yönetimin yönetim gücünü kısıtlamadan ama kamuoyu baskısını onlara hissettiren bir güç olmalı.

Bu grup aynı zamanda gelir kaynakları için projeler üretilmesi yönünde çalışmalar yapmalı ve kamuoyu oluşturmalı, gerekirse kulübün resmi sitesini bu yönde aktif olarak kullanmalı, yapabileceği çapta geniş bir araştırma ile Adana içinde ve dışında şehrine ve/veya takımına gönül veren kişilerle temasa geçmeli, projelerini anlatmalı ve destek bulmaya çalışmalıdır.

Bu çabanın orta vadede olumlu sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Çünkü artık birçok kesim kulübe el vermekten korkar hale geldi. Elini verenin kolunu kaptıracağı, bizzat yaşanarak tecrübe edildi. El verenin bunu süreklileştirmemesi durumunda hain ilan edildiği görüldü. Değerlere sahip çıkılmadığı, hatta çiğnendiği gözler önüne serildi. Kulübün bir çatışma alanına dönüştüğü birçoğumuz tarafından açıkça görülüyor. Kulübümüz için "Kim, neden bu ateşin içine kendisini atsın ki?" soruları olağan algılanmaya başlandı.

Hiçbir proje, güven vermezse arzuladığı desteği bulamaz. Bekir Bey hem kendi yönetiminin hoca tercihi, basın ile ilişkiler gibi hataları hem de geçmişin izlerinin apaçık ortada olması nedeni ile -taraftarın bir bölümü üzerinde elde edilen hariç- uğraşmasına rağmen istediği ölçüde güven tesis edemedi. Bu da maalesef projelerin olumsuz sonuçlanmasına yol açtı. Güven kaybı gelir odaklarının ilgi alanına kulübümüzün artık girmiyor olmasına sebebiyet verdi.

Kredi kartı için 2.500 adet kart sahibi bulabilse idik, yapılacak harcamalar üzerinden her üç ayda bir gelir kazanacaktık. Başaramadık, 1.560 kişiyi zor bulduk. Burada suçu sadece bankaya yükleyemeyiz. Çünkü zaten yığılan kart başvuruları veya reddedilenler küçük gelir gruplarına aitti. Yani bu grupların yapacağı harcamalar sonrasında zaten dişe dokunur bir gelir elde edilemeyecekti. Gelir sahibi kişilere bu kartı satamadık. Başvuruyu yaptırabilse idik bankanın karlı müşterisinin başvurusunu reddetme olasılığı çok düşük kalacaktı ama olmadı.

Kombine konusunda yönetim cazibe oluşturmak için çok çaba sarf etti ama orada da geliri yine gelir sahibi kişilerden elde etmek öngörülüyordu. Ama artık Demirspor üzerinden reklam yapmak iş hacmine o kadar da katkı yapmıyor. Ne oldu kombineler elde kaldı. Alan kimler oldu, en fazla orta gelirliler. Yani güven kaybı ve futbola özlem kombinelerin de elde kalmasına ve öngörülen gelir kalemlerinde 600 bin TL civarında açığa yol açtı. Belediyenin musluklarını kıstığı bir ortamda, konulan temlik ve hacizler de düşünülünce kulüp beş parasız kalma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

İşte tüm bu nedenlerle, artık kendimizi daha iyi ifade edebilmeliyiz diye düşünüyorum. Kendini anlatabilen, niyetini kanıtlayabilen bir grubun varlığı orta vadede gelir kaynaklarının tabularını yıkma başarısı gösterebilir. Bunu başarabilirse de bu zincir kırılır.

Tabi bu yazdıklarımın bir hayal olduğunu düşünüyorum. Çünkü hangi yönetim, yönettiği kulüp bünyesinde kendisinden bağımsız ve kulüp internet sitesini de kullanan, etki değerlendirmesi yapan, icraatlerde pay sahibi olan bir gücü ister ki yanında... Bırakın Adana Demirspor'u, böyle bir uygulamayı Türkiye'de hangi kulüp kabullenir?

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
Onur Bey;
IMF den kredi alıp siz yapıp,işletip,klübe devredeceksiniz başka çıkar yolu yok :)
Adsız dedi ki…
Bir Adanaspor'lu der ki,

Akil insanlardan önce çoğalmak gerek Onur. Bu şehirde kabul edersin veya etmezsin senin düşüncen, fakat bana göre hem Adanasporlu hem Adana Demirsporlu azınlıkta, hem de çok azınlıkta. Bu yazıda paylaştığın onu yapamadık, güven problemi oldu vs hepsi bana göre sebep değil, gerçek değil. Şehirde takımına sahip çıkacak, kombine veya kart alacak 20 bin Adanasporlu veya Adana Demirsporlu yok, biz binleriz, siz binlersiniz, gerçek bu maalesef.

Bu gerçeğe uygun adımlar atmak lazım, her iki taraf içinde söylüyorum. Çünkü bu sebepten dolayı belediye başkanının oyuncağı konumundayız. Bizim başkan rest çeker taraftara, sizin başkan Aytaç'ı hedef gösterir, yok bu yolun sonu. Akil adamlar vs çok sonraki işler, taraftar lazım, takımını seven adam lazım... Benim görüşüm budur...
Onur BİÇER dedi ki…
Tespitiniz için teşekkür ederim. Ben sayısal olarak çok azınlıkta olduğumuzu düşünmüyorum ama gelir sahiplerinin ilgi alanları açısından sonlarda olduğumuzu hatta listeye dahi giremediğimizi söyleyebilirim. Futbol ne kadar istemesek de bir endüstri. Gelir yaratacaksın, harcama yapacaksın, formana reklam alacaksın, kombine basacaksın, gençleri ucuza alıp, pahalıya satacaksın vs. Bu endüstri içinde biraz da kuralına göre oynamak gerekiyor. Kendini geliştirmek, tanıtmak gerekiyor. Ben zaten Demirsporlu veya Adanasporlu zenginlerin sırf spora yardım olsun diye kentine, takımına sahip çıkma amacıyla destek vereceklerine inanmıyorum. Bugün Adana takımlarında yöneticilik yapmak belki sizi çok tanınmış kılabiliyor ama "helal olsun, cesur insanlarmış" dedirtmekten ve belli makamlarla kulüp yöneticisi olarak iletişim kurabilmekten öte bir fayda sağlamıyor. Ancak büyük diye tabir edilen takımların yönetiminde yer almak hatta ve hatta kongre üyesi olmak dahi bir apolet olmuş durumunda. Bu nedenle kişiler de ellerini ceplerine atmaktan çekinmiyorlar.

Bu cazibe yokluğu elbetteki sorunların temeli değil. Belki en önemsizlerinden ama bu sorunun çözülebilmesi durumunda gelecekte çekim kuvveti olunabileceğini umut ediyorum.
Adsız dedi ki…
Adanamızı anlayamıyorum , Trabzonda trabzonspora başkanlık yapan insan şehrin valisinden de önde geliyor belideye başkanından da önde geliyor acaba bizim adanada ne zaman böyle gelişmeler olur görürmüyüz , yaşımız yeter mi acaba?
yergökmavi dedi ki…
Aslında yol belliyken takımın içinde bulunduğu durumdan dolayı hep farklı alternatifler üreterek bir çıkış yolu bulmaya çalışıyoruz..
Söylediğiniz fena bir fikirde değil..Bugün takımların çeşitli şekillerde menfaatleri doğrultusunda çalışan gruplar vardır..
Klüp yönetmek bugün şirket yönetmek gibidir..Bir çok Adanademirspor sevdalısı direk yönetimde yer almasa bile belli konumlardaki insanlar bir araya gelerek klübün menfaatleri doğrultusunda çok çeşitli farklı çalışmalar yapabilir.Yönetimde yer alan insanlarda bu gupların başını çekebilir..Olay satış ve pazarlamadır..Takıma forma reklamımı lazım,oluşturulan grup çeşitli firmalarla görüşerek bu konuda çalışma yapıp yönetiminde bir nebze olsun sırtından bu yükü alabilir..Basın ve halka ilişkiler konusunda bir grup..Adanademirsporun faaliyetleriyle ilgili bilgileri sağlıklı bir şekilde kamuoyuna sunup kurumsallık çerçevesinde çalışmalar yapabilir..Yine bir grup ar-ge gibi takımın gelir kaynaklarının arttırılması yönünde projeler üreterek bunların hayata geçirilmesiyle ilgili çalışmalar yapabilir..
Bunlar tabiki çoğaltılabilir,tıpkı şirketlerin yönetimleri ve bu yönetimlerin alt kadroları gibi..
kebabman dedi ki…
Sahada futbol oynamayi basaran bir takimimiz olsa ve yonetimler bazi hatalari yapmasalar Adana da stadi dolduracak sayida kombine alacak kisi oldugu gorusundeyim.
Oncelikli kendisini ispatlamasi gereken taraftarlar degil ,futbolcular ve yonetimlerdir.

Cogalim basari endekslidir.Cogu Adana insani guclu olanin yaninda olmayi tercih eder.Guclu olmayanin cogalma gucu cok zayiftir.Sahada futbol yok ise tribunde insan goremezsiniz.

Bulundugumuz cikmaz sudur : yonetim ve futbolcularimiz once para sonra is demeye getirmektedirler..Insanlar ise once mali gorelim sonra alip almayacagimiza karar verelim demektedirler.
Bu cikmazdan kurtulusun en kisa yolu futbolcularimizin istekliligine ve fedakarligina baglidir.Onlarin uretmesi gerekiyorki tuketim olsun.Onlarda hammadde yokki uretelim derse cikmaz sokaga girilir.

Mevcut ortamda Onur'un onerdigi danismanlik yapabilecek bir akil insan toplulugu olsaydi belkide teknik direktorumuzun ve yoneticilerimizin kufuru suni gundem maddesi yapmalarini onleyebilirdi,belkide mac sonu facia niteligindeki aciklamalarini onleyebilirlerdi.

Kufur bataklik gibidir,icine gireni daha da dibe ceker.Yoneticiler ve teknik ekip bu batakliga asla bulasmamalidir.
kebabman dedi ki…
Akil insan olusumun baska katkilari da olabilir,ama kesinlikle yonetimden bagimsiz calismali ve degerlendirme yapmalidirlar ve gonullu bir olusum olmali ve maddi karsilik beklemeyen/almayan bir olusum olmalidir.

Kurumsal yapimiz boyle bir olusumu kaldirabilirmi bilmiyorum.Kurumsal olarak baskanin hatali yaptigini dusunen yonetici arkadaslar bile cogunlukla sessiz kalmayi tercih etmektedirler.Baskan her ise kosmak zorunda kalmakta ,her ise kosmak istemekte ,kisa bir surede tikanma noktasina gelmektedir.

Gecen sene genis tabanli kombinenin ilk denemesini yaptik,bu sene ikinci denemesiydi ama gecen sene yasananlarin yan etkisi bu seneye yansidi.Ilkler hep beklenenden cok daha basarilidir yada beklenenden cok daha basarisizdir.
Lokantaya,sinemaya,tiyatroya veya hizmet sunan baska yerlere gittigimizde oraya gitme nedenimiz bize sunulmaz ise bir daha gitmemeyi tercih ederiz.
Kombine ve sahadaki futbol iliskisini de boyle degerlendirmeliyiz.Gecen sene bazi olaganustu kosullar nedeniyle ilgi vardi ama ya sonrasi hayal kirikligi oldu.Kombine alanlar sahada futbol izleyemediler.Gecen seneden memnun kalmayanlar bu sene cok temkinli davrandilar...Yine de bizim gibi asiri fanatik diye tabir edilenler yine aldilar.Gelecek senede alacaklardir,ondan sonraki senede alacaklardir.

Sampiyonluk sevdasindan vazgecip hedefin futbol oynamak olarak aciklanacagi gunu hala bekliyorum..Futbol oynayamadan sampiyon olunamiyor.Futbolcularimizdan futbola ve taraftara saygili performanslari beklemeye devam ediyorum.Bireysel isteklilikleri var ama arkadaslarina yardimci olma istekleri yok..Bu biraz finansal sikintidan birazda mac basi anlasmalarinin dogurdugu sonuctur.

Mevcut guvensizlik ortaminin nedenleri gecen 15 seneki uygulamalarda aranmali,yonetenler yonettiklerini suclamayi birakmalidir diye dusunuyorum.

Tabiki bunlar disaridan belirtilmis goruslerdir...Icerisi disaridan gorundugu gibi degildir savunusu kabulumdur..Hicbir sey eskisi gibi degildir ve olmayacaktirda gorusunude kabullenirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.