Ana içeriğe atla

Namağlup Şampiyon

Sabah sabah bir ağlamaklı oldu içim.

Aslında haberi dün gece gördüm. Yorgun gözkapaklarımın arasından giriverdi, ekranın altından kayıp gidiveren yazı...

Sonra bu yazıyı yıllardır gördüğümü farkettim. Bundan 6-7 sene öncesine kadar çok da bir şey ifade etmiyordu benim için. Demirspor hayatımın bu denli merkezinde değildi belki de.

Galatasaray sutopu takımı Deplasmanlı 1.ligde bu sene yine şampiyon oldu. 6 Haziran'da şampiyonluklarını ilan ettiler. 1991 ve üstü doğumluların oluşturduğu Sutopu Genç Erkekler 1.liginde de 22 Temmuz'da şampiyonluğu kazandılar.

Yok, bir başkasının şampiyonluğuna ağlamaklı olmam ben. Bir emek varsa ortada, saygı duyarım. "Benim eksiğim nerede, nerede hata yaptım" diye düşünür, ona göre kendimi geliştirmeye çalışırım. Bana göre sportmenliğin, ahlakın, "delikanlılığın" gereği budur çünkü.

Beni üzen neydi peki?

Beni üzen son 35-40 yılda havuzlarda bir hayaletin gezinmesiydi. Bir dönem havuzlarda kanlı-canlı olan; mangal yürekli, çelikten bilekli o vücut, şu an vücudunu kaybetmiş bir hayalet gibi başıboş bir şekilde dolanıp duruyor. İşin acısı Adanalı da bu canlı vücudu ölüme terketmiştir.

Galatasaray sutopu takımının sitesindeki bazı cümleleri buraya alacağım, işte içime oturan cümleler:

"Galatasaray Sutopu Yaz Spor Okulu, şampiyon sutopçularımızın gözetiminde Burhan Felek Spor Tesisleri içindeki Galatasaray Olimpik Yüzme Havuzu'nda başlıyor.
Son 19 yılda 15 kere şampiyonluğa ulaşan yenilmez armada Galatasaray Sutopu Takımı oyuncularının öğretmenliğinde, gençlerimize hem temel yüzme eğitiminin verileceği hem de Galatasaray Sutopu Takımının bir parçası olma yolunda kapıların açılacağı eğitim Galatasaray Olimpik Yüzme Havuzu'nda verilecek. "

Artık havuzlarda başka "Yenilmez Armada"lar kulaç atıyormuş. Halbuki o BİZİK! Artık bundan sonra o BİZDİK mi diyeceğiz? Kimse inanmıyor artık bize, biz bile unutmuşuz kendimizi. Kaptırmışız kendimizi başka hülyalara, masallara. Kimse "eğer havuzlarda bir tarih yazılacaksa onu da biz yazarız, Adana yazar" demiyor, diyemiyor artık.

Hayaletler neden vardır peki?

Dünyada hala yapması gereken bir işi olan, yarım kalmış bir hesabı olan, yattığı yerde huzur bulamayan ölülerin iki dünya arasında hapsolmuş hali değil midir hayaletler? Oradan oraya savrulur, bazen birilerine musallat olurlar. Korkudan çok üzüntü verir bana bu ıstırap, bu bir şeylerin yarım kalmışlığı ve onu tamamalayamamanın suçluluğu.

Adana Demirspor yüzme ve sutopu takımının hayaleti havuzlarda dolanıyor. Ben görüyorum, arkadaşlarım görüyor, Demirspor'un büyüklüğünü bilenlere görünüyor bu hayalet. Korkutmuyor bizi yalnızca ağlatıyor.

Yenilmez Armada Bizik! Bu hayalete yeniden can verecek olan da Bizik! Yeter ki yeniden vücut bulsun, Türkiye'de havuz havuz, şehir şehir peşine düşecek olan da Bizik!

Bir temenni olarak, havuzlarda mavi-lacivert mayoyu tekrar zirvede görmek adına, Muharrem Abinin vakt-i zamanında Galatasaray takımına ve tüm havuza Bursa'da yıllar önce haykırdığı gibi:

GELİYORUZ! YENİ BAŞTAN OYNAYACAĞIZ!



Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Sabah sabah duygulandırdın beni Mustafa kardeşim, eline sağlık.
myown dedi ki…
suya yazılan yazılar böyledir. çabuk silinir ama o yazıyı görenler bir anlık o yazıyı görenler silinse de yazı ordan gözünü her kapattığında ışık etkisi gibi gözünün önünde canlarnır. Fofo gider mi gözün önünden peki o Behçetler, suya yazılan yazı silinebilir ama tarihe yazılan asla...
suat gürışık dedi ki…
başkan yüzme takımını kuruyor bu sene çukobirlik yüzme takımı dağılmıştı onları topluyor.yenilmez armadaların ruhunu canlandırıyor hayırlı uğurlu olsun

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir