Ana içeriğe atla

Muharrem Gülergin Tribünü Kombineleri - 2.Etap

Çıkar çıkmaz tükenen ilk etap Muharrem Gülergin Tribünü kombineleri için yoğun bir biçimde gelen tekrarlansın talepleri yerini buldu. Yarın (cmt) 14:00'dan itibaren kısıtlı sayıda yeni çıkarılan kombine store'de satışta olacak. Almayan arkadaşlar elini çabuk tutsunlar derim...

Yorumlar

Baris dedi ki…
Burası uygun mudur bilmiyorum ama Livorno maçı olacaksa, kulübün kombine satışı için bunu iyi değerlendirmesi gerekiyor bana göre..
Livorno kulübünün masrafları sponsorlarla karşılanacaksa - ki karşılanak gibi duruyor.- bileti ya ucuz tutup öğrenci olan gençlerin de maça gelmelerini sağlayabilirler ya da lig maçı gibi kombinesi olan içeri ekstra ücret ödemeden girip, kombinesi olmayana da bilet fiyatını (tahmini rakam veriyorum) 50 lira derse, kombine satışını patlatabilirler. Yani, ben 50 liraya tek maçlık bilet alacağıma, 110 liraya kombine alırdım. Tüm sezon maçlarını izlerdim.
Size bunun için örnek verebilirim, geçen sene Turkcell Süper Lig'de oynanan, Hacettepe - Fenerbahçe maçı için Fenerbahçe tarafına uygulanan bilet fiyatı 40 lira idi. Hacettepe'nin Maraton olarak tabir ettiğimiz tribündeki kombinesi yetişkinler için 50, öğrenciler için 25 liraydı. Benim gibi öğrenci olan çoğu arkadaşım kombine almayı tercih etti. Sadece Fener'i değil, Süper Lig'de ki bütün maçları izlediler.
Yani sözün özü şudur ki, kombinelerin bitirilmesi için, Livorno maçı bulunmaz bir nimettir.
Tabii bu benim naçizane görüşüm. Başkanın ya da yönetimden biri fikrimi duyup ciddiye alır mı bilmiyorum, yazayım istedim.
Barış.
DexteR dedi ki…
Yönetimin Livorno maçından yüksek bir getiri sağlayabilmesi en büyük temennimiz. böylelikle borçlarımız bir nebze hafifler ve TAM BAĞIMSIZ ADANA DEMİRSPOR ideamıza biraz daha yaklaşmış oluruz.
Görünen o ki bu maç için şehir dışından çok sayıda seyirci gelecek. belki 5 Ocak'ın kapasitesi yetersiz kalacak. ben şimdiden kara kara bilet bulabilecek miyim diye düşünür oldum.
Acilen sıcak paraya ihtiyac duyulan bir dönemde, taraftarın bu maça kombine kartla girmeyi beklemesi işin kolayına kaçmak olacaktır. zaten kombine kartlar dünyanın her yerinde sadece resmi maçlarda kullanılır.

Diğer yandan bence şu kesinlikle yapılmalı: 4 Eylül'e kadar kombine kart alanlara Livorno maçına bilet garantisi verilmeli. şimdi belki bana bencil diceksiniz ama napim elimde o kadar kombine varken bu maça bilet bulamassam kafayı yerim =)))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...