Ana içeriğe atla

Şanlıurfaspor Maçının Ardından Uyarılar...

Maçtan mutlu ayrılmadım dersem yalan olur. Kimsenin sevincine de gölge düşürmek değil amacım. Ligin ilk haftasından takıma yüklenmek hele hele hiç değil. Ancak gördüğüm bir kaç uyarıyı şimdiden yapmaya başlayayım ki; işler kötü giderse (Allah korusun) yine felaket tellalı ilan edilmeyelim. Maçla ilgili genel değerlendirmeleri arkadaşlarıma bırakıyorum. Öncelikle Çukurova TV'ye teşekkür etmeliyim. Yakında uydu yayınına da başlayacaklarmış. Takımımızı bize izletme imkanı verdiler, sağolsunlar.

Konu Çukurova TV'den açılmışken maçı anlatan Sayın Yavuz YILDIRMAZ ve Sayın Mustafa BOZ ile başlamak istiyorum sözlerime. Kendileri geçtiğimiz sezon doğal olarak takımı bizden daha yakın takip ettiler. Karşılaştıkları hakem hataları geçtiğimiz sezonlarda kendilerinde muhakkak iz bırakmıştır, ancak kendileri Adana'nın fazla okunan ve belli kesimi üzerinde olmasa da bir diğer belli kesimi üzerinde etkisi olan yazarlar olarak hakem hatalarını vurgularken geçmişteki izleri düşünmeden bunları yapmalılar. Kendilerinin bir ahı, bundan etkilenen birçok taraftar üzerinde daha sert tepkilerin oluşmasına sebep olabilir. Aynı etki ilerleyen haftalarda futbolcular üzerinde de görülebilir. Elbette tepkimizi hata varsa (ki ben TV'den gördüğüm kadarıyla her eleştiriye katılmıyorum) ortaya koymalıyız ama dozunu artırmak için çok ama çok erken, diye düşünüyorum.

İkinci husus kalecimiz Kaya. Maalesef ilk maçta güven vermedi. Yediğimiz golden bağımsız olarak söylüyorum bunu. Ömer'in arkadaşının (abisinin) başarısızlığına sevinmemesi, ancak kaleye geçmeye de hazır olması gerekir.

Bir diğer husus takımla ilgili. Birbirlerinin yerini biliyorlar. Bu da pas yüzdelerini artırıyor. Kendilerinden ziyade topu koşturuyorlar paslaşarak. Tamam ama ceza sahamıza yakın yerlerde yapılan hatalar ağır sonuçlar doğurabilir. Abdülkerim Durmaz bu konuda önlem alacaktır.

Son ve en önemli husus teknik heyet ile ilgili. Sene boyunca en fazla takipçisi olacağım nokta bu olacak. Bu sene şampiyonluğa oynayan bir kadro kurduysak eğer bir çok maçta 3 farklı 4 farklı önde olduğumuz olacak demektir. İlk maçtan uyarımı yapayım. Dakika 60 durum 4-0. Bu noktada, hatta durum 3-0 iken artık gençlerimizi alsanıza oyuna. Bugün rahat maçta oynamayan gençleri zor maçlarda nasıl kazanacağız? Şampiyonluğa oynadığımız sezonda bu fırsatları harcayacaksak kapatalım son iki yıldır Türkiye'de ilk 8'e giren altyapımızı. Takipçisi olacağım.

Can sıkıcı kısmını ben yazdım. Mutlu kısımlarını ve elbet diğer eleştirileri arkadaşlarıma bırakıyorum.

Yorumlar

türkayADS dedi ki…
Onur Abi çıplak gözle izledim maçı....ve son 4-5 yıldır böyle bir demirspor izlememiştim..harikaydı....Hakeme gelince,herkesi çileden çıkarttı..bütün insiyatif haklarını onlara kullandı....kaleci konusundaki dediklerinde sonuna kadar haklısın...sonraki 2 gol tat kaçırdı biraz ama Hoca da maç sonunda buna değindi ve çözüm bulacaklarını söyledi....
TAYLAN dedi ki…
BU KEPAZELİKTEN KİM SORUMLU!?

Maçtan önce başkan Bekir Çınar, “Bayan seyircilerin maça ücretsiz alınacağını, tribün atmosferlerinin böylelikle değiştirileceğini, buna da öncülük etmek istediklerini” belirten bir açıklama yapmıştı. Stada geldiğimizde başkanın bu sözünün bir ciddiyetinin olmadığını gördük. Üstelik rezilliğin ne boyutlara ulaştığına da tanık olduk.. Kapalı A üst tribünü girişinde yaşanan hadiseyi aynen aktarıyorum:

Bir baba kızını almış maça gelmiş, stad girişinde sırada bekliyor. Sanıyor ki kızı ücretsiz kendi elindeki biletle girecek..İnanmış başkanının sözüne almış kızını gelmiş. Nerden bilsin rezillik yaşayacağını? Anlatmaya çalışıyor girişteki yetkiliye: “Külübün böyle bir kararı olduğunu, bayan izleyicilerin maça biletsiz alınacağını, başkanında bu yönde açıklaması olduğunu”. Dinleyen kim ama? birde azar işitiyor kapıdaki gişe yetkilisinden. Beraber sıkışın turnikeye yoksa almam” diye.

Biz tam aramızda bu durumu konuşurken, Önümüzdeki sıra, bir erkek ve kız arkadaşına geliyor..el ele tutuşup gelmişler maça.. onlara da aynı muamale “geçecekseniz biriniz geçin, kalabalık yapmayın burada” deyip, bir güzel fırça atılıp kapı dışarı ediliyorlar. Çocuk derdini anlatmaya çalışıyor, dayanamayıp biz müdahil oluyoruz artık..bir dayak yemediğimiz kalıyor.

Şimdi hep birlikte soralım o halde: bu durumun suçlusu kim?

Bayan seyirciler maça alınacağını açıklayıp, bununla ilgili bilgilendirmeyi stad kapısındaki gişedeki görevliye yapma zahmetinde bile bulunmayan kulüp yönetimi mi??

Yoksa bu durum kendisine bildirildiği halde uygulamayan gişe yetkilisi mi?

Yoksa yünetimin sözüne itibar edip, hafta sonu eğlencesi diye maça kız arkadaşını, kızını alıp gelen taraftar mı?

Cevabı siz verin..

Nerden baksan rezillik..yazık! ben utandım.
tolgago dedi ki…
Kombine satılan türbine ücretsiz seyirci almak biraz mantıksız değil mi arkadaşlar ? Hem kombine satalım diyoruz hemde bayanda olsa ücretsiz seyitici alacağız. Bu durumda nereye oturacak bu biletsiz seyirciler.
Biz kombinemizi aldık dün stada gittik, fakat herkes kafasına göre oturmuş. Geçen sene ligin ilk 2 maçında maça girişte güvenlik görevlileri kombineleri olanlara yerlerini göstermişti. Sene içinde de hiç bir sorun yaşanmamıştı.
Yönetim kombine bilet satmak istiyorsa önce türbinde bir düzen oturtmalı, kombine koltukları ile biletli koltukları ayırmalı...
Sene içinde aynı sorunları her maç yaşarsak bu sene 700 kombine bilet satıldıysa, gelecek sana 200 tane satılır.
Başta bizim aldığımız 5 kombine bileti seneye almayız.
Blogdaki arkadaşlar eğer uygun bulurlarsa bu konu ile ilgili bir yazı yazmalarını rica ederim.
Onur BİÇER dedi ki…
Türkay maçtan ben de çok mutlu ayrıldım ve tespitlerine de katılıyorum. Demek istediğim şu sadece. Bu söylediğin güzellikler yazılacaktır. Bu güzelliklerin ortasında küçük eksiklikler gözden kaçmasın, gelecekte büyük sorun olarak karşımıza çıkmasın.
zengin dedi ki…
arkadaslar golleri filan nerden izleyebiliriz?
var mi nette?
Hakan HOŞCAN dedi ki…
TAYLAN dedi ki...
BU KEPAZELİKTEN KİM SORUMLU!?


Kapıdaki görevlinin halt yemesi. B;z Türk milletinin genel bir özelliği vardır, biri ona bir vazife, bir görev verince kendini oranın külhanbeyi zannediyor. Görevlinin yeri tespit edilirse bu konu ile kesinlikle ilgilenileceğini zannediyorum. Düşünsenize siz bir çok projenin altına imza atıyorsunuz, insanlara önce Demirspor' u sonra futbolu sempatik hale getiriyorsunuz, medyaya demeç verişyorsunuz bayan futbolseverler maça biletsiz girebilir diye, sonra ağanın biri gelip kafasına göre iş yapıyor, çok güzel köstek oluyorlar, el atılması lazım eğer anlattığınız gibiyse.
DexteR dedi ki…
bence de problem turnikedeki görevli arkadaşta. maraton tribününe girişte böyle bir problem yaşanmadı.
benim tek şikayetim çevik kuvvete. deplasman seyircisi koltukları kırıp sahaya atıyor ama çelik kuvvet ne hikmetse stada girer girmez doğruca bizim taraftarımızın arasına dalıyor.
buradan tribünlere kadar gelip olayları yatıştıran Bekir Çınar'a sonsuz teşekkürler. dün akşam yine kalplerimizi çaldın büyük başkan :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...