Ana içeriğe atla

Muharrem Gülergin Tribününe Kombine…


Adana Demirspor Yönetim Kurulu, Şimşekler Grubu üyelerinin Muharrem Gülergin tribününe de kombine çıkarılması taleplerine olumlu yanıt verdi. İlk etapta 500 adet kombine çıkarılacağı bilgisini veren Önder Serin, talep durumuna göre rakamda artışa gidilebileceğini de sözlerine ekledi.

Eminim ki “Şehrin Asi Çocukları” harçlıklarından artırıp, belki yaz tatilinde çalışıp, ama ne yapıp edip kombineleri tüketeceklerdir.

Bu olayın benim nazarımda en önemli avantajı ise, en azından bilet kuyruğunda yenen biber gazına artık maruz kalınmayacak olmasıdır.

Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Bir yanda yönetimlerinden ücretsiz maç bileti için baskı kuran, hatta çirkeflik tehdidinde bulunan taraftar grupları...

Diğer yanda ırakın ücretsiz bileti, kulübe toplu gelir yaratma adına kombine isteyen Şimşekler Grubu...

Alkışlıyorum.

Yönetime de taraftarın sesine kulak verdiği için teşekkür ederiz. Ankara Tayfası Muharrem Gülergin Tribünü'nün kombine satışlarına sembolik bir rakamla destek verecektir.
Adsız dedi ki…
Yapma Onur! Bedava bilet şurada birkaç yıldır yok, onun yerine Store gelirleri vardı yetmez mi!
Onur BİÇER dedi ki…
Şöyle düşünün sevgili adsız, bundan belli bir dönem öncesine kadar organize küfür de vardı. Kavga dövüş de eksik olmuyordu. Ama şimdi yok. İstisnai durumlar dışında kendi çıtasını oldukça yükseltti Şimşekler Grubu. Geçmişte bedava bilet vardı, ama şimdi yok. Geçmişte store vardı ama şimdi yok. Ellerindeki store gelirlerinin kulübe bırakılması ile kombinenin açıklandığı günün aynı olması bile olumluya doğru gelişim ve değişimin devam etmekte olduğunu göstermiyor mu?

Benim genel yaklaşımım şu şekilde:

Bir kişiyi, grubu, camiayı eleştirmek isterseniz, kötülemek isterseniz bu kolaydır, eleştirmek gereklidir de... Ama eleştirebildiğimiz ölçüde alkışlamayı da bilmemiz gerekmiyor mu?

Şunu söyleyin bana: Kaç tane tribün grubu kendi inisiyatifi ile kombine ister? Şimşekler Grubu istese ben bana bedava bilet verilmedikçe, takıma zarar vereceğim, diyemez mi? Şimşekler Grubu istese, ben takımı istediğim verilene kadar desteklemiyorum, diyemez mi? Bence atılan adım olumludur, alkışlama düzeyinde vurgulamak ise şahsi kanaattir.

Yorumunuz için teşekkür ederiz.
Adsız dedi ki…
Sevgili Onur,
Yazdıklarına aynen katılıyorum. Şimşekler Grubu bana göre Türkiye'nin en güzel taraftar gruplarından birisidir. Ben gerek yaşım itibariyle, gerekse Adana'da yaşamadığımdan dolayı Gruba katılamadım. Ama bu grubu suçlayanların karlı,saha çizgi,leri kömürle çizilmiş stadlarda üzerlerindeki bir tek gömlek ve yırtık ayakkabılarla ve aç karnına bu takımı gırtlakları yırtılırcasına desteklediklerini,sonuç ne olursa olsun taakıma asla küfür etmediklerini de düşünmeleri gerekir.

Merih Güvenç

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...