Ana içeriğe atla

Adana Demirspor - Kahramanmaraşspor Maç Değerlendirmesi


Takımımız oynadığımız yedi maç içerisinde en organize olduğu ve iyi oynadığı maçta Maraş'a yenildi. Geçmiş maçlara nazaran ilk defa topu yerden oynadık. Boşa şişirmek yerine özellikle sağ kanatı kullanarak ataklar geliştirdik.Takım olarak gösterdiğimiz mücadele sonucunda ilk dakikalarda golü bulduk. Golden sonrada net pozisyonlar yakaladık. Yediğimiz ilk üç gol duran toplardan geldi. Duran topların sebepleri ise tamamen acemilikten kaynaklandı. İlki geri pastan kaynaklanan bir serbest vuruştu.Kime kızmalı ? O topu geri dönene mi ? Yoksa rahatça vurabilecekken tutana mı ? Hepsinden vezgeçtik Kaya sen neden penaltı noktasına kadar çıkışıyorsun. Velhasıl hatadır olur golü yedik. İkinci gol kronikleşen hatamızdan ofsayt taktiği nedeniyle araya atılan bir top ile karşı karşıya pozisyonda kazanılan penaltıdan geldi. Kaya müdahele etmese ne olurdu ? Sadece gol. Etti ne oldu ? Gol + Kırmızı kart. Gelelim üçüncü duran topa. Orhan Terzi şişirmek yerine güzel bir çalımdan sonra topu önliberoya verdi. Önliberoda Cevat topu kontrol edemedi. Araya giren adama faul yaptı. Mesafe 35 metre. Adam topa vurdu, bizim baraja çarptı , Ömer'in parmaklarından direğe , oradan Ömer'in sırtına top kalede. Serbest vuruşa sebebiyet vermek hatadır. Ama böyle bir gol on yılda bir olur. Maraş belki sezonda iki frikik golü atıyordur o da bize denk geldi. Genele vurursak bence bugün en iyi maçımızı oynadık diyebilirim. Belki harika oynamadık ama kazanmak için doğruları takım olarak yaptık. Pas yaptık, yerden oynadık , mücadele ettik , ortasahada kazandığımız toplar ile goller attık , pozisyonlara girdik. Fakat takım olarak yaptığımız doğruları bireysel hatalar gölgeledi. Belki iyiniyetle belki hırsla oyuncularımızın yaptığı bireysel hatalar takımın galibiyet alamamasına sebep oldu. 10 kiş kaldıktan sonraki değişiklikler tartışılır. Sahanın en iyisi Burak neden oyundan alındı. Cevat neden önliberoya geçti falan filan... Bana göre bugün iyi oynadığımız maçı bireysel hatalar ve az da olsa şansızlık yüzünden kaybettik. Kendi adıma berabere kaldığımız maçlara nazaran daha çok beğendim takımı. Öyle oynayıp tesadüf beraberlikler almaktansa böyle oynayıp şansız mağlubiyetler alalım.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Malesef uzun zamandır süren bir senaryo, yavaş yavaş uygulanıyor. Yakında BAYRAM AKGÜLSPOR tek başına kalacak. Hani buna inanmayan varsa iyice araştırılsın. Aytaç durakın bayram akgüle verdiği arsalar, Gökhan durakla bayram akgül ortaklığı, Çukuroca tv nin naklen yayınındaki asıl amaç. İnşallah birileri bu oyunu bozar.
kebabman dedi ki…
Ömer oyuna girdikten sonra kalesinde güven verdi.Tribünlere huzur geldi.Ömer in her attıgı top ileri uçta bizim oyuncularla buluştu.Topa dogru zamanlamalar yaparak çıkış yaptı,kalesinde güven verdi.
Kalede Ömer in olması Kaya nın olmasından her zaman daha pozitif katkı yapacaktır diye düşünüyorum.
Adsız dedi ki…
Arkadaşım artık bırakalım bu yok BayramAkgülSpor yok AytaçDurakSpor laflarını.Bu takımlar bu şehrin değerleri.Ya bu olay sadece Demirspor'u değil Adanaspor'u da etkiler.Ya artık birlik olunup şu şehre sahipsizlik haykırılmalı.Bi o başkan ben bırakırım ha diyor bi öbür başkan bırakırım ha! diyor.Bunun nedeni hep sahipsizliktir.Takımlar sürekli bırakılmakla tehdit ediliyor.Çünkü biliniyor bu insanlar bırakırsa başka talepler olunmayacağını.Beşiktaş'ın başkanı bırakabiliyor mu?Çünkü biliyor bırakırsa o koltuğu bırakırsa talip bir sürü işadamı...vs var.Adana'da bu yok artık.Kimse şehrinin takımları tutmuyor.Lütfen kısır çekişmelere son yahu!!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...