Ana içeriğe atla

Demirsporumuz Bu Sene Türkiye Kupası'nda Yok..

Yanlış hatırlamıyorsam Haziran ayında Metin TÜRK takımımızın da bu sene düzenlenecek Türkiye Kupası'nda yerini alacağı müjdesini vermişti. Ancak 1. kademe maçlarına ve 2. kademe eşleşmelerine baktığımızda takımımızın yer almadığını gördük. Bu yönde bir haber çıktı ise gözümüzden kaçmıştır. Mühim değil, seneye Türkiye 1. Ligi'nde iken katılırız Türkiye Kupası'na...

Yorumlar

Hakan HOŞCAN dedi ki…
oynamasın abi, tarih boyunca oynamasın, ne gerek var. Türkiye kupası bize ne kazandırdı en son katıldığımızda? Federasyondan gelen para kulübün kasasına mı girdi? yada o yıl ligde iyi konumd bitirmemize yardımcı mı oldu? sadece takımı erken yordu, kendini ıspat etmek isteyen hoca kupaya yüklendi, futbolcu nasıl olsa para alamıyorum bari vitrin burası dedi o da kendini kupada gösterdi. Ben bir Trabzonspor maçı izledim, Bora, Özgür, Burak Denizli, Ünsal, Erhan Namlı mesela bu isimler o maçta deli gibi oynadılar, bunların hangisi hepberaber lig sonuna kadar aynı gun bu performasnı gösterdiler?
Onur BİÇER dedi ki…
Hakan seninle bu konuda uzlaşamayacağız gibi görünüyor. Futbolcu ahlaklı olursa Türkiye kupasında da aslan gibi oynar, ligde de. Ligde kötü oynarsa puan kaybederse prim alamaz. Türkiye kupasında kötü oynarsa takıma gelir sağlanmaz, ligdeki primi tehlikeye girer.

Ayrıca hiçbir büyük hedeften kaçılmaması gerekir. Hangi ligde olursak olalım. İş futbolcunun karakterinde bitmektedir. Bana hiç bir güç Türkiye Kupası nedeni ile şampiyon olamadığımız fikrini benimsetemez :)

Bu konudaki ilk tartışmamız değil senle. Son olacağa da benzemiyor. :)
Hakan HOŞCAN dedi ki…
Ben düşüncemin o gün de arkasındaydım. şimdide arkasındayım :) o yıl Türkiye kupasına asılmasaydık, ligi çok önceden açık ara farkla bitirmiştik. Kahin değilim ama öyle olacağını düşünüyorum :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...