Ana içeriğe atla

Van maçı öncesi-Sonrası

En son Livorno maçını izlediğim için çıta yüksekti, beklentiler de büyüktü. Dünkü maçı izleyince açıkçası üzüldüm.

Hava sıcaktı gerçekten.Maç hafta içi, iftar sonrası olunca ilgi düşüktü.Stad çevresindeki o hareketlilik, koşuşturmaca yoktu.Tribünlerde de büyük boşluklar vardı, özellikle kapalı tribünde.
Gelenler de çok canlı değildi. Maraton, kapalı tribünden ses çıkmadı. Takımın sahadaki oyununu görünce açıkçası insanlarn bağırası da gelmiyor. Yılların birikimi bir küskünlük ve bıkkınlık var taraftarlarda.
Grup ise bu sefer köşede değildi.Kale arkasının orta kesimlerinde idi skorborda doğru.90 dk boyunca susmak yok her zamanki gibi. Pankartlarımız yine geceye renk katıyor.
2-2 yi yakaladıktan sonra biraz canlılık geldi tribünlere; ama bu sefer de süre yetmedi.

Yönetimin kendi insiyatifiyle kale arkasını kapatmasının ne kadar doğru bir karar olduğunu gördük dün. Hem estetik olarak güzel olmuş hem de ambiyans çok iyi.Bağırınca havaya gitmiyor, sahaya gidiyor .Skorborda kadar olan kısım bitmiş.Sonrası da tamamlanınca gayet güzel olacak.
Bu şehrin ilgililerinin ise neden böyle bir olaya öncülük etmediğini bir türlü anlayamıyorum. Alın size taraftara, Adana'ya, insanlara hizmet için bir fırsat.Bekir Başkan Adana'nın ortak kullandığı bir stad için cebinden vermek zorunda mı?
Stad zaten yapılmıyor, en azından üstü kapatılsın, maraton kapatılsın. Kış geliyor, yağmur, soğuk, rüzgar..Başka stadlarda kapalı tribün altına dev ufolarla ısıtma sistemi kurulurken adı büyük kendi küçük Adana'da nasıl bir stadda oynuyoruz.
Teşekkürler Bekir Başkan.

Maçın analizini Göktuğ çok güzel yapmış.Zaten futbolcuları benden iyi tanıyor.


Ben oyun sistemimizi anlayamadım. 4-1-3-2 gibi oynuyoruz..Bir bakıyorsunuz orta yuvarlakta 8 kişi var, ilerde ve kanatlarda kimse yok.Burak Denizli girdikten sonra geniş alanları güzel kullandı,kanata biraz canlılık geldi.Oyunu açmak yerine dar alanda oynamayı seviyoruz. Zaten 2.golü de onun hızı ve kanatı güzel kullanmasıyla attık.

İlk golümüzü Tayfun attı.Girdiği pozisyonları atıyor.Zeki bir futbolcu.Aklını kullanarak oynuyor.Kaliteli bir forvet.ORta sahadan istediği topları alırsa bu yıl çok gol atar.



Burak Denizli, sağ tarafta defans arkasına atılan topu sıfırda yakaladı.İçeri çevirdiği topa Cem Hallaçeli vurdu ve gol oldu.Golün kopyasını da kaçırdık.
Orta saha ile defans arasında inanılmaz boşluk kalıyor ve dönen topları alamıyoruz. Rakip orta sahamızı kolay geçiyor.

Dk.86 gol atmamız gerek.6 oyuncumuz ceza sahamız önünde , ilerde topu atacak kimse yok.Topu doldurmamız , rakibi ceza sahasında boğmamız gerekirken pek bir istek yoktu nedense.

Tebrikler Alican gösterdiğin hırs , mücadele ve güzel futbolun için.

Alican'ın maça ilk 11'de çıkması gerekiyor. İnanılmaz bir mücadele, savaş, o boyuna rağmen bütün hava toplarını aldı. Taraftar herkese hakkını veriyor. Alican'ın mücadelesini alkışladılar. Alican'ın mutlaka oynaması gerektiğini düşünüyorum. Tebrikler Alican.


Maçtan sonra işten dönenler, maça gelemeyenler skoru öğrenince ellerini iki yana açıp boynunu büküp sessiz kalmayı tercih ediyor.

Destek verelim, kötü oynasa da takımımıza ve yönetime maça gelip moral verelim.Sahip çıkalım.

Dostlarımızla hasret giderdik. Kebap yedik, terledik.Sepici havası soluduk.Gurbette Demir Gibi olarak başladığımız günü Şehrin Asi Çocuğu olarak noktaladık.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.