Ana içeriğe atla

Livorno Basınında Türkiye Seyahati

Kesinleşiyor-kesinleşecek derken Bekir Çınar'ın "tamam" demesiyle netleşen Livorno maçımız için işin İtalya ayağında bir gelişme var mıdır diye merak edenlere güzel bir haber; Toskana'nın Livorno merkezli Il Tirreno gazetesinin bugünkü (21 Ağustos 2009) sayısında 9.sayfada Livorno'nun Türkiye'ye gelişi mevcut.

Şanssızlık mı diyim ne diyim, gazetenin internet baskısında o sayfayı üyelik/para olmadan okuyamıyoruz ("Contenuto a Pagamento" > ücret gerektiren içerik) Web sitesinin içinde arama yapınca haberin içerisinden yalnızca şu satıra ulaşılabiliyor; (haberin geri kalanında ne yazdığını bilemiyoruz maalesef)

"Il Livorno durante la sosta effettuerà una tournèe in Turchia"

Kabaca, "Livorno, yapacağı turun içerisinde Türkiye'de de duracak" gibi çevirebiliriz.

Meraklısı için link şudur;

http://ricerca.gelocal.it/iltirreno?query=Il+Livorno+durante+la+sosta+Turchia&view=locali.il+Tirreno

(Açılan sayfadaki ilk satırdaki haber)

Yanılmıyorsam İtalya tarafında kamuya açıklanan ilk haber bu, haydi hayırlı olsun bakalım

Hele bir gelsinler, daha çooook söz edecekler!

Yorumlar

caqLaR dedi ki…
Başkın'ın açıklamasında yazıyı gördüm takımın lige gireceğini söyledi vede elinden geleni şimdiye kadar sergiledi.Açılışta yaklaşık olarak 8.ooo kişi yada yakın bir sayı vardı stadda bence azdı bizki en kötü maçımızda 11.ooo e 12.ooo'e oynamış takımız ki böyle bir gecede daha fazla olabilirdi sebebini tamamı ile yaz dönemi olmasına bağlıyorum.Tahminimce Livorno maçında stadın dolup taşmasını hatta dışardaı kalacak bazı taraftarlarımınız olacağını düşünüyorum.Bence Livorno maçı ile gereken gelir elde edilmesede extra olan açılış ve Livorno maçından hatrı sayılır bir para kalacağına inanıyorum....

Başkan'a söz verdik ŞAMPİYONLUK yolunda yalnız bırakmıyacağız ...!
DexteR dedi ki…
alın size kombine kart satışalarını patlatmak için mükemmel fırsat:
kombine kart sahiplerine Livorno maçı için bilet satışında öncelik verilsin!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...