Ana içeriğe atla

"Ne Yapmalı"cılar...

Ankara Tayfası'nın blogunda bireysel yahut kitlesel olarak Aytaç Durak'a teşekkür edilmesi, bir dönüm noktasıdır. Tarih, böyle önemli dönüm noktalarında yazılır.

Tarihi yazma iddiasında olanlar işe durumun tespitiyle başlamak zorundalar. Durum özetle şudur; iyi işler yapan bir Bekir Çınar yönetimi ve onun yanında yer alan büyük taraftar kitlesi. Karşı safta ise bu güzelliği baltalamaya çalışanlar, çıkarcılar... Ve bir de üçüncü bir grup olarak "ne yapmalı"cılar...

"Ne yapmalı"cılar, vakt-i zamanında dillere pelesenk olan TAM BAĞIMSIZ ADANA DEMİRSPOR şiarından bir adım geri atmamaya yemin etmişlerin ismi. Ne yapmalıcılar, bu kulübün ablukalardan, sultalardan, hükümranlıktan temizlenmeden kurtuluşun gelmeyeceğine inanmışların ismi. Ne yapmalıcılar, bugüne dek takriben 15 yıldır belediyeden alınan her paranın gani gani verenlere geri döndüğünü gören, alınan her bir kuruşta biraz daha göbekten bağlanıldığını hisseden ve bir gün bir yerde ne pahasına olursa olsun bu kısır döngünün kırılıp, gerekirse dibin de en dibine vurulup onurlu ve bağımsız bir şekilde yeniden ayağa kalkmayı isteyenlerin ismi. Ne yapmalıcılar, kimine göre hayalperest, kimine göre sivri dilli bir grup güzel çocuğun ismi...Ne yapmalıcılar, bağımsızlıkçıların ismi...

İşte bu ne yapmalıcılar bir süredir suskunlar. Cesaret edemediklerinden değil ha! Mevcut yönetimi baltalamaya çalışan bunca mihrak varken yönetimi baltalamamak adına, yapılan iyi işlerin devamlılığını sağlamak adına, destek vermek adına suskunlar. İşin Aytaç Durak kısmında yutkunuyorlar, sineye çekmeye çalışıyorlar, politika nedir bilmeyen o güzel çocuklar politik manevraları öğrenmek zorunda kalıyorlar...

Velev ki...

Velev ki, Aytaç Durak iktidarı almış başını bu kadar yürümüşse, iş teşekkürlere varmışsa, ne yapmalıcıların ne yapması gerektiği artık çok daha net ortadadır. Suskunluğu korumak, tabiri caizse yeraltına inmek, özellikle maddi alandaki projelerini geliştirmek, yönetsel adımlarını ortaya koymak, planı ve programı artık çok daha belirgin bir biçimde oluşturmak ödevleri ne yapmalıcıların önündedir. Aytaç Durak tarafının Ankara Tayfası blogunda teşekkürle anılmasına varan "cüret" ne yapmalıcıların "utancıdır".

Ne yapmalıcıların önünde duran görev bütün berraklığıyla ortadadır: elini güçlendir, hayatında yanyana görmediğin tutarda paraların bulunarak kulübe aktarılabilmesinin yollarını ortaya koy, örgütlen ve İKTİDARI AL...Ama 1 yıl sonra ama 3 yıl ama 5 yıl sonra...

Ne yapmalıcıların iktidara yürüyüşü, yeraltında başlamıştır...

Teşekkür edeninden ihanet edenine dek bağımsızlıktan tek bir adım geri atanları tarih elbet yargılayacaktır.

Yorumlar

MiTo1940 dedi ki…
Aytaç Durak isterse Demirsporu Süper lig şampiyonu yapsın şahsım adıma tavrım hep aynıdır... Aytaç Durağı istemiyorum... Demirspor Amatörde kalsın ama aytaç durak gitsin...
Onur BİÇER dedi ki…
Kardeşim ilk okuyuşta, çok ama çok ağır buldum yazını. Yanlış algılamış olabilirim. Tekrar tekrar okuyacağım. Yazıyı yazanları bilmesem tanımasam neyse. Sen de biliyorsun ki, bu insanlar da bizim bulmak istediğimiz parayı bulup iktidarı alsalar bizim yapacaklarımızdan farklı bir şey yapmayacaklar. Keskin sirke küpüne zarar vermese, daha iyi olmaz mı?
Unknown dedi ki…
vertumnus'a da bu yakışır.
Adsız dedi ki…
vertumnus blogu bıraksa yeridir!
yavuzy dedi ki…
Tarihi bir yazı! Eline sağlık...
Adsız dedi ki…
sevgili vertumnus,

benim hislerime tercüman olmuşsun. eline sağlık...

değerli arkadaşlar,

aytaç durak sadece adana'ya ilişkin değildir. bu ülkede başka birşeylerin izahıdır aynı zamanda. onun seçildiği ilk seçimden bu yana bu toprakların geçirdiği dönüşümleri, tüm suskunlukları, yalanları, kumpasları da bir yerde anlatır. bugün onun nerede hangi arsası var konuşmaları dedikodu olmaktan çıkıp gerçeğe dönüştüyse demirspor'un adının da böyle anılması doğru olur mu? bakın melih gökçek kaç yıllık ankara kulübünü, ankaragücü'nü aldı, oğlunu başına dikti. ama ilginçtir ki ankaragücü kenan evren'in takımıdır ve belki de kaderi zaten baştan budur.

oysa biliyoruz, biz halkın takımıyız! aytaç durak'a mecbur değiliz, kaderimiz de değil.

sevgi ve saygıyla,
TAYLAN dedi ki…
çok ağır olmuş değerlendirme, şu vakit buna hiç gerek yoktu. ayrıca bu "ne yapmalıcıların" kuru kuru eleştirmekten başka proje üretmek gibi,kaynak göstermek gibi kulübün kendi ayaklarının üzerinde durabilmesi için önerileri olmalı..( zaten hoş hangi projeyi yönetim ortaya getirse bile taraftar destek vermiyor.kombinede, fleksi de gördük.)taraftar profilini bilmeden, insanını tanımadan sadece çıkıp şunu bunu eleştirmekten başka bir yolu olmayanların yolu çıkmaz yoldur.. kolaysa 1.5 milyon doları siz bulsaydınız da bizde "ne yapmacıların" yanına "ne güzelde bulducular", kulübe "sahip çıkıcılar" deseydik..ama bendeki adları şimdilik: "ne güzelde eleştiriciler" "çözüme katkı koymayacılar", "boşa kürek sallayıcılar" "hayal dünyasında yaşayıcılar"
mustava dedi ki…
hayal dünyasında yaşamak benim için zor değil. gözümü kapatırım, en basitinden, çok uzağa değil iki sezon öncesine giderim. hayaller kurarım, yapılan transferleri düşünürüm. bedavaya gelen futbolcuyu almayıp, sonradan yanında menajeriyle geldiği zaman alındığını hayal ederim. onurlu insanların değil, çantacıların bu kulübün içine sokulduğunu, bir sürü insanın bırakın 1,5 milyon doları 10 milyon dolar ile doyurulduğunu hayal ederim. sonra final maçları gelir gözümün önüne, soyunma odalarını düşünürüm. seçim sandıklarını düşünürüm. kahramanları, süpermenleri, teksasları, tommiksleri düşünürüm. hayalperstim ya. kabahat bende ya!

hayalperestim ya, param da yok, e ne güzel şey. demek ki parasız adam, gereksiz adammış. demek ki boş beleş adamlarız, susacağız, büyüklerimizi küstürmeyeceğiz. yav hadi büyükleri anladım da, şu küçüklere ne oluyor? hadi büyüklerin yiyip bitiremedikleri, sevmedikleri demirsporu küçükler niye sevmiyor? niye demirspor sezona paf takımıyla çıkacak, rezil rüsva olacak, bunun müsebbibi, hayalperesti ben olabiliyorum sizin gözünüzde? ben mi seçtim yönetimleri, teknik ekipleri, futbolcuları? ha, diyorum ki ben seçseydim mesela kralını seçerdim, bu takımın maddi-manevi-siyasi sırtından geçinenleri bırak kulübe, stada bile sokmazdım. ama şimdi bunları diyorum ya, hayalperestliğim tuttu yine. benim gibi düşüneni yine benim gibi küçükler yer bitirir bu alemde.

şimdi, örneğin bana hayalperest diyen, bu takımın 15 senedir alt liglerde sürünüyor olmasının faturasını bana yüklüyorsa hala, o zaman derim ki bu muamaleyi hepimiz hakediyoruz. ben hala gözlerimi açamıyorum çünkü hem hayalperestim, hem de gözlerim hala yanıyor tarsustaki, konyadaki biber gazlarından...
Fırat Ateş dedi ki…
Tarihsel bir cümledir bu: Ne Yapmalı?

Lenin'in 1902'de aynı isimle yayınlanan bu kitaptan 15 sene sonra Rusya'da iktidarı aldığını görüyoruz...

Vertumnus'un kaleme aldığı bu yazı tarihsel bir öneme sahiptir kanımca, elbette yazıya eleştiri getirenler olacaktır veya tarihsel seyri içinde kimi değişiklikler yapılması gerekecektir fakat özü itibariyle bu yazıda vurgulanmak istenen şey benimde altına imzamı atmaktan zerre çekinmeyeceğim bir duruşu sergilemektedir...

Son söz yerine:
"Gelenek ve Gelecek Ne Yapmalı"cılarındır...
Adsız dedi ki…
Sallandıracaksın bu
"ne yapmalı"cılardan birkaçını
5 Ocakta.Bak nasıl çıkıyor Demirspor düzlüğe :)

Yusuf Şahin
serdanka dedi ki…
Burada Aytaç Durak efendiye teşşekkür edilmasi çok yadırganmış. Bende yadırgadım ama ironik taraf gözlerden kaçmış bence. O kadar büyük şehirdik gene bu adama kaldık. Yahu bu adam o kadarda büyük mü? Yoksa biz bu adamı koyduk dev yerine ne hallere getirdik. Hem daha kötüsü bu adam yüzünden arkadaşların arkadaşları kırmaya gitmesi, işte asıl ayrışma, dağılma o zaman başlar... Beyler "HER SÖYLEDİĞİNİZ DOĞRU OLMALI AMA HER DOĞRU HER YERDE SÖYLENMEMELİ!" ... aileler yıkılmak için değil birleşmek içindir... Zaten bu ülkede her birimizi bir safha ayırdılar, sizde bizi ayırmayın, saygılar...
mustava dedi ki…
ağzına sağlık serdanka...
Adsız dedi ki…
kemal okuyan ın kitabıdır bu.tavsiye ederim:)
Adsız dedi ki…
Adsız,

Ne Yapmalı - Çto Delat Leninin kitabıdır. Kemal Okuyanınkinin ismi: Ne Yapmalıcılar Kitabı. Vertumnusun yazısının içeriği ile her iki kitabın öğretisi tutarlılık içeriyor. Bu kitaplarda örgütlenmenin nasıl olması gerektiği, hedefler, iktidarın alınma yöntemleri tartışılıyordu yanlış hatırlamıyorsam.

Vertumnustan tutarlı ve hoş bir gönderme olmuş ne yapmalıcılar isimlendirmesi. Yakında Nisan Tezlerinin Demirspor uyarlamasını bekliyoruz kendisinden :)

TKPli Şimşek
Ati dedi ki…
üzerime alındım.. tüm suçlamalara cevabımda hazır, ama cevabını buradan vermeyeceğim. kol kırılmalı, yen içinde kalmalı...
Ati dedi ki…
yarım saattir düşünüyorum, bu yazıyı hakettiğimi düşünmüyorum.. "tarihi" bir cevap yazayım diyorum, klavye elimi yakıyor.. ulan konuşsam olmayacak, sussam gönül razı değil.. bu gece uzun gelir bana.. Allah yardımcım olsun.. hele bir yarın olasun...
ARAFİ dedi ki…
Demirspor'un tarihi biraz da yalnız yürünülen yolların tarihidir. Atılabilecek her yanlış adımı meşrulaştırabilecek, gerçeğin ve gerekliliklerinin tüm dayatmalarına karşı, başı dik onurlu bir duruşun tarihidir. Sanıyorum biraz da bu nedenle yani teslim alınan bir yaşamda teslim olunmayan bir odak olduğu için tüm güçsüzlüklerine karşın bu kadar güçlüyüz, bu kadar kalabalık. Yalnızlığımız, güçsüzlüğümüz ve haksızlığımız ise ancak, 1902 yılında "Ne Yapmalı" nın yazarı kadardır.
kebabman dedi ki…
TKPli Şimşek rumuzunu internette dolastigimdan 10 seneden bu yana ilk kez goruyorum.
Bakalim daha nelerini gorecegiz.
Yapmayin etmeyin diyorum baska birsey demiyorum.

Birisi gelir SGBli Şimşek olur,digeri gelir UGDli Şimşek olur vsr vsr.

Hayirlisiyla!!! :-) okyonus dibindeki tum internet kablolari tamir edilmeyecek sekilde bir kopsaydi da herkes rahatlasaydi.
serdanka dedi ki…
Hakket ya Şefik abi ağzına sağlık :))) Bizzat ben kopartacağım o kabloları sonunda :D

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.